Hukuk öğrencileri anlatıyor: Haydarpaşa Kampüsü'ne SBÜ tabelası asıldı
Okula gittiğimizde gördüğümüz şey bir okul değil bir şantiyeydi. Okulun içinde hala inşaat devam ettiğinden ilk hafta korkutucuydu hatta fakültenin ilk katı bile tamamlanmamıştı.
Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Yerleşkesi geçtiğimiz senelerde 6639 sayılı “torba yasayla” Sağlık Bakanlığı’na tahsis edilmişti. Takvimler Kasım 2015’i gösterdiğinde ise, Marmara Üniversitesi’nin tarihi Haydarpaşa Kampüsü’ne eğitim devam etmesine rağmen Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin tabelası asıldı. Eski AKP milletvekili Halide İncekara üniversite açılış töreni olarak duyurduğu etkinliğe Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da katılmıştı. Marmara Üniversitesi’nin tarihi yerleşkesi artık Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne resmen devredilmişti.
Marmara Üniversitesi Göztepe Yerleşkesi’nde devam eden Hukuk Fakültesi inşaatı sebebiyle Sağlık Bilimleri Üniversitesiyle Haydarpaşa Kampüsü’nü ortak şekilde kullanmak durumunda kalan Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri adeta kendi kampüslerinde misafir durumuna düşmüş, ve nihayetinde içinde bulunduğumuz eğitim döneminin başlamasıyla ‘inşaatı tamamlanamayan’ yeni fakülte binalarıyla Göztepe Kampüsündeki yerlerini almışlardır.
Biz de Marmara Üniversitesi Öğrenci Fanzini olarak uzun süredir gündemi oluşturan bu meseleyi hukuk öğrencileriyle konuştuk.
M.Ö.F.: Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Yerleşkesi’nin Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne peşkeş çekilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
A.H: Haydarpaşa Kampüsü, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi kurulduğundan beri fakülteye ev sahipliği yapmaktadır ve fakültemiz alanında çok başarılı kıymetli insanlar çıkarmıştır. Bakıldığında bu bina Marmara Hukuk Fakültesiyle kimlik kazandı. Bir hukuk fakültesi apartmandan bozma bir binadan ibaret olmamalı, bir anıt niteliği taşımalıdır ve bu fakülte öğrencileri bu konuda çok şanslıydı. Fakat geçtiğimiz yıllarda 6639 sayılı torba yasayla Sağlık Bakanlığı’na devredilen Marmara Üniversitesi’nin tarihi Haydarpaşa Kampüsü’nde eğitime devam etmesine rağmen Sağlık Bilimleri Üniversitesine devredildi ve tabelası asıldı. Hukuk bölümü öğrencileri olarak o zamandan bu yana üzerinde Sağlık Bilimleri Üniversitesi tabelası olan bir binada eğitim gördük. Henüz AYM’ ye yapılan başvurular sonuçlanmadan tabelalar asılmış, karar verilmişti. 4 köşeli bir binanın tek köşesinde sıkış tepiş eğitim görmüş ve şantiyeden hallice olan binanın çoğu köşesine girememiştik. Daha önce bu binada bulunan Tıp Fakültesi fiziki şartların yetersizliğinden ötürü taşınmışken, bu binanın Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne tahsis edilmesi hepimizin mantık sınırlarını zorladı. Binamız rant politikası ve ticari kaygılarla veyahut sadece kendilerinin boy gösterebilecekleri iktidar sahnesinde birilerine peşkeş çekildi.
M.Ö.F: Özellikle AKP ile hızlanan neo-liberal politikaların, eğitimin ve sağlığın piyasalaşmasının, üniversitelerin kimliğinin yozlaşmasının ve kentlerin yağmalanmasının Haydarpaşa Kampüsü’nün AKP’nin kurduğu bir üniversiteye tahsis edilmesiyle ilişkilendirebilmek mümkün müdür? Bu hukuksuz devir işlemine AKP tarafından yıllardır sürdürülen yağma politikalarının bir yenisi diyebilir miyiz?
A.H.: Tabi mümkündür.Sosyal hayatın her alanında gösterdikleri yağmacı politika eğitim alanında da kendisini göstermiştir. Kararın kendi içinde çelişkiler barındırması ve henüz devir kararı kesinleşmeden kesinleşmişçesine hazırlıkların yapılması ve açılış etkinliğini eski AKP milletvekili Halide İncekara’nın üniversite açılış töreni olarak duyurması bile bunun tamamen siyasi bir karar olduğunun göstergesi.
M.Ö.F.: Geçen sene üniversitelerin bölünmesi gündemi ve İstanbul Üniversite’sine müdahaleleri, ODTÜ’ye KYK yurdu yapılma başlığı ve geçtiğimiz günlerde YTÜ Davutpaşa Kampüsünün Millet Bahçesi yapılmak üzere ihaleye verilmesi sizce bir tesadüf müdür yoksa iktidarın üniversitelere yönelik bir programı mı var?
A.H.: Bu tabi ki bir tesadüf değil. Bu olaylar günümüz iktidarı ve gerici eğitim politikalarının birebir aynasıdır. Öğgrencilerin eğitim alanlarına yapılan bu haksız saldırılarda asıl fikrinin sorulması gereken öğrencilerken öğrencilerin itirazları göz ardı edilmektedir.
M.Ö.F.: 2019-2020 eğitim dönemi rektörlüğün sürpriziyle başladı ve Hukuk Fakültesi inşaatının bitmemesi dikkatleri çekti. Bu konuya bir açıklık getirir misiniz?
A.H.: Okulun ilk haftasında öğrencilere hiçbir bilgilendirme maili atılmadan ders programı yayınlandı. Okula gittiğimizde gördüğümüz şey bir okul değil bir şantiyeydi. Okulun içinde hala inşaat devam ettiğinden ilk hafta korkutucuydu hatta fakültenin ilk katı bile tamamlanmamıştı.
M.Ö.F.: Amfilerin yetersiz oluşu sebebiyle öğrencilerin sınıflara sığmadığını ve derse giren hocaların “Sınıfa girebilen girsin kalanlar kalsın bu seferlik bir şey olmaz” dediklerine şahit olduk. Amfilerle ilgili son durum nedir?
A.H.: Devam zorunluluğu olan bir fakülte olmadığımizdan sanırım senenin başındaki ve sonundaki derse katılan öğrenci sayısı arasında yarı yarıya fark oluyor. İlk zamanlarda amfilerdeki sıra yetersizliğinden ötürü birçok öğrenci mağdur olmuşken şu an amfilerimiz tam dolmuyor. Fakat tam kapasite olarak amfilere sığabilmemiz mümkün değil. Bazı amfilerin de kötü tasarımı sebebiyle tahtayı hiçbir şekilde görmeyen sıralar mevcut.
M.Ö.F.: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
A.H.: Benim gibi Hukuk Fakültesi öğrencisi olan dostlarımın hepsine söylemek istediğim şey, adaleti ve vicdanı pusulamız yapma gerekliliğidir. Teşekkür ederim.
*Marmara Öğrenci Fanzini’nde yayımlanmıştır.