Diyarbakır Yenişehir'de bir genç polis tarafından öldürüldü
Diyarbakır’da Sümerpark'ta arkadaşıyla oturan Recep Hantaş isimli genç polis tarafından başından silahla vurularak öldürüldü.
Diyarbakır Sümerpark’ta arkadaşıyla oturan 20 yaşındaki Recep Hantaş, polis kurşunuyla yaşamını yitirdi. Hantaş’ın cenazesi polis ablukası altında aile bireyleri tarafından toprağa verildi. Hantaş’ın ağabeyi Efe Hantaş, kendilerine “yanlışlıkla öldürüldü” dediğini ancak bunun doğru olmadığını ve kardeşinin daha önce polis tarafından tehdit edildiğini kaydetti.
MA’da yer alan habere göre; Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde bulunan Sümerpark civarında sabah saat 04.00 sıralarında Recep Hantaş adlı bir genç, polis tarafından gözünden, başından ve karnından vurularak öldürüldü. Olay, Hantaş ile ismi öğrenilemeyen bir gencin parkta oturduğu sırada meydana geldi.
Olayla ilgili yetkililerden bir açıklama yapılmadı.
MEZARLIĞA AİLE DIŞINDA KİMSE ALINMADI
Olay yerinde yaşamını yitiren Hantaş’ın cenazesi Dicle Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Polis, öldürülen Hantaş’ın ailesini sabah saatlerinde arayarak Dicle Üniversitesi Hastanesine gitmelerini söyledi. Bunun üzerine hastaneye giden aile fertleri, buradaki doktordan Hantaş’ın öldürüldüğü bilgisini aldı. Öğle saatlerinde polis eşliğinde hastanede alınan Hantaş’ın cenazesi yine polis ablukası altında Yeniköy Mezarlığı’na defnedildi. Aile bireyleri dışında hiç kimsenin almadığı mezarlığın tüm girişleri polis tarafından kapatıldı.
HANTAŞ’IN YANINDA BULUNAN KİŞİ GÖZALTINDA
Hantaş’ın yanındaki arkadaşının kim olduğu öğrenilmezken söz konusu kişinin gözaltına alındığı öğrenildi.
1999 Lice doğumlu olduğu Hantaş’ın taziyesi Kayapınar’da bulunan Ahmedi Xani Taziyevi’nde kabul ediliyor.
POLİSİN ‘YANLIŞLIKLA VURDUK’ DEDİĞİ HANTAŞ’IN ABİSİ: DAHA ÖNCE TEHDİT ETMİŞLERDİ
Öldürülen Recep Hantaş’ın ağabeyi Efe Hantaş, yaşanan olaya ilişkin Mezopotamya Ajansı’na konuştu. Ağabey Hantaş, kardeşinin Yenişehir Şehitlik Semti’nde hurdacılık yaparak geçimini sağladığını dile getirdi.
Polislerin araması üzerine Dicle Üniversitesi Hastanesi’ne gittiklerini anlatan ağabey Hantaş, hastaneye gitmelerine rağmen kimsenin kendilerine bilgi vermediğini ifade etti. Israrlı bekleyişlerinin ardından hastaneden bir doktorun yanlarına geldiğini vurgulayan Hantaş, doktorun kendilerine “Başınız sağ olsun Recep hayatını kaybetti” dediği belirtti.
Bunun üzerine kardeşinin durumuna ilişkin yanlarına gittikleri polisten bilgi almaya çalıştıklarını ifade eden Hantaş, ancak polisin uzun bir süre kendilerine bilgi vermediğini kaydetti. Israrlı soruları sonucu polisin kendilerine “kardeşiniz arama listesinde olan biriyle görüştüğünü, operasyon yaptıklarını ve Recep’in burada yanlışlıkla öldürüldüğünü” söylediğini anlatan ağabey Hantaş, “Ancak, bu bize hiç inandırıcı gelmedi” dedi.
“POLİSLER ÇOK TEDİRGİNDİ”
Hastanedeki polislerin cenazenin bir an önce alınıp defnetmeleri dayatmasında bulunduğunu anlatan ağabey Hantaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizler daha olayın şokundayken, yanımıza gelen polisler, cenazeyi morgdan hemen alıp mezarlığa götürmemizi istedi. Polisler çok tedirgindi. Kardeşimin cenazesini alıp Yeniköy Mezarlığına gittiğimizde mezarlığın abluka altına alındığını gördük. Mezarlığın tüm kapıların önüne zırhlı araçlar konuşlandırılarak geçişlere kapatılmıştı. Bizim haricimizde kimseyi mezarlığa almadılar. Cenazenin dini vecibeleri yapılırken polisler bize sık sık ‘acele edin kalabalık olmadan bir an önce defnedin’ baskısı yaptı. Cenazeyi polis ablukasında alelacele bir şekilde defnetmek zorunda kaldık.”
“RECEP DAHA ÖNCE TEHDİT EDİLDİ”
Kardeşinin daha önce polisler tarafından tehdit edildiğini vurgulayan Hantaş, “Recep bana polislerin GBT’sini yaparken kendisine ‘terörist’ dediklerini ve bu duruma itiraz edince ise tehdit edildiğini söylemişti. Bundan dolayı ne bir çatışmaya ne de ‘yanlışlıkla vuruldu’ beyanlarına inanırım” diyerek, tepkisin dile getirdi.
Polisin anlattıklarına inanmadıklarını ve olayın tek tanığının ise gözaltında olduğuna dikkat çeken Hantaş, Adli Tıp’tan gelecek raporu beklediklerini söyledi. Ağabey Hantaş, raporun ellerine ulaşmasıyla birlikte Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına giderek suç duyurusunda bulunacaklarını dile getirdi.