'Diz çökün ve özür dileyin': Ergenekon için kim ne demişti?

235 sanıklı Ergenekon davasının çöküşünün resmen de ilan edilmesinin ardından o dönem kendisini davanın savcısı ilan edilen AKP'lilerin yaptığı destek açıklamaları yeniden hatırlandı.

'Diz çökün ve özür dileyin': Ergenekon için kim ne demişti?

AKP-Cemaat ortaklığı döneminde kurgulanıp yüzlerce kişinin haksız yere tutuklanmasına ve sahte delillerle hapislerde tutulmasına yol açan Ergenekon davasının çöküşü dün açıklanan Yargıtay kararıyla resmiyet kazandı.

Yargıtay’ın bozma kararının ardından görülen 235 sanıklı Ergenekon davasının dünkü duruşmasında, tüm sanıkların ‘silahlı örgüt kurmak yönetmek, üyelik, yardım ve yataklık’ suçundan beraatine karar verildi.

Yıllar sonra gelen bu kararla birlikte gözlerin çevrildiği asıl adresler ise operasyonların sürdüğü, şafak vakti ev baskınlarıyla aydınların gözaltına alındığı o günlerde siyasi destek açıklamalarında bulunan iktidar temsilcileri oldu.

Başta o dönem Başbakan olan Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP’liler yaptıkları açıklamalarla davanın savcısı olduklarını vurgulayıp yargıdaki Fethullahçı yapılanmayla ortaklıklarını dile getirmişti.

O dönem yapılan açıklamaları yeniden hatırlatıyoruz:

TAYYİP ERDOĞAN: “Arı kovanına çomak sokulduğu için rahatsız olanlar var. Her şey hukuk içinde olacak. Ancak İtalya’da temiz eller operasyonu olduğu zaman İtalya’yı, Türkiye’ye örnek gösterenler şu anda da Türkiye’de temiz eller operasyonunu yapanlara saygı duysunlar.”

“Milletimiz bunu yakından takip ediyor, değerlendirmesini de buna göre yapıyor. Çünkü kim kimlerin avukatlığına soyunmuş bunlar çok önemli. Biz kendimize hiçbir vasıf tayin etmemişken bize de savcılık görevini sağ olsun onlar veriyor. Bu da güzel bir şey. Niye savcı millet adına vardır, iddia makamı millet adına ordadır, biz de millet adına evet hakkı aramanın hakkı savunmanın gayreti içindeyiz, eğer bu anlamda savcılık ise evet savcıyım.”

BÜLENT ARINÇ: “Türkiye iyi bir noktaya gidiyor. Çünkü bu sıkıntılar, bu sancılar bir taraftan doğum sancısıdır, bir taraftan bağırsaklarını temizlemesidir. Bir taraftan Türkiye’nin gerçek bir hukuk devleti olmaya doğru gidişidir. Türkiye bu sancılarla ilk defa karşılaşmadı ama halının altına süpürülen pislikler gibi yıllarca görmezden gelinerek, korkularak, zaman içerisine atılarak, ertelenerek, bugünlere biraz daha devasa sorunlarla ulaştık. Zamanında çözülebilecek çok küçük, lokal bir hadiseyi biraz da kendi ellerimizle büyüttük”

YALÇIN AKDOĞAN: “Cumhuriyet tarihinin en büyük hukuki hesaplaşması… Sadece bir zihniyetten hesap sorulmamış, aynı zamanda bu anlayış yargı yoluyla tasfiye edilmiştir.”

EGEMEN BAĞIŞ: “Maalesef Türkiye’de bulanık suda balık avlamaya alışmış zihniyetlerin hep önümüze engeller çıkarmaya çalıştığını gördük. Türkiye’dekileri hizaya soktuk”

“DAHA YILLARCA SÜRECEK…”

Kararın ardından bugün Cumhuriyet yazarı Orhan Bursalı’nın kaleme aldığı “Ergenekon alçaklığını savunanlar: Diz çökün ve özür dileyin” başlıklı yazısı davayla ilgili ‘tarihe not düşen’ kabilinden yazılardan biri oldu. Bursalı, yazısının bir bölümünde şu ifadeleri kullandı:

“Balyoz ve Ergenekon’dan sadece yüzlerce insan yargılanmadı, bütün bir millet yargılandı!
Milyonlarca insanın vicdanı, namusu, itibarı sorgulandı..
Silivri’nin o dava salonlarında milyonların yüreği attı. Yargılananlara yöneltilen sorular milyonlara yöneltildi, yaptıkları kötü muameleler, milyonlara karşı yapıldı.
İnsanlar öldü. Kalan sağlar dimdik ayaktalar.. Zedelenmiş olsalar da..
Ama dava bitmiş görünse de daha yıllarca sürecektir.. Kimsenin şüphesi olmasın.”