AKP’nin NATO arayışları
Beka sorunu ve emperyalizmle mücadele diyerek kitlesini bir arada tutmaya çalışan AKP’nin son Gazze saldırılarında en az 24 kişiyi katleden İsrail ile yan yana gelme fırsatı bulması da dikkatlerden kaçmadı.
HABER MERKEZİ
Kuzey Atlantik Konseyi, AKP’nin daveti üzerine kuruluşunun 25. yıldönümünde Akdeniz Diyaloğu’nu oluşturan ülkelerle birlikte Ankara’da toplandı. İki günlük ziyaret ve toplantılarda AKP’nin NATO’dan destek arayışları konuşuldu.
NATO’nun temel siyasi karar organı olan Kuzey Atlantik Konseyi AKP’nin daveti üzerine Ankara’da toplandı. Toplantı, İsrail, Tunus, Cezayir, Fas, Mısır, Ürdün ve Moritanya’nın dahil olduğu Akdeniz Diyaloğu’nun 25. yıldönümü vesilesiyle yapılırken Türkiye’nin NATO içerisindeki destek arayışları görüşmelere damga vurdu.
Beka sorunu ve emperyalizmle mücadele diyerek kitlesini bir arada tutmaya çalışan AKP’nin son Gazze saldırılarında en az 24 kişiyi katleden İsrail ile yan yana gelme fırsatı bulması da dikkatlerden kaçmadı. AKP hükümeti son olarak 2014’ten 2016’ya kadar veto tehdidinde bulunduğu İsrail’in NATO nezdinde daimi temsilcilik kurmasına da Mayıs 2016’da izin vermişti.
Gündem Doğu Akdeniz, terör, S400’ler ve NATO görevleri
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun toplantı nedeniyle Türkiye’de bulunan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile yaptığı görüşmelerde Türkiye’nin NATO’daki değeri üzerine sıklıkla tekrarlanan vurgular yapılması toplantının görünürde Türkiye ve AKP için bir “halkla ilişkiler” faaliyeti olduğunu gösteriyor. Özetle AKP NATO Genel Sekreteri’ne ve NATO ülkelerine bu vesileyle kendisini anlatmış oldu.
Öte yandan, görüşme ve konuşmalarda gündeme geldiği görülen Doğu Akdeniz ve Kıbrıs adası çevresindeki enerji kaynakları, Türkiye’nin “terörle mücadele” diyerek Suriye’deki ABD tercihlerinin kendisinde yarattığı hassasiyet, Rusya’dan alınması planlanan S400 füze sistemi ve Konya, Kahramanmaraş, Malatya gibi şehirlerde süregelen NATO görevlerine ilişkin değerlendirmeler AKP’nin zemin arayışlarının göstergesi niteliğindeydi.
NATO kanadının genel geçer sözler dışında özel bir vurgu yapmadığı bu görüşmelerde Türkiye’nin NATO’dan beklediklerini bulduğunu söylemek mümkün görünmüyor. Tersinden NATO Genel Sekreteri’nin Türkiye’nin taleplerine ciddi bir karşılık verip vermediği ve bunun karşılığında Türkiye’nin ne gibi tavizler vereceği önümüzdeki günlerde görülecek.
Geçen hafta Brüksel’deki NATO Karargâhı’nda düzenlenen devir teslim töreninde “AB üyesi” olduğu için Kıbrıs Rum Devleti temsilcisinin de katılması sonrasında Türkiyeli diplomatların olayı protesto edip törene katılmamasının ardından Türkiye’nin gösterdiği tepkinin karşılıksız bırakılması ise Türkiye’nin bir kez daha terbiye edilmek istendiğini gösteriyor.
TKH’den ABD konsolosluğu önünde NATO protestosu
TKH İstanbul İl Örgütü ABD İstanbul Başkonsolosluğu önünde Ankara’da yapılan NATO toplantısını protesto etti. ABD’nin Sarıyer’de bulunan İstanbul Başkonsolosluğu önünde gerçekleştirilen protestoda “EMPERYALİST ABD, KATİL NATO, ÜLKEMİZ DEFOL” yazılı pankart taşınırken sık sık “Yanki go home!”, “Bu memleket bizim, yobaza yankiye bırakmayız!”, “Emperyalistler, işbirlikçiler, 6. Filo’yu unutmayın!” sloganları atıldı.
Protestoda yapılan basın açıklamasının tamamı şöyle:
NATO DEFOL!
AKP iktidarının daveti üzerine NATO Genel Sekreteri’nin başkanlığında Kuzey Atlantik Konseyi’nin 6 ve 7 Mayıs’ta ülkemizi ziyaret etmesi rutin bir dış ilişkiler toplantısı değildir. Akdeniz Diyaloğu’nun 25. Yıldönümü vesile gösterilerek gerçekleştirilen bu toplantının zamanlaması ve AKP iktidarının davetiyle gerçekleştirilmesi manidardır.
Emperyalizm destekli cihatçı terörün yol açtığı yıkım ve savaşın neticesinin Suriye’nin parçalanmasına yönelik emperyalist planlarının masada olduğu, İran’a dönük ABD’nin yaptırımlarının gündemde bulunduğu, İsrail’in yayılmacı saldırganlığının her geçen arttığı bir kesitte bu toplantının Türkiye’de yapılması ülkemiz açısından tehlikeli işaretler barındırmaktadır. Cihatçı terör örgütü IŞİD liderinin “Türkiye vilayeti” fotoğrafının servis edildiği bir zamanda bu toplantının yapılması ayrıca not edilmelidir.
S-400 pazarlığı, Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge oluşturulması ve İdlib gibi başlıkların gündemde olduğu bir zamanda NATO’nun üst düzey toplantısının ülkemizde gerçekleştirilmesi AKP iktidarının yürüttüğü pazarlıkları bağlama toplantısı olarak da değerlendirilmelidir.
Ülkemiz ve bölgemize yönelik emperyalist planların ve dayatmalara AKP’nin bir kez daha ortak olduğu görülmektedir. Bu ortaklıktan ne ülkemizin bir kazanımı olabilir ne de Ortadoğu’daki emekçi halkların kurtuluşu namına bir kurtuluş yolu çıkabilir.
NATO’nun kanlı sicilini en iyi dünya üzerindeki emekçi halklar bilmektedir. 1990’lı yıllarda günümüzde Ortadoğu’da yaşananların benzerinin Balkanlar’da yaşandığını, sosyalizm döneminde barış ve kardeşlik içerisinde yaşayan insanların emperyalizmin müdahalesiyle büyük bir savaşın içerisine düştüklerini, ülkelerinin parçalandığını unutmamak gerekmektedir. Yine benzeri bir müdahale yakın tarihimizde Libya’da yaşanmış, NATO emperyalist müdahalenin askeri aracı olarak devreye girmişti.
O yüzden, emperyalist yayılmacılığın en önemli araçlarından biri olan NATO’yu ABD’nin yönelimlerinden ayırmak mümkün değildir. Bugün ülkemize yapılan ziyaretin ABD’nin bölgede atacağı adımların somut bir tezahürü olarak okumak önem taşımaktadır. Cihatçı terörü büyütüp besleyen ve 2011 yılından beri Suriye’deki meşru iktidara karşı saldırtan ABD’nin, farklı farklı ülkelerde Gladio’yu örgütleyen ve darbeler tezgahlayan NATO’dan arasında hiçbir fark bulunmuyor.
Dolayısıyla NATO’nun ülkemize geliş amacı emperyalizmin yönelimlerinden bağımsız görülemez. Geçtiğimiz hafta Venezuela’da arkasında ABD’nin olduğu alenileşen darbe çağrılarının bir adım sonrasında askeri saldırganlığın ve NATO operasyonunun gündeme gelmesinin de ihtimal dahilinde olduğu açıktır.
Böylesi bir dönemde NATO ile kurulan ilişkiler üzerinden ülke çıkarlarının savunulacağını söylemek halkımıza karşı söylenen en büyük yalandır. Tarihimiz buna benzer onlarca örnekle doludur. Bugün AKP iktidarı, tam da bu çizgide yer almaya devam etmektedir.
Ülkemizin çıkarları NATO ile pazarlıkta değil NATO’dan çıkmakla mümkündür. Emperyalizmin silahlı gücü ve dünya üzerinde terörün kaynağı olan NATO ile müzakere ülkemizin çıkarlarını korumak değil, emperyalizmin çıkarlarına ortak olmaktır.
Türkiye’nin ilericileri, yurtseverleri ve devrimciler bu tablonun yerine emperyalizme karşı mücadeleyi koymaktadır. Ülkemizin kurtuluşu, eşitlikçi ve özgürlükçü bir yaşamın yolu bu mücadeleden geçmektedir.
Türkiye Komünist Hareketi olarak bir kere daha ifade ediyoruz:
Emperyalizmle müzakere değil mücadele edilir.
Emperyalistlere ve işbirlikçilerine geçit vermeyeceğiz!
NATO defol, Yankee go home!
Sosyalist Cumhuriyet gazetesi 120. sayısında yayınlanmıştır.