CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kanal D televizyonunun canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, “HDP konusu neden bu kadar gündeme geliyor sizce?” sorusu üzerine “Korkuyorlar. Seçmeni ürküterek, korkutarak oy almaya çalışıyorlar. Projelerimizi yarıştırabiliriz. Çıkarlar televizyona adaylar, sayın Özhaseki ‘Projeleri yok.’ diyor ya gayet basit. Sayın Mansur Yavaş çıkacak, Özhaseki de çıksın. Ama Özhaseki ‘Sayın Cumhurbaşkanı’ndan izin aldıktan sonra çıkacağım.’ diyor. Ne izini istiyorsun, seni kim seçiyor? Cumhurbaşkanı mı, Ankara halkı mı seni seçiyor? Ankara halkı seçecekse başka bir yere değil, halka güveneceksin.” dedi.
“DSP’ye giden arkadaşlarım var etik bulmuyorum. Kendi tercihleridir.” diyen Kılıçdaroğlu, DSP’den Şişli adayı olan Mustafa Sarıgül için “Belediye başkan adayı olmak istedi, ben de ‘Buyurun Eyüp Belediye Başkanlığını alın Şişli gibi yapın.’ dedim, ‘İstemiyorum’ dedi.” ifadelerini kullandı.
“Beka tartışması”na ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Bekayı nasıl tanımladığınıza bağlı. ‘Terör örgütü var, Türkiye’nin beka sorunu var.’ derseniz bu doğru değil. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir zaman terör örgütüne karşı Türkiye Cumhuriyeti devleti ‘Benim bir beka sorunum var.’ dememiştir ve diyemez de. Beka sorunu varsa şu soruyu sormak lazım. 17 yıl önce Türkiye’nin beka sorunu yoktu, niye şimdi var? Kim yarattı bu sorunu? Beka sorununu yaratanlardan hesap soruldu mu? Ben mi 17 yıl yönettim?” açıklamasında bulundu.
“Adaylarınıza baktığımızda genelde sağ cenaha daha yakın adaylar göze çarptı. Bu bir taktik mi? CHP sağa mı yöneliyor?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Taşeronların hakkını savunmak sağcılık mı, solculuk mu? Emekliye 2 maaş ikramiye verilmesini savunmak sağcılık mı solculuk mu? Aç yatan 100 binlerce çocuğumuz var, bunların hakkını savunmak sağcılık mı solculuk mu?” cevabını verdi.
CHP’nin bir sosyal demokrat parti olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Sağ cenaha yakın diye kim dedi?” derken, sağ-sol kavramlarının geride kaldığını öne sürerek “Hangi yüzyılın, 1789. Hangi yüzyılda yaşıyoruz? 21’inci yüzyılda. 21’inci yüzyılın sorunları, 17’nci, 18’inci yüzyılın kavramlarıyla çözülemez.” diye konuştu.
Gelinen sürecin “sağ-sol değil, demokrasiden yana olanlar-demokrasiye karşı olanlar süreci” olduğunu ileri süren CHP lideri, “Demokrasiden yana olanlar bizleriz demokrasiye karşı olanlar da Cumhur İttifakı diyorlar. Ne cumhuru, hangi cumhurdan bahsediyorlar? Eğer ‘Cumhurbaşkanıyım’ diyorsa 82 milyonun cumhurbaşkanı olması lazım değil mi? Ülkenin yarısını oluşturan vatandaşlara terörist muamelesi çekebilir mi? Kendi halkına terörist diyebilir mi? Esnafa terörist diyebilir mi? Bir partinin propagandasını yapabilir mi? Devletin imkanlarından faydalanacaksın, valisinden, kaymakamından, uçağından, arabasından, gemisinden, sarayından… 5 kuruş para vermeyeceksin. Bütün gazetelerin arka sayfasını işgal edeceksin, ondan sonra çıkıp Kemal Kılıçdaroğlu’na saldıracaksın ve Kemal Kılıçdaroğlu da geri adım atacak sözde ona göre. Atmam, atamam. Atarsam kendimi inkar etmiş olurum. Geri adımı o atacak. Halk bir ders verecek. Millet aç, millet perişan. Bana oy verseler de vermeseler de ben onların hakkını savunacağım.”dedi.
Bazı yerlerde DSP’nin CHP’nin oylarını böldüğü iddialarına karşı DSP Genel Başkanı Önder Aksakal’ın, “Sol seçmene solcu bir aday çıkardığında bas bas bağırıyorlar, ‘Vay efendim oyları bölüyor’. Neyinizi bölüyorum, hepiniz ülkücüsünüz zaten…” şeklindeki sözlerinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, “Arkasından Bay Kemal demiş mi? Dememiş galiba.” ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu açıklamasının devamını da ülkücülük övgüsüyle getirdi:
“Bir siyasal parti. O siyasal partinin tercihine saygı duyarım. Beni ülkücülükle itham ediyor, öyle anlaşılıyor. Ben bütün ülkücüleri seviyorum. Ülkücülük ne demektir? Bir insanın ülküsü kadar değerli bir şey olabilir mi? Vatan ülküsü, bayrak ülküsü, insan sevgisi, bütün herkesi kucaklamak. Eğer bunlar ülküyse ben de ülkücüyüm. Ne var bunda yani? Siz kalkıyorsunuz kendi ülkenizin çıkarlarını savunuyorsunuz. Kadın-erkek eşitliğini, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir düzeni savunuyorsunuz. Kendi ülkenizde örgütlü bir toplumu savunuyorsunuz. Bütün bunların hepsi eğer bir ülkücü ise ben de ülkücüyüm, ne var bunda? Eleştirilecek nesi var?
Bu haber en son değiştirildi 9 Mart 2019 00:40 00:40
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül…
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın nükleer olmayan hipersonik ekipmanlarla donatılmış bir balistik füzeyi fırlatarak, Batı'ya…
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jean-Pierre yaptığı açıklamada ne ABD'nin ne de Ukrayna'nın bölgedeki gerilimi arttırmada…
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şikâyetiyle 11 yıl 8 ay hapis…
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eski basın danışmanı Ahmet Sever, Mustafa Varank’ın açtığı 'Ak trol' davasından…
"Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasıyla hakkında soruşturma başlatılan gazeteci Fatih Altaylı, "Olağan ve alışık…