'İnsan içine çıkacak yüzünüz olsun, sizin yüzünüze tükürürler...'
CHP'li Engin Altay, YSK üyelerine İstanbul kararıyla ilgili seslendi: " İnsan içine çıkacak yüzünüz olsun, çocuklarınızın, torunlarınızın yüzüne bakacak yüzünüz olsun. Kızılay’da sizi yürütmezler, yüzünüze tükürürler. Bu basınca, baskıya Cumhuriyet başsavcılığı destekli bu tasalluta boyun eğmeyin."
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca İstanbul seçimlerine ilişkin başlatılan 32 ayrı soruşturma hakkında konuştu.
“Soruşturmanın Pazartesi karar gününden önce YSK’nin kararına bir destek olmak amacıyla başlatıldığı çok açık.” diyen Altay, “Bu soruşturmayı, bu suç duyurusunu AKP mi talep etmiştir, bu suç duyurusunda AKP mi bulunmuştur, YSK mi bulunmuştur? Başsavcılığın buna açıklama yapması lazım.” diye konuştu.
“Bulamadım bir şey, ben başsavcıya talimat vereyim, bir soruşturma başlatsın, sen bu soruşturmayı esas al, seçime şüphe, şaibe karıştı de, seçimi iptal et… Bunun adı talimattır, yargı takviyeli olarak YSK, bir basınç ve tasallut altındadır.” diyen Altay, daha sonra YSK üyelerine şöyle seslendi:
“YSK’nin saygıdeğer üyeleri, anayasadan aldığınız yetkiyi kullanıyorsunuz, kanunlara uygun kullanmak zorundasınız. İnsan içine çıkacak yüzünüz olsun, çocuklarınızın, torunlarınızın yüzüne bakacak yüzünüz olsun. Kızılay’da sizi yürütmezler, yüzünüze tükürürler. Bu basınca, baskıya Cumhuriyet başsavcılığı destekli bu tasalluta boyun eğmeyin. Önünüzde kanun, anayasa var. İşinizi buna göre yapın. YSK, bugüne kadarki içtihat ve kararlarına uymak zorundadır. Dün ak dediğine bugün kara, dün kara dediğine bugün ak diyen YSK’nin bundan sonra yapacağı hiçbir seçim güvenli seçim olmaz. YSK, İçişleri ve Adalet bakanlıkları üzerinden üretilen, yasa dışı, delil sayılamayacak kağıt parçalarını dikkate alarak toplanmamalıdır bile. Velev ki toplandı, bu itirazları peşinen reddetmesi lazım. YSK, tahkikat kurumu, muhakkik değildir. YSK, önündeki belgeye göre karar verir. Şüphe, şaibe var diyerek, bir siyasi partinin bütün taleplerine, ‘Emredersiniz, buna da şuna da bakalım’ demez. Türkiye’de ben kazanmazsam seçim meşru değildir anlayışını tesis edemez, bunun içtihadını oluşturamaz. YSK, sarayın değil hukukun üstünlüğü esastır diyebilmelidir. Bunu yapmayan bir YSK’nin meşruiyeti her zaman tartışılacaktır.”