Devrimci mücadelede her dönemin zorlukları vardır, ama tarihin bazı kesitlerinde sınıf mücadelesinde önemli zorlu dönemler bulunur. Ülkemizde böylesi zorlu dönemlerden en önemlileri 12 Eylül faşist darbenin yaşandığı 80’li yıllarla; örgütsel, siyasal ve ideolojik tasfiyenin yaşandığı 90’lı yıllardır. Bu dönemlerde büyük savrulmalar yaşandı. Bu zorlu dönemlerde devrimci inat ve komünist kimlikte ısrar edenler de vardı. Kamil Kinkır bunlardan biriydi, ihanetlerin yaşandığı, tasfiyelerin olduğu, gericiliğin hızla toplumsallaştığı bu dönemlere Kamil devrimciliğini korudu, işçi sınıfına öncülük görevlerini yerine getirdi.
Kamil aramızdan erken ayrıldı, zamanı değildi, çünkü işçi sınıfının yeniden ayağa kalkacağına inanıyordu ve bütün çabası da bu yöndeydi, sınıfın dibe vurduğunu ve şimdi ayağa kalkacağına inanıyordu.
1955 yılında Adapazarı’nda doğdu, genç yaştan itibaren işçilik yaptı, 22 yaşında itibaren metal iş kolunda örgütlü mücadeleye katıldı, genç yaşında itibaren parti saflarında öncü bir işçi olarak yerini aldı, Maden İş sendikasında iş yeri temsilciliği görevini üstlendi, sınıf mücadelesinde, patronlara, faşistlere ve karşı devrimcilere karşı militan bir öncü işçi olarak yerini aldı. 12 Eylül’den sonra işçi sınıfının yeniden örgütlenmesi için sadece kendi çalıştığı fabrikada değil, metal işçilerinin mücadelesi başta olmak üzere işçi sınıfı mücadelesi nerede var ise Kamil oradaydı. 1983’te sınırlı sendikalara izin verilince metal işçilerinin Otomobil İş sendikasında örgütlenmesinde aktif görev üstlendi, kendi çalıştığı fabrikayı da örgütledi; işçiler tarafında baş temsilci olarak seçildi. Mücadele geleneğine bağlı
bir öncü işçi olarak sendikadaki sağcı anlayışla hep kavgalı idi. Sendika şube yönetimindeki işbirlikçi anlayışa karşı, 1986 ve 1988 yılında şube başkanlığa aday oldu.
1993’te Otomobil İş sendikası ile Maden İş sendikalarının birleşmesinde önemli katkıları oldu, 1995’te sendikanın genel sekreterliğine, 1997 yılında genel başkanlığına seçildi, genel başkanlık döneminde sendikada önemli iz bıraktı, alışık olunan bürokratik sendikacılardan değildi; kolektivizme önem verirdi, başkanlık döneminde sendika üyeleri ve temsilcileri ile bağlarını koparmadı, sendika çalışanlarına karşıda yöneticilik değil hep arkadaşlık yaptı.
Kamil sendikada her kademe görev yaptı, sınıf sendikacılığı ilkelerine sıkı sıkı bağlı idi aynı zamanda komünist kimliğini hiç geri çekmedi, üstünü örtmedi. Sendika başkanlığı dönemindeki mütevaziliği ve komünist kimliği sendikadaki sağcı muhalefeti ve koltuk sevdalısı sözde solcuları kızdırmıştı, Kamil’e karşı sağcılarla koltuk sevdalısı solcular iş birliği yaptı, bu işbirliğine karşı Kamil metal işçilerine ve sendikasına asla küsmedi, başkanlık yaptığı sendikada örgütlenme görevlisi olarak yeniden fabrikalarda işçi örgütlenmelerine devam etti, bu dönemde Gramer işçilerinin, Sinter metal işçilerinin direnişlerinin başında Kamil vardı.
Kamil, iyi bir arkadaş, iyi bir yoldaş, iyi bir insan, iyi bir devrimci idi, en zor dönemlerde komünist kimliğinden ve mücadeleden ödün vermedi. 11 Eylül 2010 yılında aramızdan ayrıldı. Anısı önünde saygı ile eğiliyorum.
Anısı mücadelemizde yaşayacak.
Bu haber en son değiştirildi 11 Eylül 2019 15:57 15:57
ABD'de Biden'ın Ukrayna'ya uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma iznini vermesi sonrasında Cumhuriyetçilerden sert tepki geldi.…
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Kızılay’a satışı gerçekleştirilen ve değeri yaklaşık 100 Milyon TL olan…
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni kitabında Donald Trump’ın baş başa görüşmede Trump’ın kendisine Doğu…
İstifa çağrılarına yanıt veren Sağlık Bakanı Memişoğlu, "Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yasadışı bahis suçlamasıyla tutuklu olan 5 sosyal medya fenomeni hakkında 1 yıldan…
Sinan Ateş Davası’nda abla Selma Ateş'e yönelik saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt'un, Ankara’da iki cinayet işlediği…