HDP’li vekil Taşçıer: İstanbul’da Kürtler AKP’ye oy verebilir
HDP'nin Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, tekrarlanan İstanbul seçimlerinde HDP'li seçmenin pozisyonuna dair açıklamalarda bulundu.
HDP’nin Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, ‘İmralı tecridinin sona erdirilmesi’, ‘Rojava’ya yönelik politikanın ılımlılaşması’ ve ‘Kürt sorununun barışçıl yollarla çözümünün esas alınarak demokratik reformların yapılması’ durumunda Kürtlerin İstanbul seçimlerinde oylarını AKP’ye verebileceğini söyledi.
Rudaw’ın Diyarbakır temsilcisi Maşallah Dekak’a konuşan HDP’li vekil Taşçıer’in o röportajından bir bölüm şöyle:
“Cezaevleri’nde açlık grevleri ölümü orucuna dönüştüğü bir dönemde, İmralı’da sürpriz bir görüşme gerçekleşti. Avukatları müvekkilleri Öcalan ile yaptığı görüşmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Öncelikle şunu belirtmek isterim ki İmralı’da yapılan bu görüşmeyi salt açlık grevlerine bağlamak doğru değil. Bu daha büyük bir konsept, daha büyük bir dizayn. Açlık grevleri de önemli bir etken ama bütün bunları aşan, Kürtlerin ve Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik tıkanıklığın aşılması için de gereken bir görüşme idi.
Daha büyük bir konsept derken neyi kast ediyorsunuz?
Türkiye Cumhuriyeti içerde ve dışarıda büyük bir tıkanıklık içerisinde. Siyasi kaos, belirsizlik, ekonomik kriz, Rojava Kürdistan’ı, Suriye, Irak ve içeride yaşanan büyük hukuksuzlukların getirdiği çıkmaz, böyle bir görüşmenin yapılmasını zorunlu kılmıştır.”
MHP’yi ikna etmek AKP’nin işi
AK Parti bahsettiğiniz yıllara geri dönmek istese bile MHP ile bu mümkün mü? Çünkü Cumhur İttifakı var…
Bu AK Parti ve MHP’nin sorunu. 2015 yılından bu yana başta Sayın Selahattin Demirtaş olmak üzere, Kürt siyasi hareketinde yer alan milletvekilleri, yöneticiler, sıradan insanlar tutuklandı. Facebook ve twitter sayfalarında Kürdistan bayrağı paylaşanlar, görüşünü dile getirenler hakkında davalar açılır noktaya geldi. Bir çok insan bu nedenle cezaevlerine atıldı. AKP ve MHP ittifağında AK Parti MHP’lileşti. Dolayısıyla MHP’yi ikna etmek de AKP’ye düşüyor.”
MHP böyle bir sürece evet der mi?
Hatırlarsanız Sayın Öcalan’ın Türkiye’ye getirildiği dönemde MHP iktidar ortağıydı. İdam cezası o dönemde kaldırıldı. Bu kararın altında MHP’nin imzası var. Dolayısıyla MHP de buna evet diyebilir.
Yeni bir çözüm süreci mi?
Öcalan ile iki mayısta yapılan görüşmeyi yeni bir barış ve çözüm süreci olarak mı görüyorsunuz?
Barış süreci hemen başlayacak diyemeyiz. Ama başlamayacağını da söyleyemeyiz. Fakat bir diyalogun başlangıcı olarak değerlendirebiliriz. Çünkü görüşme yapılırken, Sayın Öcalan avukatlarına bir mektup yazdığını ve çıkışta bu mektup size verilmezse, bilin ki bir komplo var diyor. Çıkışta mektup verilmiyor. Ama iki gün sonra avukatlar çağrılıyor ve mektup veriliyor.
Bu ne demek?
Bu şu demek; iktidar, devlet bu mektubu kendi içerisinde değerlendirdi ve avukatlara verdi. Avukatlar da Kürt siyasi hareketine bu mektubu verdi. Kürt siyasi hareketi de iki gün bu mektubu değerlendirdi ve altı mayısta bu mektup basın açıklaması ile kamuoyuna duyuruldu. Dolayısıyla devlet de, Kürt siyasi hareketi de bu mektubun paylaşması konusunda hemfikir oldu. İşte ben buna diyalog kapısının aralanması diyorum.”
‘Kürtlerin oyu çantada keklik değil’
İstanbul seçimlerinin tekrarlanması ve Öcalan’ın avukatlarının açıklamasının aynı güne denk gelmesini tesadüf olarak gören de var, HDP AK Parti ile anlaştı, Kürtler seçimde AK Parti’ye oy verecek diyenler de oldu. Hangisi doğru?
Kürtler çok politik bir halk. Seçimlerde Kürtler batı illerinde aday çıkarmayarak, bir çok büyükşehir belediyesi AKP’ye kaybettirdi. Dolayısıyla Kürtlerin oyu olmadan hiç kimse bir seçimi tek başına kazanamaz. Ankara, Antalya, Adana, Mersin, İzmir ve İstanbul… Hele hele İstanbul’u kazanmak istiyorsan, Kürtlerin oylarını almak zorundasın. Kürtlerin oyu çantada keklik değil. Kim Kürt sorununun çözümü için adım atarsa Kürtler ona oy verebilir. AKP adım atacaksa AKP’ye verir. AKP adım atmaz, CHP samimi bir şekilde Kürtlere yaklaşırsa CHP’ye verir. Maşallah bey bakın İstanbul’da bir milyon 100 binin üzerinde HDP’ye oy veren Kürtler var. Bunun dışında geçmiş seçimlerde AKP’ye oy veren 300 bine yakın Kürt vardı. Bunlar da 31 Mart seçimlerinde AKP’ye oy vermedi. Yani sandığa gitmedi. Niye bu seçimde AKP’ye oy vermedi? Çünkü AKP’nin dili yapıcı değil, Kürtleri dışlayan, ötekileştiren bir dildi. AKP’nin burada, Rojava Kürdistan’ında, Güney Kürdistan’da yaptığı yanlış politika sonucu, AKP’ye oy veren Kürtler AKP’den uzaklaştı. Ama gidip CHP’ye de oy vermedi. Çünkü CHP’nin Kürtlere yönelik geçmiş sicili de bozuk. Dolayısıyla Kürtler artık kendi çıkarları doğrultusunda, pragmatist bir şekilde oyunu kullanacak.
AKP ile pazarlık mı yapılıyor?
“Bu konuda AK Parti ile HDP arasında bir pazarlık olduğunu söyleyenler de var. AK Parti ile bir pazarlık bir temasınız söz konusu mu?
Hayır, kesinlikle bir pazarlık ve temas söz konusu değil. Bunun için pazarlık olmasına da gerek yok. Kürt sorununun çözüm yolları belli. Cezaevlerine haksız bir şekilde attığın Kürtleri bırakırsan, Rojava Kürdistan’ı ile iyi ilişkiler geliştirirsen, Kürdistan Bölgesi’nin siyasi iradesini incitmezsen ve buradaki Kürtlerin haklarını tanımaya yönelik adımlar atarsan zaten Kürtler bunu görür. Bu adımı kim atarsa, Kürtler onlarla bir araya gelebilir. Bu çok net. Bu adımları atmayan partiye HDP bile oy verin derse, Kürtler gidip oy vermez. Çünkü Kürtler ulusal haklarına bağlı, ne istediğini bilen politik bir halktır.”