Erdoğan: Bu dangalağın böyle bir manifesto yazması mümkün değil, arkasında ciddi bir kurul var
Erdoğan, "Bu dangalağın böyle bir manifesto yazması mümkün değil. Arkasında ciddi bir kurul var. Batının niye sesi çıkmıyor?" dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ülke TV-Kanal 7-TVNnet ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“(Yeni Zelanda’daki terör saldırısı) Bu olayda Avrupa’nın sesi çıktı mı? Hayır. Batı medyası işi tamamen sinsice götürüyor. 50 Müslüman orada şehit ediliyor, bunların cezası azami 15 yıl olacak. Böyle bir şey olabilir mi? Bu kabul edilebilir mi?
“Ben milletimin beka meselesine nasıl baktığını ifade etmekten öte beka meselesinin ne olduğunu millete anlatmamız lazım. Roketlerle, havanlarla yapılan saldırılar bizim beka meselemiz değil mi? Yüzün üzerinde şehidimiz var. Bunları beka meselesi olarak görmeyeceğiz de neyi göreceğiz?
“Afrin’den ve Cerablus’tan yarma harekatımızı gerçekleştirmemiş olsaydık, güneyimiz tamamen teröristler tarafından işgal edilmiş olacaktı.
“Afrin’in gerçekten zaferini yazan Mehmetçiklerimize şahsım, milletim adına, en üst takımdan en alta kadar hepsine şükranlarımı ifade ediyorum. Bu millet onlarla beraber daha çok zaferler yazacaktır.
Meydanlarda dev ekranlara bunların bazılarını getiriyorum. Mesela bir kadın var, “Biz sırtımızı YPG’ye’ dayadık” diyor, bu çok manidardır. Bunlar beka meselesi olmaz mı? Bir diğeri savaş çağrısı yapıyor.
“Bunlar bölücü örgütün önde gelenleri değil mi? Bunlara 31 Mart’ta sandıkta milletim gereken dersi vermezse bunlar daha da şımaracak, azacak.
“Bu dangalağın böyle bir manifesto yazması mümkün değil. Arkasında ciddi bir kurul var. Batının niye sesi çıkmıyor? Bunu bulmuşlar, hazırlayıp eline vermişler. Burada benim ülkemin adı geçiyor, benim adım geçiyor, Ayasofya’nın adı geçiyor. Sıkıysa gel al.
“AYASOFYA CAMİ OLURSA, DÜNYADAKİ CAMİLERİN BAŞINA NELER GELİR?”
Ayasofya açılsın diyorlar. Be kardeşim. Bir şey söylerken duygusallıkla, afedersin bu alçağın, bu teröristin sözlerine karşı böyle bir talepte bulunmanın bir anlamı yok.
Bu oyunlara gelmeyelim. Bunlar da bir tahriktir. Bu tahrik unsurlarını bozalım diye özellikle bu açıklamayı yapmak durumunda kaldım.
Zaman zaman da aslında bunu söylüyorum. Başka düşüncelerim de var ama bunlar konuşulmaz. Bunlar yapılır.
Sergi yapıldı. Orada Kur’an tilaveti de yaptık. Belli bir bölümünde şu anda namaz da kılınıyor. Bunları aşmak bizim için sorun değil. Aşarız. Ama getirisi götürüsü nedir? Bunu da burada açıklamam doğru olmaz.
Bunun bir götürüsü var. Bizim için faturası çok daha ağırdır. Unutmayalım, şu anda dünyanın çok çeşitli ülkelerinde bizim binlerce camimiz var. Acaba bunu söyleyenler, o camilerin başına ne gelir diye düşünüyor mu? Bir sürü kundaklama hareketleri yapılıyor.
“BU OYUNA GELECEK KADAR İSTİKAMETİMİ KAYBETMEDİM”
Bunları düşünmeden, hesabını yapmadan söylüyorlar. Kusura bakmasınlar, bunlar dünyayı tanımıyorlar. Muhataplarını bilmiyorlar. Onun için ben bir siyasi lider olarak, bu oyuna gelecek kadar istikametimi kaybetmedim.
İslam dünyasının şu anda yükünü çekiyoruz. Nerede ne oluyor, ne olabilir? Bunların hepsini düşünmek zorundayız. Onun için hassas olacağız, dikkatli olacağız, bu tezgaha gelmeyeceğiz.
Şu anda biz iktidara geldiğimizde, 17 yıl önce, gençlerin seçme hakkı vardı ama seçilme hakları yoktu. 18 yaş seçmeydi ama seçilme değildi. Ve bir gün arkadaşlarla kabine toplantısında dedim ki, “Seçmek mi zor seçilmek mi zor?” Seçmek daha zordur. Biz de dedik ki biz bu işi önce 25’e çekelim. İlk etapta 25 yaşa çektik seçilmeyi. Daha sonra seçilmeyi 18’e çektik.
HOLLANDA’DAKİ SALDIRI
Hollanda’daki saldırının terör saldırısı mı yoksa şahsi mesele mi olduğu araştırılıyor. İstihbarat teşkilatımız olayın peşinde. İstihbat Başkanımız bilgileri alalım size döneriz dedi. Bekliyoruz.
MANSUR YAVAŞ HAKKINDAKİ ‘SAHTE SENET’ İDDİASI
Mansur Yavaş, seçimlere girebilse dahi, seçimden sonra bunun bedelini kendisi ödeyeceği gibi bedelini Ankaralılara da ödetme durumuna düşürür.
Burada iki aday yarışıyor. Birisi Yavaş. Ama bir diğeri Mehmet Özhaseki. Bunları benim partilim olduğu için söylemiyorum. Futbol takımı tutar gibi siyasi parti tutmamak gerekiyor. Bu zat zaten yuvarlanıyor. Kökeni MHP’li. Geldi CHP’den iki kez girdi, kaybetti.
Özhaseki 5 dönem Kayseriyi yönetti. Kayseriyi nereden aldı, nereye getirdi. Bu çok önemli. Bunun dışında ben tabii orada 5 dönem yapınca seni Ankara’ya almamız lazım. Ve Mehmet Bey’i yanıma aldım. Milletvekili oldu. İlk etapta kendisini Çevre ve Şehircilik Bakanı yaptık. Bu bakanlığın da belediyelerle ilgili bir çok işlevi var. Mehmet Bey de bu işlerde işi çok iyi bilen bir arkadaşımız. Bu arada tabii Mehmet Bey’in üzerine çok önemli bir yük de yıktık. Güneydoğu çukurlarla aşılmıştı. Terör örgütü çukurlarla delik deşik etmiş. Bitişik nizam evlerde de apartmanlar aşağıdan tünellerle birbirine bağlanmıştı. Mehmet Bey’e bunları yıkmamız lazım dedim. Buradaki insanlara biz konutlarını yapıp vereceğiz.”
“BUNLARIN TEK ŞEYLERİ ANINDA YAKMAKTIR, YIKMAKTIR”
“Tek şeyleri bunların anında yakmaktır, yıkmaktır. Ama benim vatandaşım, benim Kürt kardeşimin buna dikkat etmesi lazım. Yani illa bu da Kürt’tür diye bakmaması lazım. Kürt de olsa eğer yakıyorsa, yıkıyorsa bu memlekete, bu millete zarar veriyorsa, öldürüyorsa bunlarla yol yürümemesi lazım. Buna çok dikkat etmemiz lazım.”
“Eğer bir ülkede güven yoksa istikrar yoktur. Bunu yakalarsanız mesele yok. Şu anda da bir yerel seçimdeyiz. Kabine olarak mevcut kabinemle yola devam edeceğiz. Yerel yönetimle bizim bir sıkıntımız söz konusu değil. Kimler kazanır bilemeyiz. Kim kazanırsa hesabını kendisi verir. Bizler devlet yönetimi olarak, tüm kurumlarımız hepsiyle biz hizmete devam edeceğiz.”
“Kanal İstanbul için teklifler geliyor. Girmek isteyenler var. 3 katlı tüp geçide girmek isteyenler var, görüşmelere başladım. Türkiye’nin bu noktada bir sıkıntısı yok. Ama Türkiye’de birileri muhalefetini yapabilme adına bu tür yollara tevessül ediyorlar. Buradan size bir ekmek çıkmaz. Yapmayacakları şeyleri vaat etmek suretiyle, bol bol atıyorlar.”