Dilipak, AKP medyasını eleştirdi: Samimiyetsiz, ucuz bir profesyonel meddahlık derdinde
'AKP'nin medyası yok' diyerek yandaş medyayı da uyaran Dilipak, " Tek ses ya da koro halinde uygun adım bir yürüyüş kolu oluşturma derdindeler" ifadelerini kullandı.
İslamcı yazar Abdurrahman Dilipak, “dost acı söyler” diyerek bir seçim yazısı kaleme aldı.
YeniAkit yazarı Dilipak, “Seçim havası” başlığını verdiği yazısında “Şubat’ın ortasına geldik neredeyse, seçime 45 gün gibi bir zaman kaldı, ama henüz sokakta seçim havası yok. Partilerin karizması adayların karizmasından yüksek. Öte yandan seçim kampanyasında kullanılan sloganlar ve söylem çok zayıf.” ifadelerini kullandı.
AKP’nin adaylarını değerlendiren Dilipak, “Aday belirlerken de, seçim kampanyası hazırlanırken de sanırım bazı yanlışlar yapıldı. Herkes partiden çok ‘Erdoğan’ adını kullanıyor. Kendini Erdoğan’a nisbet ediyor, kendi sözlerini Erdoğan’ın söz ve davranışları ile temellendirmeye çalışıyor. Ama bu durum ister istemez Erdoğan’ın adını yıpratıyor. Bana kalırsa kamuoyu anketlerine fazla itibar etmeyin. İnsanların kafası karışık ve aleyhte konuşmak istemeyince yuvarlak sözlerle geçiştirme yoluna gideceklerdir.” yazdı.
Sosyal medyada sahte profillerle yürütülen ‘seçim kampanyasına’ da değinen Dilipak, “Troller konusu ‘Keskin sirke’ örneğindeki gibi küpüne zarar vermeye başladı. Bunları kullanıcılarının başına bela olacaklar. Bumerang gibi fırlattıkları taş gelip kendi başlarına çarpacak. Unutmamak gerekir ki “Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder”. Her eleştireni kazanmak yerine aşağılar ve hedefe koyarsanız size destek olacak kimse kalmaz sonra çevrenizde.” ifadelerini kullandı.
‘AKP’nin medyası yok’ diyerek yandaş medyayı da uyaran Dilipak, ” Tek ses ya da koro halinde uygun adım bir yürüyüş kolu oluşturma derdindeler” ifadelerini kullandı.
Dilipak’ın ifadeleri şöyle:
“AK Parti medyası diye bir medya yok bana kalırsa. Yani CHP’nin Halk TV’si gibi bir TV’si, gazetesi yok. AK Parti üzerinden çıkar hesabı yapan grupların medyası var. Ya da AK Parti içinde güç sahibi olmak, AK Parti tabanını kontrol etmek ve böylece kendi siyasi geleceğini garanti altına almak isteyen, kendi dışındakilerin merkeze yaklaşması ve inisiyatif sahibi olmasını istemeyen bir medyaları var. Büyük kısmı samimiyetsiz, ucuz bir profesyonel meddahlık derdinde. Tek ses ya da koro halinde uygun adım bir yürüyüş kolu oluşturma derdindeler.
Kurşun askerlere benzeyen, toplumda karşılığı olmayan metin yazarları ile kamuoyu oluşturmazsınız! Parti ciddi bir kimlik erozyonu yaşar. Medya ve STK’ların parti ile ilişkileri çıkar ilişkisine dönüşür. Siyasi topluluk sivil toplumu satın alırsa sonuçta kazandığınızı zannettiğiniz noktada kaybettiğinizi anlarsınız. Bu akılla kaçtığınızı sandığınız şeye doğru koşmuş olursunuz.”
‘Tek boyutlu müzakereler insanları bıktırdı’
“Ötekileri parti ve liderlerinin açığını bulmak ve hesap sormakta herkes çok mahir. Ama bakıyorum da, o kesimden birilerini kazanmak değil de hedef, mahkûm etmeye yönelik bir dil kullanılıyor. CHP’nin ve liderinin özellikle geçmişe ilişkin söz ve filleri zaten onların başının belası! AK Partiye yakın medya da bunu kullanıyor. Bugün için, tekrarlanan sözler, yukarıdan gelen mesajlarının yüzeysel yorumları, tek boyutlu müzakereler insanları bıktırdı. AK Partinin geldiği yer başka, bugünkü sözcüleri, ekran yüzleri, vitrindekiler başka! AK Partinin STK, medya ve kanaat önderleri ile teması profesyonel, şekli, dostlar alışverişte görsün kabilinden kurgulanmış toplantılar. Merkezde ya da teşkilatlarda kendilerini Erdoğan’a nisbet edenler, çok buyurganlar, söz dinlemek yerine talimat vermek için konuşuyorlar sanki. Hep aceleleri var. Sözleri bitince gitmeleri gerek. Zaten bazıları bağını kopardı da, hâlâ kapıda bekleyenleri dinlerseniz bu sözlerin haklı olduğunu göreceksiniz.“