Erdoğan: Millet bahçeleri ailelerin yatıp yuvarlanabileceği yerler
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "şehircilik" konusunda konuştu, "Şehirleri çirkinleşmiş, ruhsuzlaşmış, fiziki ve manevi olarak yıkıma uğramış bir medeniyetin öne çıkma ihtimali yoktur." dedi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nde düzenlenen 2. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi’nde konuştu.
Erdoğan konuşmasında, partisinin iktidarı döneminde inşaat rantına kurban edilerek büyük bir tahribat yaşayan şehirlerde görülen vahim manzara için “Son yıllarda şehircilik alanında çok ciddi bir hassasiyetin geliştiğini görmekten memnuniyet duyuyorum.” dedi.
Daha önce de birçok kez kullandığı “Yatay mimari” kavramına dikkat çeken Erdoğan, “Göğe değil toprağa yakın olmanın faziletini anlatıyoruz. Yatay mimari ile bunu inşa etmemiz mümkün.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“SALONLARA ‘ARENA’ İSMİ VERİRKEN DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?”
“Kapalı spor salonuna arena adı veriyorsunuz. Bu ismi verirken hiç düşünüyor musunuz? Biz bunları değiştirdik. Roma’yı arenalarıyla tanıyoruz ama bizim ecdadımızda bu yok. Amerika keşfedilmemişken İstanbul her anlamda dünyanın merkeziydi. İnsan ve şehir arasındaki etkileşim her zaman çift yönlü olmuştur. Şehirlerimizi birer mektebe, sakinlerini de talebeye benzetebiliriz. İstanbul başta olmak üzere kadim şehirlerimizin her biri birer mekteptir.”
“MİLLET BAHÇELERİ BETONLAŞMAYA KARŞI ÇIKIŞ”
Son bir asırdır yaşanana sıkıntılar şehirlerimizin rengini ve ahengini epeyce soldurmuştur. Şehirleri çirkinleşmiş, ruhsuzlaşmış, fiziki ve manevi olarak yıkıma uğramış bir medeniyetin öne çıkma ihtimali yoktur. Bu kayıpları kısa sürede telafi edeceğimize yürekten inanıyorum. Son yıllarda şehircilik alanında çok ciddi bir hassasiyetin geliştiğini görmekten memnuniyet duyuyorum. Millet bahçeleri betonlaşmaya karşı bir çıkış olduğu gibi, ailelelerin yatıp yuvarlanabilecekleri yerler.”
“DİKEY DEĞİL YATAY MİMARİ DİYORUZ”
Şehirlerin ruhu ve ortak bir şuuru olduğunu en iyi bizim milletimiz bilir. Antep Gaziantep, Maraş Kahramanmaraş, Urfa Şanlıurfa olmazdı. Şehirlerimize kendimize nasıl bakıyorsak öyle davranmalıyız. Bir süredir marka şehirler diyoruz. Dikey değil yatay mimari diyoruz, sebebi bu. Göğe değil toprağa yakın olmanın faziletini anlatıyoruz. Yatay mimari ile bunu inşa etmemiz mümkün.
Hem medeniyetimizin izlerini koruyacak hem modern dönemin şartlarına uyum sağlayacak hem de küreselleşen dünyada ‘Ben de varım.’ diyebilen şehirler kuracağız.”