Reklam
Kategoriler: Köşe Yazıları

Marksizmin boşlukları ve bilim

Reklam
Prof. Dr. İzge Günal

Her ideoloji etkili ve kalıcı olabilmek için kendisine birtakım bilimsel temeller arar. Bu arayış genellikle tarih boyutunda olur; başka bir deyişle ideolojiler kendilerini tarih içerisinde var etme, köklerini gösterme ve hatta “aslında geçmişte de var olduklarını ancak o dönemde başka bir isimle anıldıklarını” söylemeye çalışırlar. Ne ki, bunlar en fazla sosyal düzeyde kalır; bazen biraz da felsefi.

Marksizm ise bu açıdan da diğer öğretilerden ayrılır. En kaba sınıflamayla Marksizm, Alman felsefesi, İngiliz ekonomi politiği ve Fransız sosyalizminden köken alır; yani insanlığın 19. yüzyıldaki en önemli başarılarının doğrudan ve dolaysız bir devamı olarak doğmuştur.  Bu anlamda insanlığın önüne koyduğu sorulara yanıtlar ürettiği söylenebilir.

Materyalist Alman felsefesini temel olarak almasına karşın Marks, bununla yetinmeyip, daha üst bir düzeye çıkartmıştır. Feuerbach ve Hegel’in düşünce sistemini geliştirmiş olsa da esas başarısı diyalektiktir, yani “en tam, en derin ve en kapsamlı biçimde, sürekli gelişen maddeyi yansıtan insan bilgisinin göreceliği teorisidir”1. Doğal bilimlerin son buluşları (elektronlar, evrim vs.) Marks’ın diyalektik materyalizmini doğrulamıştır. Şunu söylemeye çalışıyorum, burada Marksizm’in sadece felsefi değil, doğa bilimi kökeni de vardır.

Marks’tan önceki klasik ekonomi politik, en gelişmiş kapitalist ülke olan İngiltere’de doğmuştu. Adam Smith ve David Ricardo, ekonomik sistemler üzerindeki araştırmalarıyla, emek-değer teorisinin temellerini atmışlardı. Marks, onların çalışmalarını sürdürüp; teoriyi tutarlı bir hale getirdi. Her metanın değerinin, bu metanın üretiminde harcanan toplumsal bakımdan gerekli emek-zamanı miktarı ile belirlendiğini gösterdi. Buradan çıkarttığı artı-değer teorisi, Marks’ın ekonomik teorisinin temel taşıdır.

Marks, kapitalizmin gelişmesini, basit değişimden başlayarak, en yüksek biçimlerine, büyük üretime kadar her aşamasını incelemiştir. Bu alan Marksizm’in toplum bilimlerindeki ana temelidir1.

Kapitalizmle birlikte, doğal olarak, özellikle Fransa’da çeşitli sosyalist akımlar ortaya çıkmıştı. Ancak bunlar sözcüğün tam anlamıyla ütopikti. Kapitalist toplumu eleştiriyor, onun yıkımının düşünü görüyor ancak daha iyi bir düzen konusunda zenginleri, sömürünün ahlaksızlık olduğuna inandırmaya çabalıyordu; yani ayakları yere basan gerçek bir çözümleri yoktu. Açıkçası sömürüyü sona erdirme gücünün kimde olduğunu göremiyor, daha doğru bir ifadeyle sınıfsal çözümü anlayamıyorlardı. Bu da Marksizm’in politik, bir başka deyişle beşerî bilimler (humanities) alanındaki temeli oluyordu. Buna sınıf mücadelesi tarihi de denilebilir.

“Marksizm’in bu üç bileşeni bir arada ancak birbirine bitişik durmaz, aralarında boşluklar vardır. Ancak, Marksist öğretinin öğeleri arasındaki boşluklar “yararlı” boşluklardır; eylemliliğe ve pratiğe, aynı zamanda öğretiye sadık kalınmasını sağlayacak alanlar açtığı için… Öbür türlüsü, ya o kadar “kompakt” bir sistem kurulur ki içinde nefes bile alınamaz ya da kurucu öğelerin hepsinin terk edildiği sınırsız bir volontarizm alanında yapılanların Marksizm’le herhangi bir ilişkisi kalmaz”2. Çulhaoğlu’nun bahsettiği bu boşluk alanları, akademik Marksizm’in de hareket alanları, bilimin gelişme hatlarıdır. Bu alan Marksizm için müdahale yeridir de. Ancak şunu da eklemeliyim, Marksizm’in bu üç bilimsel kökeni durağan değildir; kendi iç dinamikleriyle devinir ve ilerler. Bu hareket sırasında da birbirlerinden bütünüyle ayrı durmazlar; aralarında “sürtünme” olur.

Müdahale bu üç alanın birbiriyle bağlantılarını sağlayarak, sürtünme alanlarını kalıcılaştırarak olabilir. Mesele bu üçlünün arakesit (intersection) alanlarını genişletmek, hatta bir ideal olarak tek bir küme (union) haline getirebilmektir. Tarih ve toplum arasında bu iş biraz daha kolay görünüyor. Şimdi sıra doğa-toplum ve doğa-tarih arasında da aynı arakesitleri sağlayıp daha sonra üçlü arakesit kümesini olabildiğince genişletmektir. Bu elbette amaç. Ama bu amaca kadar bu üç bilim grubu arasında yöntem birliğinin sağlanması için çaba harcanmalıdır. Tarihi materyalizmin formüle edilmesinde doğa bilimlerindeki gelişmelerin ne denli etkili olduğu bilindiğine göre3 ve doğa ile nesneler arasındaki ilişki, tarihle insan arasında da olduğuna göre ve insanın doğası ile tarihi farklı olmadığına göre4, en azından başlamak için yeterli veri var demektir.

1 Lenin VI. Marx Engels Marksizm. Sol Yay. Çev. Vahap Erdoğdu, 1994,

2 https://ilerihaber.org/yazar/neo-post-pre-30597.html

3 Engels, F. Anti-Dühring. Sol, 5. Baskı, Çev. Kenan Somer, 2010.

4 Gasset O. Tarihsel Bunalım ve İnsan. Metis, 3. Baskı, Çev. Neyire Gül Işık, 2015.

Bu haber en son değiştirildi 16 Haziran 2019 08:53 08:53

Reklam

Önceki Haberler

EYT açıklamasından sonra Bilal Erdoğan’a kritik soru: Ne iş yaptın?

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, 2023'teki genel seçimlerinden hemen önce yasalaşan emeklilikte yaşa takılanlar…

16 Eylül 2024 18:36

Abdullah Gül, Kraliyet’in fonladığı toplantıya katıldı

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İngiltere tarafından fonlanan ve Kraliyet’in himayesindeki Oxford İslam Araştırmaları Merkezi’nin Yönetim…

16 Eylül 2024 18:29

Narin’in abisinden Diyarbakır Barosu’na hukuki destek talebi

Diyarbakır Barosu, Narin Güran'ın ağabeyi Baran Güran'ın hukuki destek için baroya başvuru yaptığını duyurdu.

16 Eylül 2024 18:22

25 kişinin hayatını kaybettiği apartmanın müteahhiti, suçu depreme attı

Gaziantep'te, 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 25 kişinin hayatını kaybettiği Gözde Apartmanı davasında sanık müteahhit…

16 Eylül 2024 17:53

Ayhan Bora Kaplan davasında ara karar: Tahliye çıkmadı, HTS kayıtları yeniden incelenecek

Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasında mahkeme ara kararlarını açıkladı. Mahkeme Başkanı, tüm sanıkların mevcut…

16 Eylül 2024 17:43

Narin Güran cinayeti meclis gündeminde: Tavşantepe köyündeki doğal olmayan ölümlerin hepsi araştırılsın

DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça Cupolo, Narin'in cinayetini Meclis gündemine taşıyarak; Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi…

16 Eylül 2024 17:34
Reklam