Erdoğan patronlara seslendi: Teşviklerden faydalanın
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 'Ankara'nın Enleri Ödül Töreni'nde' iktidarlarının patronlara teşviklerinden bahsederek, girişimcilere 'bunlardan faydalanın' dedi.
Erdoğan, Ankara Ticaret Odası’nda (ATO) patronlara seslendi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘Ankara’nın Enleri Ödül Töreni’nde’ iktidarlarının patronlara teşviklerinden bahsederek, girişimcilere ‘bunlardan faydalanın’ dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Girişimcilerimiz ve iş adamlarımız için ülkemizde ve dünyada fırsatlar vardır. Önemli olan bunları keşfetmek ve harekete geçirmektir.
Türkiye’yi başka türlü durduramayacaklarını görenler, umudumuza, moralimize, hedeflerimize ulaşma inancımıza saldırıyorlar.
İlerleyen süreçte istihdamda çok ciddi bir yükseliş bekliyoruz. Şimdiden bunun işaretlerini almaya başladık. Bu yıl için hedefimiz 2,5 milyon istihdama ulaşmaktır.
Devlet olarak istihdam konusunda geçmişte hiç olmadığı kadar çok teşvikler veriyoruz. Kara bulutları birer birer dağıtıyoruz. Faizi ve enflasyonu tetikleyen kur operasyonlarındaki en büyük amaç budur. BU oyunu bozmakta kararlıyız. Türkiye’nin potansiyeli bunların üstesinden gelmeye yetecek düzeydedir. Hiçbir yaptırım ve bununla ilgili tehditler veyahut ambargo bizi durdurulamaz. İş adamlarımız için ülkemizin her köşesinde ayrı fırsatlar vardır. Türkiye’ dünyanın 200 ayrı bölgesine ihracat yapan bir ülke gelmişse Allahın izni ile elimizden hiçbir şey kaçmayacaktır. İş ve sivil toplum insanlarımız dünyada ayak basmadık yer bırakmadıkça önümüz aydınlık demektir. Bu topraklardaki bin yılık varlığımız şehitlerimize ve gazilerimize borçluyuz.
Bunu için her fırsatta tek millet tek bayrak tek vatan ve tek devlet diyoruz. Şayet Rabia’mıza sahip çıkmazsak, bizi bu topraklardan jiletle kazır gibi kazırlar. 82 milyon hep beraber bir olacağız kardeş olacağız ve hep birlikte Türkiye olacağız.”
31 Mart seçimleri
“Kurduğumuz partiyi girdiği ilk seçimde başa getiren milletimize laik olabilmek için gece gündüz çalıştık. Ardından milletimiz bizi Cumhurbaşkanlığı’na laik gördü. Ülkemizin yönetim sistemini değiştirken de yeni sistem de yapılan ilk seçimde de hep milletimizle yürüdük Çareyi hep demokrasi de aradık. 31 Mart seçimlerinde esasında belediye yönetimleri ve muhtarlıklarla ilgili ama bu dönemde seçimi farklı yere taşıdı. Yüzde 52 gibi bir oranla millet Cumhur İttifakı’nın yanında yer almıştır.
İstanbul’da farklı bir durumla karşı karşıya kaldık. 39 ilçeden 25’inin almış olmamıza rağmen İBB Başkanlığı’nı ilk etapta 28 bin civarı bir oyla kaybettiğimizi belirtmişlerdi. Bu rakam önce 25 bine sonra 21 bine sonra 13 bine kadar geriledi. Şimdi bütün bunlar ortaya bir gerçeği koymuyor mu? Ortada bir şaibenin olduğunu koymuyor mu? Avusturya’da 2 yıl sonra seçimi iptal ediyorlar. Bu da hukuk. ABD’de Trump 3 milyon farkla kaybetti diye görülen bir seçimi kazanıyor.”
CHP adayı 1 oy farkla dahi kazansaydı…
İstanbul gibi 10,5 milyon seçmenin olduğu bir yerde rakamların böyle bir şekilde değişmiş olması meseleye bize daha fazla eğilmemizi sağladı. Biz bu süreci takip ederken. Alanen çalınmış oyların bir kısmını bulmakla kalmadık başka hukuksuzlukları da tespit ettik. İBB Başkanlığı ile birkaç ilçeye yoğunlaşmayı bildik. Sonuçta YSK değerlendirmesini yaptı ve 23 Haziran’da seçimin yenilenmesine karar verdi. Burada yapılan iş bir başka adayın kazandığı seçimi bir başka adaya teslim etmek değildir. Yapılan iş şaibeli hale gelen bir seçimin yenilenmesidir. Bankaların işçileri oralara verilirse, beklenen karar burada yolsuzluk vardır, bu işin yenilenmesi vardır. Bu şaibeler ortaya çıkmamış olsaydı. CHP adayı 1 oy farkla bile olsaydı başımızın üstünde yeri vardır. En doğru karar verilmiştir ve bundan dolayı da hukuk tecelli etmiştir diyerek 7’ye 4 bu kararın verilmesiyle şimdi 23 Haziran için milletimize müracaat edeceğiz. Bu usulsüzlükleri yapanların yanına kar kalmayacak. Sandık kurulu üyeleri ile ilgili hukuka aykırı işlem yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağız.
Seçimin yenilenmesi kararına gerekçe teşkil eden konulardan biri sandık kurulu memur üyeleriyle ilgili usulsuzlükler diğeri de oy sayım ve döküm cetvelleri ile ilgili eksikliklerdir. Sandık kurulu üyeleriyle ilgili hukuka aykırı işlemleri yapan ilçe seçim kurulu sorumluları için YSK suç duyurusunda da bulunmuştur, biz de bulunacağız. Bu usulsüzlükleri yapanların yanına bu kar kalmıcaktır. Tespitlere göre İstanbul seçimlerinde görevlendirilen 6 bin 644 sandık kurulu başkanı ile 13 bin 98 sandık kurulu üyesinin kanuni olarak bu görevi yapması mümkün değildir.”
Aynı zarftan çıkan oylar
“İmzasız, mühürsüz, yazıları eksik olarak YSK sistemine girilen veya kayıp olan sayım döküm cetvelleri ile sandık kurulu üyeleriyle ilgili usulsüzlükler birlikte değerlendirildiğinde 123 sandıktaki 42 bin oy sorunlu hale gelmiştir. Bu rakam 13 bine kadar düşen oy farkının üzerinde olduğu için seçimin yenilenmesi hukuki bir zorunluluğa dönüşmüştür. Diyorlar ki aynı zarftan çıkan diğer seçimler neden yenilenmiyor? Çünkü bu 123 sandığın bulunduğu 26 ilçe tek tek ele alındığında oralarda YSK’nın tespit ettiği sorunlu sandıkların toplamının ilçe belediye başkanlıkları seçiminin yenilenmesini gerektirecek düzeyde olmadığı görülmektedir. Bu ilçelerden herhangi birindeki oy farkı değişebilecek bir rakamı bulsaydı orada da seçimin yenilenmesi kararı verilecekti.
YSK her ikisi de CHP tarafından kazanılmış olan bu ilçelerle ilgili itirazları reddetmiştir. Biz bu kararı da saygıyla karşıladık ve YSK’yı eleştirmek aklımızdan geçmedi.”
Tencere tava, hep aynı hava
“Diğer yandan Maltepe ve Büyükçekmece başkanlıkları için yapılan itirazlarla ilgili süreçler YSK’ya kadar getirilmiştir. YSK’yı eleştirmek aklımızdan geçmedi. Değerli arkadaşlar, YSK’nın kararına kendine inanan herkesin saygı duyması gerekir. Seçimi 31 Mart’ta kazandığınıza inanıyorsanız 23 Haziran’da da kazanırsınız. CHP’nın başındaki partisinin toplantısında skandal imza atmıştır. YSK’da seçimin yenilenmesi yönünde oy kullanan üyelerin teker teker ismen okuyan Kılıçdaroğlu bunları partilerine yuhalatmış ve açıkça hedef göstermiştir. Sen dokunulmazlığına mı sığınıyorsun? O zaman senin yapman gereken bir şey var. Dokunulmazlığının kaldırılmasını iste o zaman bakalım bu ifadeleri kullanabilecek misin?
CHP’nin 1946 yılındaki seçimlerindeki oyları gizli oy tarihimizin yüz karasıdır. Bu CHP’nin anlayışıdır. 1947 seçimlerinde Toroslar’daki CHP’nin tüm şiddetine rağmen sandığa çıkan kadınlarımızın hikayesini herkese anlattım.
Bunlar gibi daha çok örnek var. 31 Mart seçimi CHP’nin sandıktaki son sabıkasıdır. Herkesin eleştirme hakkı vardır. Hakimlerin kararlarına katılmama eleştirmek başka bir şeydir. Onları hedef göstermek başka bir şeydir. CHP yönetimi hakimleri hedef alarak çirkinliklerine bir yenisini daha eklemiştir.
Tencere tava hep aynı hava. Bunlar böyle. Lafa geldiğinde demokratlığı kimseye bırakmayanların, milli iradenin tecellisine tahammülsüzlükleri gerçek yüzlerinin ifadesidir. Bir yandan hak hukuk adalet sloganı atarken, diğer yandan milletin hakkını korumak, adaleti sağlamak için alınan bir karara bayağı şekilde saldırmak faşizmin en sefil halidir. Demokrasilerde hakimlerin kararını eleştiri hakkı vardır ama çete suçlaması yapmak başka bir şeydir. “