Reklam
Kategoriler: Köşe Yazıları

Küreselleşmenin farklı yorumu

Reklam

Genel anlatımıyla küreselleşme, sermayenin piyasa yaratmak amacıyla tüm yerküre üzerine sınırsızca yayılması olarak tanımlanır. Bu tanım çerçevesinde Leninist yaklaşıma göre, küreselleşme kapitalizmin son aşamasında ortaya çıkan emperyalist saldırı olarak yorumlanır.  Sermayenin ulusal sınırları aşarak tüm yerküreye yayılma sürecinde ulusal devlet erklerinin sermaye hareketliliği ile sınırlandığı ve sermayenin küreselleşme hareketinin tersine devletsel erersin ulusal sınırlara hapsedildiği savlanır.

Günümüz koşullarında bu genel geçer yaklaşımın paralelinde küreselleşme olgusu çerçevesinde siyasi manevraların ve buna bağlı olarak kamusal erklerin de uluslar ötesi alanlara sirayet edercesine yayıldığı ve yaygınlaştığına tanık olmaktayız. Siyasi alandaki genişleyici manevraların çokuluslu şirketlerin adına ve savunma amaçlı gerçekleştirildiği ileri sürülebilir. Şöyle ki, sermayenin yerküreye yayılmasına koşut olarak siyasi erk de yaygınlaşarak etki ve hâkimiyet alanını diğer görece güçsüz siyasi erklerin üzerine doğru yaygınlaştırmaktadır. Adeta siyasi emperyalizm olarak nitelenebilecek bu süreci Marksist-Leninist emperyalist görüşle açıklamak yetersiz kalmaktadır. Bu alanda yardıma Hannah Arendt yetişir. Arendt Totalitarizmin Kökeni başlıklı eserinde sermaye devinimi ile siyasi hareketlilik arasında analizi kurarak, emperyalizmi Marksist-Leninist açıklamadan farklı boyutlara taşır. Marksist-Leninist yaklaşımda emperyalizm, yukarıda belirtildiği üzere, sermaye olgunlaşma sürecinin son aşaması olarak verilirken, Arendt’de başlangıç aşaması olarak açıklanmaktadır. Arendt, açıklamalarını şu temeller üzerine inşa eder.

  • Çağımız, ulusal siyasetin üzerinde, dünya siyaseti dönemidir.
  • Günümüzde ulusal çıkarlar ülke sınırları ile çizilmiş yerellikle sınırlı olmayıp, devamlı genişleyen ve çevreye yayılan ve öngörülemeyen doğrultuda gelişme eğilimi gösteren güç sağlama amaçlı alana dönüştürülmüş şekliyle, emperyalist görüntüde gelişmektedir.
  • Genişleme sürecinde somut algılanabilir devletler üzerinde, ikinci kademe olarak adeta görülmez devlet yapıları devreye girer.
  • Böylece oluşan görünmez devlet yapıları, var olan devlet yapılarının çözülmesine ve ufalanmasına yol açar. Emperyalizm olarak görülen bu süreçte ulus devletlerin çözülmesi totalitarizmin ilk aşamalarını oluşturur.

Arendt, geliştirdiği teori çerçevesinde, sosyalizmin kapitalizmin mantıksal sonucu olduğu görüşünde Marks’la hemfikir olduğu halde, emperyalizm konusunda Marksist görüşten ayrılır. Şöyle ki, Marksist-Leninist görüşe göre emperyalizm kapitalizmin son aşaması iken, Arendt’e göre emperyalizm burjuvazinin başlangıç aşamasıdır. Arendt, totalitarizmin burjuvazinin başlangıcı olduğu tezini Nazi Almanya’sı ve Sovyet Rusya örneğini kullanarak kanıtlamaya çalışır. Şöyle ki, bu dönem Arendt’e göre kapitalizmin sosyalizme geçiş aşaması olmayıp, muazzam ilerlemenin yaşandığı ve elektronik sistemlerle sınırsız para transferlerinin yapılabildiği koşullarda sınır ötesi politik gücün korunması aracı olarak emperyalizm ve totalitarizm devreye girer.

Günümüzün kuralsız ve etiksiz siyasi liderlerin davranışlarının Arendt’in emperyalizm olarak tanımladığı süreci, burjuvazinin başlangıcı olarak mı, yoksa sermayenin sıkışıklığını gündeme getiren kapitalizmin son evresi olarak mı ele almanın daha doğru olduğuna tarihsel sürece göre karar verebiliriz. Ondokuzuncu yüzyılda sermayenin geliştiği ve burjuvazinin oturmaya yüz tuttuğu dönemde siyasi liderler günümüzdeki kadar atılımcı olmadığı ve etik dışı davranışlar sergilemediği gibi, devlet yapıları da Arendt’in tanımladığı üzere görünmez olmayıp, kesin ulusal sınırlarla belirli somut devlet yapıları formunda idi. Bu durumda, emperyalizmin açıklanmasında Arendt’in tezinden çok Marksist-Leninist tez daha gerçekçi görüntü sergilemektedir.

Ancak; Arendt’in geçerli olarak görülebilen görüşü, Marks’ın ideoloji oluşumunda alt-yapının gücünü vurgulandığı teze yatkındır. Şöyle ki, Marksist görüşte sınır tanımaksızın devamlı büyüme eğiliminde olan ve kullanım amacına yönelik değil, artık değer sağlamak üzere değişime yönelik üretimde sınır tanınmaz sermaye davranış kalıbı zamanımızın siyaset alanına da uygulanabilmektedir. Doğal olarak arkasına ulusal güçlü ekonomiyi alan devletler, diğer devletler üzerine sarkarcasına sanal alanlarını devamlı ve sınırsızca genişletmeyi amaç edinmektedirler. Doğal olarak, emperyalist eğilim olarak görülmesi gereken bu durumun davranış kalıbının sermaye davranış kalıbından etkilendiği de ortadadır. Devlet ve siyaset sınırlarının görünmezlik altında ulus ötesi yaygınlaşması, doğaldır ki, ulusal ve sınırlı siyasi manevralardaki hukuk ve usul kuralları geçerli olamaz. Böylece, sınır dışına savrulan siyasi erk hukuk kurallarından da azade olarak güç doğrultusunda serbest hareket kabiliyeti kazanır.

Küresel çapta bir devlet erkinin böylesi güç gösterisine kavuşması totalitarizmi ve emperyalizmi gündeme taşırken, aynı doğrultuda gelişen siyasi yapıların varlığı, açıktır ki, siyasi ve fiili çatışmaları gündeme taşır. Güçlü devletlerin bir arada gelişmesi siyasi çatışmaları gündeme taşırken, aynı zamanda olası denge oluşumu halinde karşılıklı emperyalist emeller birbiri üzerinde fren etkisi oluşturabilir. Soğuk savaş dönemi dünya manzarası ile günümüzün tek sistemli çok merkezli sisteminin henüz dengelenmediği durumdaki görüntüsü Marksizm’i olduğu kadar Arendt görüşlerini de test etmede önemli sosyal-siyasal ortam oluşturur.

Bu haber en son değiştirildi 25 Mart 2019 11:44 11:44

Reklam

Önceki Haberler

Eskişehir’deki orman yangınında 10 emekçi yaşamını yitirdi

Eskişehir’in Seyitgazi ilçesindeki orman yangınını, rüzgarın da etkisiyle Afyonkarahisar'a kadar uzandı. Yangına müdahale sırasında 10…

23 Temmuz 2025 22:45

Hablemitoğlu suikastı davasında 6 sanığa ağırlaştırılmış müebbet talebi

2002'de suikasta uğrayan Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu davasında savcı mütalaasını açıkladı.…

23 Temmuz 2025 18:29

Suat Derviş: Öncü, devrimci, komünist bir kadın

TKP üyesi, gazeteci, yazar Suat Derviş 23 Temmuz 1972 tarihinde hayatını kaybetti. Derviş’in yaşam öyküsüne…

23 Temmuz 2025 17:46

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’tan Colani’ye tehdit: Aksi halde parçalanma riskiyle karşı karşıya kalır

ABD'nin Suriye özel temsilcisi Tom Barrack, Colani'nin politika değiştirmesi gerektiğini savundu. Barrak, aksi takdirde Suriye'nin…

23 Temmuz 2025 17:15

Kızılay Başkanı’nın oğlu insan kaçakçısı çıktı

Fethiye’de düzenlenen insan kaçakçılığı operasyonunda 57 göçmen ve 7 şüpheli yakalandı. Gözaltına alınanlar arasında eski…

23 Temmuz 2025 16:56

Ankara’da bir zabıt katibi, savcıların şifresiyle UYAP’a girip, dosyaları kapattı

Savcıların şifresiyle UYAP'a girip soruşturma dosyalarını kapattığı ortaya çıkan katibin yargılanmasına 25 Ağustos'ta başlanacak. İddianamede,…

23 Temmuz 2025 16:39
Reklam