Kılıçdaroğlu’ndan kayyım değerlendirmesi
"Ben devletin pek çok alanında çalıştım. Bir belediye başkanı terör örgütüne parasal anlamda destek veriyorsa ve siz saptayamıyorsanız siz devlet değilsiniz. Saptıyorsanız suç üstü yapın kardeşim"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk TV‘de yayınlanan ‘Teke Tek‘ programına katıldı. Burada gazeteci Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kılıçdaroğlu, 31 Mart’ta düzenlenen yerel seçimlerle ilgili olarak “Bursa’yı alamamamız bizim kabahatimiz, iyi yönetemedik. Sorun vardı. Yoksa İstanbul’dan çok daha kolay, çok daha büyük bir farkla alabilirdik” ifadelerini kullandı.
31 Mart ve 23 Haziran’da yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı seçiminin gelecek seçimlerin habercisi olduğu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bursa’yı alamamamız bizim kabahatimiz, iyi yönetemedik. Sorun vardı. İstanbul’dan çok daha kolay, çok daha büyük bir farkla alabilirdik” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tatile çıkmasına ilişkin olarak da konuşan Kılıçdaroğlu, “Küçük kızı var onu almaya gidiyor. Onu alıp gelecek. Hacı Bektaş’a geldi, hemen ‘Tatil.’ Vilayetten izin alıyorsunuz. ‘Ben gideceğim, bana izin ver’ diyorsun. Dolayısıyla merkezi otoriteye bilgi veriyorlar. Tatil olsa, bir insanın tatil hakkı yok mu?” “Ama bu kadar iddialı olup tatile çıkması…” “Ama, aynısı Mansur Bey, Zeydan Bey, Tunç Bey olsun herkes için geçerli. Bunların kentle bağı kopuyor mu? Hayır gerekli talimatları veriyorlar. Bütün bilgileri alıp gereğini yapıyorlar. Bu nedenle eleştiri getirmek doğru değil. Ama o gün bu tablonun, sel tablosunun oluşacağını bilseydi çıkmazdı diye düşünüyorum.” yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
“Batman’a gitmişken Diyarbakır’a uğramaması ayıp olurdu. Hem de kayyum atanan, haksız bir şekilde görevden alınan bir kişiyi görmezden geleceksiniz. Bu doğru değil, siyaseten de vicdanen de doğru değil. HDP bizim siyaseten rakibimiz. Ancak bir kişi haksızlığa uğruyorsa, demokrasi sekteye uğruyorsa siz herkes için demokrasi isteyeceksiniz. Gidiyor savcıdan ‘temiz kağıdı’ alıyor. YSK ‘Seçime girebilirsin’ diyor. Mazbatasını alıyor, görevine başlıyor. Sonra görevden alınıyorlar. Milletvekilliği döneminden kalma bir soruşturma için. Bunun demokrasiyle, hukukla ne alakası var?”
Fatih Altaylı: Vatandaşlar, ‘Bunlar belediyenin imkanlarını dağa gönderiyor’ diye görüyor
“Bunu birisi söylüyor, görevden alanlar söylüyor. Ben devletin pek çok alanında çalıştım. Bir belediye başkanı terör örgütüne parasal anlamda destek veriyorsa ve siz saptayamıyorsanız siz devlet değilsiniz. Saptıyorsanız suç üstü yapın kardeşim”
‘TÜRKİYE’DE İKİ DEVLET VAR’
“Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlara bakıyoruz. Bu kadar ağır sorunlar yaşayan bir Türkiye’nin sorunlarını çözmeye talip olan insanların bir araya gelip zaman zaman konuşmak gerekiyor. Bizim devletin geleneğinde şöyle bir şey vardı. Şu anda bu yok şu anda Saray devleti var, devletin önemli kurumlarının tepe yöneticileri gelir, ana muhalefet partisinin genel başkanına bilgi verirdi.”
“Türkiye’nin gerçeklerinden kopuk bir siyaset anlayışı olmaması lazım. Bunların hiçbirinin olmadığı bir süreci yaşıyoruz. Şu anda Türkiye’de iki devlet var. Saray devleti ve Türkiye Cumhuriyeti.
Seçimle değil atanarak gelen bakanların Erdoğan’a bir şey söylemeleri mümkün değil. Böyle devlet yönetilmez. Bu bakanların hiçbirisi Meclis’e gelmiyor. Dünyanın her ülkesinde taslakları hazırlayanlar bürokratlardır. Siyasi iktidar hedef belirler, sorunu çözün der. Bakanlar kuruluna sunulur ve son şekli verilir. Şimdi, bunların hiçbirisi yok.”
“Bütçe görüşmelerine geldiler yalnızca. Bir de Kalkına planı için.
Düşündüğümüzden çok daha derin sorunlarla Türkiye karşı karşıya. Sorunların çözümü için tek bir adam var, tek bir kişi.”
İBB’DEKİ İŞTEN ATMALAR
Altaylı’nın “Seçimden sonra kimsenin işine son verilmeyecek demiştiniz. Vakıflara yapılan ve kesilen yardımlar…” sorusuna Kılıçdaroğlu’nun yanıtı şöyle oldu:
“Sözlerimin hala arkasındayım. Ekrem Bey’in seçimi kazandıktan sonra maazbatayı aldığında atadığı kişi sayısı 4 veye 5. Sonra kayyum geliyor. O arada yanlış hatırlamıyorsam 2 bin 500 kişi o arada alınıyor. İşine son verilenlerin yüzde 99,9’u o arada alınanlar. Ekrem Bey, CV’lerinizle gelin, kriterlere uygunsanız sınav yaparız alırız diyor.”
“Onu da şuradan biliyoruz. Genel sekreter brifing veriyor. Kaç kişi çalıştığını söylüyor. Veda ederken rakamı veriyor. Arada 2 bin 500 kişi fark var.”
“Diğer belediyelerde de benzer şeyler oluyor. Sosyal medyada hakaret edenler, aşırı politize olanlar var. Haksız yere işinden olup bize ulaşanlar var. Şehit yakını var Adana’da. Sosyal medyada hakaret ettiği için içşinden olmuş. Şehit yakını diye yeniden işine iade edildi.”
“İşine son verilenler de var. Haksız yere işine son verilmişse müdahale ediyoruz. Ara dönemde alınmış kişilerle ilgili. Liyakatı varsa geri alınabilir. Haksızlığa uğradığını söyleyen kişiler varsa milletvekillerinden kurul oluşturuyoruz, gidin bakın diyoruz.”
“Niye bana oy vermedin diye görevine son verirseniz doğru değil. Buna şiddetle karşı çıktım. Belediye başkanları ile olan toplantıda da söyledim. Erdoğan, benim düşüncelerimi ve namus anlayışımı yargılayacak son kişidir. Tarafsızlığı üzerine yemin eden kişi bugün bir parti genel başkanı. Namus üzerine son söz söyleyecek kişi odur. Anayasaya göre TBMM’de yemin eder. Hangi tarafsızlık?”
SOYLU’YA YANIT
Altaylı: Soylu, ‘Pejmürde olursun’ demişti. Ne demek istedi? Kayyum atanması ile ilgili risk görüyor musunuz?
“Her şeyi yapabilirler. Bu akşam gelip ikimizi de tutuklayabilirler. Sokağa çıkıp soralım. Adalete güven var mı? Hangi adalet bu memlekette? Sokağa çıkıp soralım. Türkiye’de adalet var mı? Yargıtay Başkanı diyor ki ‘Adalete güven yüzde 30’; Cumhurbaşkanı Yardımcısı diyor ki ‘bu memlekette adalete güven kalmadı’. Bunlar şu an koltukta oturanlar.”
“Savcılıktan temiz kağıdı almış, YSK seçime girebilirsiniz diyor. Seçimi kazanmış. Kayyum atanıyor.”
“Bulsunlar bir gerekçe. ‘Ekrem İmamoğlu çok konuşuyor’ desinler alsınlar. ‘Ekrem İmamoğlu’nu alıyoruz çünkü bizim hortumları kesti.’ Görevden alma gerekçelerinin başında onlara giden hortumun kesilmesi var. Belediyenin kaynaklarının halka verilmesidir.”
“Pejmürde olan bir adama ne söyleyeyim ben. Kişiliği olmayan bir insana ne söyleyebilirim ben. Allah kimseyi kişiliksiz bir konuma düşürmesin.”
“Anayasa da o kadar net hükümler var ki. 38. madde. Suçu sabit olana kadar suçlu sayılamaz. Suçlu ilan etmediler mi? Ne Anayasa var, ne hukuk devleti var.”
S-400 KONUSU
“Yapacağınız ilk iş Esad ile konuşmak. Rusya ile, ABD ile konuşuyorsunuz Esad ile konuşmuyorsunuz. Konu Suriye’nin toprak bütünlüğü değil mi? Dış politikada düşmanlık olmaz. Yunanistan ile savaştık. Denize döktük. Bayramını da yapıyoruz. Venizelos Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdi.”
“Bir devleti değil bir şahsı düşman belliyorsunuz. O kişinin şahsında tüm ülkeyi düşman görüyorsunuz. Mısır’da da aynı şey. Niye terör örgütlerine destek veriyorsunuz? Gayet net.”
“İdlib’de terör örgütlerine silahı kim verdi? Bizimkiler. Terör örgütlerinden silahı alacağım diye Türkie niye Putin’e söz verdi. Silahları vermiyorlar. Sorun burada. Tırlarla gitti. İnsanlar yargılandı. AK Parti’nin bakanı açıklama yaptı: Adım gibi biliyorum silahlar Türkmenlere gitmedi diye.”
“Bu silahlar Katar ve Suudi Arabistan üzerinden uçaklarla ABD’nin isteğiyle Türkiye’ye geldi. ÖSO kim? Bölge karışık bir bölge. 3 buçuk milyon kişi buraya gelecek.”
“Bırakın Suriye’de ne işleri varsa görsünler. Teröristerle mücadele ettiği zaman ses mi çıkartacağız? Onların teröristeri iyi bizim teröristlerimiz kötü mü diyeceğiz? Belki hapse atacak? Emekli olan bir komutan bölgede yaşanan vahşeti anlattı. İki taraftan da.”
“Mısır halkını niye karşınıza aldınız? Niye onlara her türlü hakareti yaptınız? Darbeye biz de karşı çıktık. Ama bir ülkeyi düşman ilan etme hakkına sahip değilsiniz. Mısır Orta Doğu’nun en önemli ülkelerinden birisi.”
“Dış politikayı 180 derece değiştireceğiz. İlişkileri düzelteceğiz. Davutoğlu’na da söyledik. S -400’ler alındı niye alındı kimse bilmiyor?
Suriye’deki en güçlü hava savunma sistemi. Irak mı bize saldıracak? İran mı bize saldıracak? Rusya mı? Silahlar zaten onların. Yunanistan mı saldıracak? Topluma neyi, niçin yaptığınızı anlatmak zorundasınız. F- 35 lerden çıkıyoruz. F- 16 ‘da 1 kuşak kaldı. Yenileyemezsek bölgede uçak olarak en geri teknolojiye sahip ülke Tükiye olacak. Adamlar bırakıyorlar F 16 ‘ları. F-35’lere geçiyorlar.”
“Türkiye bu politikayla yol alamaz. Ayrıca 3 milyon daha gelecek. Sordum ben, sınırda tutacağız sokmayacağız dedğiler. Duvar örecekler, tünel kazacaklar. Meksika sınırını bilmiyor muyuz? Nereye kadar engelleyecekler. Suriye’de barışın, huzurun olması lazım. İç savaş bitmiyor. Suriye bataklığına saplandı Türkiye. Kim galip geldi. Rusya, Akdeniz’e yerleşti. İsrail yerini genişletti. 1 numaralı mağlup Türkmenlerdir. Darmadağın oldular. İkincisi Türkiye.”
“Niye Davutoğlu’nun suçu? Başka bir adam yok muydu? Onun üstündeki adam olmadan karar alabilir miydi? Davutoğlu’nun Erdoğan’ı ikna etmek için özel bir çabası olduğunu sanmıyorum. Dışişleri bakanı iken bilgilendirmek için geldiğinde her cümlenin başında sonunda Erdoğan’dan söz ederdi. Erdoğan BOP’un eş başkanıydı. Kendisi defalarca söyledi. Söylemedim dedi vazgeçti. Bereket versin Google’dan görüntülü olarak bulmak mümkün.”