Depremde zarar gören okuldaki çatlaklar sıva ile kapatıldı!
İstanbul’un Sancaktepe ilçesinde 1991 yılında inşa edilen Osmangazi İlköğretim Okulu, 17 Ağustos 1999 depreminde ağır hasar aldı. Güçlendirilme çalışmalarının ardından açılan okul, 2008 yılında ikinci kez güçlendirildi.
Hem 17 Ağustos 1999 hem de 26 Eylül 2019 depreminde hasar gören Sancaktepe’deki Osmangazi İlköğretim Okulu, yarın eğitime açılacak. 28 yıllık binanın kolon ve duvarlarındaki çatlakların sıvayla kapatıldığı iddia edildi.
İstanbul’un Sancaktepe ilçesinde 1991 yılında inşa edilen Osmangazi İlköğretim Okulu, 17 Ağustos 1999 depreminde ağır hasar aldı. Güçlendirilme çalışmalarının ardından açılan okul, 2008 yılında ikinci kez güçlendirildi.
26 Eylül’de Silivri açıklarında meydana gelen 5.8’lik depremde de okulun kolon ve duvarlarında hasar oluştuğu, çatlakların sıvayla kapatıldığı iddia edildi.
Sözcü‘nün haberine göre, yarın eğitime başlanacak okulun tedirginlik yaşayan öğrenci ve velilerine destek olan İBB Meclisi ‘İyi Parti’ Grup Başkanvekili İbrahim Özkan, “Osmangazi İlköğretim Okulu bağımsız denetçiler tarafından denetlendi mi? Denetlendi ise raporun öğrenci ve velilerimize açıklanması ve velilerimizin kalben rahatlaması gerekiyor” şeklinde konuştu.
VELİLER İMZA TOPLUYOR
26 derslik, 998 öğrenci ve 34 öğretmeni ile toplam bin 32 mevcudu olan okulda, 5.8’lik deprem sonrası sıva tamiratı yapılması öğrenci ve velilerin can güvenliği açısından korkuttu.
Özkan, velilerin okulun yıkılıp yeniden yapılması için imza topladıklarını belirterek, şunları söyledi: Silivri’deki deprem sonrası iki okul boşaltılmıştı. Sancaktepe Rehberlik Araştırma Merkezinin yıkılmasına karar verilirken Osmangazi İlköğretim Okulu’nda eğitime devam etme kararı velileri endişelendirdi. 712 tane imza toplandı. Sancaktepe Rehberlik Araştırma Merkezi gibi Osmangazi İlköğretim Okulu’nun da yıkılıp yeniden yapılmasını istiyoruz.
OKULA DAİR RAPOR PAYLAŞILDI
Öte yandan mahalle muhtarı Mustafa Arslantaş konuyla ilgili sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. İddialara konu olan Osmangazi İlkokulu için edinilen raporu paylaşan Arslantaş, “Sn. Kaymakamımız Adnan bey, Milli Eğitim Müdürü Sn.Hale hanım ve beraberinde okulumuzu inceleyen İstanbul Koordinasyon proje biriminden Sn.Yunus bey ile Osmangazi öğretmenleri ve okul aile birlikleri ile toplantı gerçekleştirdik. Rapor sonucu Okulumuzun taşıyıcı unsurların depremde zarar görmediği ve olası Büyük İstanbul depremine dayanıklı olduğu kayıt altına alınmıştır. Bu rapora istinaden 28.10.2019 (pazartesi günü) eğitim öğretime başlanacaktır. Rapor ile alakalı açıklama ekte yer almaktadır.” diye yazdı.
Raporun yakın zamanda İnşaat Mühendisleri Odası’na da sunulacağı kaydedildi.
Manifesto‘ya ulaşan bir öğrenci velisi ise, “Okulun yıkılıp yeniden yapılması” önerisine karşılık “Hem okul yönetimi açısından hem ilçe eğitim açısından bir problem var çünkü okul sağlam diyorlar, neye göre sağlam? Bize bu konuda bir rapor gösteremiyorlar. Biz de haklı olarak güvenmediğimiz için ‘okul yıkılsın’ diyoruz ancak bizim elimizde de okulun hasarlı olduğuna ilişkin somut ve bilimsel bir rapor yok.” diye konuştu.
Taleplerinin “TMMOB’a bağlı denetçi ya da mühendisler tarafından bilimsel bir denetim” olduğunu vurgulayan veli, “Hatta bu konuda bireysel olarak İBB Beyaz Masa’ya mail attım. Ona yanıt geldi ve şöyle dediler: “Okul yönetiminin talep etmesi durumunda biz İSTON olarak orada numune alıp denetleme yapabiliriz.”” diye konuştu.
İMO ile de temasa geçtiğini aktaran öğrenci velisi, İMO İstanbul Başkanı Nusret Suna ile görüşüldüğünü ve “Yönetim kurulu toplantımız var, eğer okul müdürlüğü talep ederse teknik ve hukuki anlamda size destek vermeye hazırız” yanıtını aldığını aktardı.
Okurumuz görüşlerini şöyle sonlandırdı:
“Şunu da ayrıca sormalıyız, güçlendirme gören okullarda çatlak yok, bir bizimkinde var. Bu nasıl güçlendirme? 2018 yılında çıkan deprem yönetmeliğine göre burası 99 depreminde hasar gördüğü için yıkılmalı ancak dediğim gibi bunun için elimizde bilimsel bir rapor olmalı. Bu dediklerimizi kabul etmez, TMMOB ve İSTON talebimizi geri çevirirse o zaman oturup hem boykot etmeyi düşünürüz hem de hukuki sürece başvururuz. Buna hakkımız var.”
