Kılıçdaroğlu: Ordumuzun harekatına hepimiz destek veriyoruz, ülkemize güvenmek zorundayız
Kılıçdaroğlu, Suriye'ye harekata desteğini " Türkiye'nin çıkarlarının bu bölgede korunması lazımdır. Politika bu noktaya getirdi bizi. Ama ülkemize güvenmek zorundayız" diyerek tekrarladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Konuşmasının önemli bir kısmını ‘Barış Pınarı’ harekatına ve AKP’nin Suriye politikasına ayıran Kılıçdaroğlu, “Kahraman ordumuz Suriye’de iken bütün anneler çocuklarının sağ dönmesini isterler. Ortak ses çıkarılmasını isterler. Çünkü ordumuzun harekâtı hepimizin destek verdiği bir harekâttır. Türkiye’nin çıkarlarının bu bölgede korunması lazımdır. Politika bu noktaya getirdi bizi. Ama ülkemize güvenmek zorundayız” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından bazı satırbaşları şöyle:
“NEDEN ANNELERE SAYGI DUYMUYORSUNUZ?”
“Harp okulu öğrencilerinin anneleri, TBMM’ye girmek istiyor ama gözaltına alınıyorlar. Bir anne için çocuğunun ne kadar değerli olduğunu biliyoruz. Hepimiz annemizin zerine titreriz. Anneler çocuklarının üzerine daha fazla titrerler. Dolayısıyla annelerin hakları, beklentileri, söylemleri varsa neden polisleri annelerin üzerine salıyorsunuz? Neden annelere saygı duymuyorsunuz? Oy versin vermesin bütün annelere saygı duyuyoruz. Sizlere söz veriyorum sizin için sonuna kadar mücadele edecek ve çalışacağım.”
“Kadının elinin değdiği yerde bereket, huzur var. Dolayısıyla kadınlar üretim alanına girdikçe zenginleşen Türkiye oluyor. Kadınların önlerindeki bütün eylemlerin kaldırılması lazım. Aramızda çevreciler var onlara da Türkiye’nin doğasını korudukları için teşekkür ediyorum. Onların da büyük çoğunluğunu anneler oluşturuyor. Annelerin bu talebini de karşılamak için üstümüze düşen tüm görevleri yerine getirmeye söz veriyorum.”
“TERÖRE KARŞI ULUSLARARASI DAYANIŞMA”
“Teröre karşı mücadele etmek hepimizin ortak görevidir. Terörün bir iç boyutu bir de uluslararası boyutu vardır. Uluslararası dayanışmanın önemi büyüktür. Onlara sağlanan mali imkanların önünü kesmek uluslararası ilişkilerin samimi bir şekilde yürütülmesine bağlıdır. Uluslararası ilişkiler atlatmaya yönelik değil de beraber mücadele ederlerse terörü hep birlikte sonlandırabiliriz.”
“SUUDİ ARABİSTAN TERÖRLE MÜCADELEMİZİ KINIYOR”
“Her seferinde gerek burada gerek tv konuşmalarında gerek miting meydanlarında defalarca iktidarı uyardık. Yanlış yapıyorsunuz dış politikada dedik. Duygusallıktan uzak akılcı ve gerçekçi bir politika izleyin dedik. Çünkü devletlerin çıkarı akıllı politikalar üretilmesine bağlıdır. Dış politikanın karşılıklı çıkarlar üzerine inşa edildiği unutulmamalıdır.Suudi kralı öldürüldüğünde biz yas ilan ettik. Cemal kaşıkçı öldürüldü, öldürenler ellerini kollarını sallayarak gittiler. Failler buradaydı, iktidarın ellerinde ses kayıtları vardı, ama öldürenlerin tamamı gittiler. Şimdi aynı Suudi Arabistan Arap Birliği’ni topluyor, teröre karşı verdiğimiz mücadeleyi kınıyor. Bunu biz kabul etmiyoruz. Duygusallıktan uzak akıllıca politikalar. Onlar da Müslüman, eyvallah. Biz kendi ülkemizin çıkarlarına bakarız. Efendim Suudi Arabistan Kralı beni hoş karşıladı’ E zaten onun görevi o. Siz de onu karşılayacaksınız. Ama siz yaşadığınız terör ortada dururken bunları bir tarafa atıp sadece Türkiye’yi suçlama noktaya gelirseniz sizin akılcı ve tutarlı bir politika uygulamadığınızı anlarız. Geçmişten ders çıkarmak aynı yanlışı tekrar etmemek anlamına gelir. Dış politikanın derinlikli bir yapısı vardır. Dış politika ülkelerin halkları arasında derin kırılmalara neden olabilir.”
“YARALANAN TERÖRİSTLERİ TÜRKİYE’YE GETİRDİLER”
Suriye’de yaralanan teröristleri Türkiye’ye getirdiler, gizli gizli tedavi edip Suriye’ye geri gönderdiler. Dost mu kazanırız böyle. Doğruyu söyleyin arkasında duracaksınız AK Parti’ye oy veren arkadaşlarım. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovmak değil, karşılamak gerekir. Maceracı değil tutarlı ve akılcı dış politika uygulayın dedik. 24 saatte Emevi Camii’ne gideceğiz dediler. Bu maceracıdır. Türkiye’nin maceracı bir dış politikaya ihtiyacı yoktur. Neden bu kadar maceracı bir dış politika? Üç milyon 600 bin Suriyeli Türkiye’de. Ve bu ülke, 82 milyon 40 milyar dolar para harcadık. Maceracı politikanın Türkiye’ye çıkardığı faturadır. Komşularımızın toprak bütünlüğüne saygı gösterelim dedik. Ki onlar da bizim toprak bütünlüğümüze ve egemenliğimize saygı göstersin. Eğer saygı göstermezsek düşman kazanırız. Ve bugün dünyanın neredeyse tamamını kendimize düşman ettik. ”
“EY TRUMP DİYE BAŞLADILAR…”
“Orta Doğu egemen güçlerin at koşturdukları bir ortamdır. Egemen güçlerin ateşi tutan maşası olmayın dedik. Devam ettik, onların çıkarlarına hizmet etmeyin, bağımsız, tarafsız, dostane tutumunuzu koruyun dedik. Yeri geldi ey Trump diye başladılar. Trump bir ayağa kalktı, Brunsun’ı bize vermezsen görürsün’ dedi. Ardından bizden yine bir ses geldi; ‘Emredersin.’ Bu itibar kaybıdır. Arkasında duramayacağın sözleri etmeyecek, yutamayacağın lokmayı çiğnemeyeceksin. Şimdi şakacı Trump’a geldik. O aklına geleni söylüyor, bizimki şaka yapıyor diyor. Göreceğiz. Türkiye’yi Trump kadar aşağılayan başka bir lider çıkmamıştır. Ve bu kadar ağır sözlere karşı tek kelime laf etmeyen bir iktidar da daha önce olmamıştır. İlk kez bunların döneminde oldu. Malum ordumuz Suriye’de, kendi güvenliğiniz için.
“SAVAŞ DEYİNCE SAVCILAR HAREKETE GEÇİYOR”
Yapılanın bir savaş olduğu söyleniyor, evet. Bu söyleniyorsa bunu AK Parti’nin yetkilileri de söylüyor. Ama başkası savaş deyince kızıyorlar. Savcılar harekete geçiyorlar. Neden savaş dedin? Ama senin bakanların savaş dedin. Peki Suriye politikası hanedana göre mi değişecek, adamına göre mi olacak. Ve beyefendi kalkıyor Suriye’nin fethinden söz ediyor. Açtım TDK’nın sözlüğüne baktım. Bir devleti savaşarak almak deniyor. Nasıl olur da Suriye’de fetihten söz eder, hangi gerekçeyle?”
“İHVAN İÇİN BİRŞEYLER UYDURUYORLAR”
“Mısır’a gitti İhvan kardeşliği. Bir başka partinin amblemini getirdi Türkiye’de kendi amblemi haline getirdi. Niçin? İvanın işaretini kullanmak için bir şeyler uyduruyorlar. Bu TC tarihinde bir ilktir. Dış politika ciddi bir iştir, deneyim ister dedik. Liyakat olmazsa olmazdır dedik. Yandaşlardan, partizanlardan büyük elçi olmaz dedik. Ama bunların hiçbirini dinlemediler. İstedikleri gibi dış politikayı iç politikanın malzemesi haline getirdiler. Bu ülkeyi kuran insan yani Gazi Mustafa Kemal savaş meydanlarından gelen biri. Ne söylüyor; zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir diyor. Türkiye’yi bu noktaya kim getirdi?
“HEPİMİZ DESTEK VERİYORUZ”
Tehdit dili kullanılmaz dış politikada. Bir şey yaparsan yaparsın. Ne demek ‘gelirim ha’, ‘Giderim ha’ Gelirsen gelir, gidersen gidersin. Yine dedik ki dış politikayı iç politikaya malzeme etmeyin dedik. Dış politika millî olmak zorundadır dedik. Çünkü dış politikada ülkenin çıkarları esas alınır dedik. Ama onlar böyle yapmadılar. Kahraman ordumuz Suriye’de iken bütün anneler çocuklarının sağ dönmesini isterler. Ortak ses çıkarılmasını isterler. Çünkü ordumuzun harekâtı hepimizin destek verdiği bir harekâttır. Türkiye’nin çıkarlarının bu bölgede korunması lazımdır. Politika bu noktaya getirdi bizi. Ama ülkemize güvenmek zorundayız.