mercek-egitimde-gerici-projelere-bir-yenisi-eklendi-kadin-universiteleri
Sürekli toplumsal cinsiyet eşitsizliğini besleyen gerici politikalar üreten ve bu doğrultuda uygulamalara imza atan AKP iktidarı, epeydir gündeminde olan yeni bir gerici projeyi Erdoğan’ın Japonya gezisi dönüşünde YÖK’e talimat verilmesiyle resmen başlattı; Kadın Üniversiteleri kurulması. Sadece kadın öğrencilerin eğitim göreceği üniversiteler açılarak, kadın ve erkeklerin karma eğitim aldığı üniversitelerin de ayrılması planlanıyor.
AKP’nin iktidara geldiği günden bugüne en çok konuşulan başlıklardan biri de eğitim sistemi ve gerici dönüşümleri sağlayan projeleri. Eğitimdeki gerici dönüşümlerden en çok etkilenenler ise elbette ki kadınlar oluyor. Çünkü eğitim aracılığıyla kadınları kamusal alandan uzaklaştırmaya ve eve hapsetmeye yönelik politikalar pompalanıyor.
Ders kitaplarındaki içerik değişimi ile örnek metinler ve bu metinlerle ilgili resimler giderek gerici bir yapıya büründü. Örneğin kadınlar sadece evde ütüyle, yemekle, bulaşıkla haşır neşirken resmedilmeye ve tüm bu işlerde yardımcı oyuncu olarak da kız çocukları ön plana çıkarılmaya başlandı.
2014 itibariyle de hükümet, yönetmelikte yaptığı küçük bir değişiklikle ortaokulda okuyan öğrencilere kıyafet serbestliği getirdi ama bu karar daha çok “kız çocukları artık başörtüsüyle okula gelebilecek” şeklinde yorumlandı. Pek çok kız çocuğunun üzerindeki başörtüsü baskısı daha da arttı.
Şimdi ise bu gerici projelere bir yenisi daha ekleniyor; Kadın Üniversiteleri kurulması.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yaygın olduğu dönemlerde, kadın ve erkekler karma eğitim görmüyordu. Kadın eğitim almadığı için tüm öğrenim kademeleri tamamen erkeklerden oluşuyordu. Kadınların eğitim-öğretim serüveni sadece kadınlar için kurulan okullar ile başladı. Kadınlar, sadece kadınların girebildiği okullar ile sonradan eğitim sistemine eklemlendi.
Dünyada kadın üniversitelerinin ilk örnekleri 1850’lerden itibaren görülmeye başlandı. Ancak günümüzde bu sayının oldukça düşük olduğu gözlemlenmekte. Örneğin 2018 itibariyle ABD’de kadın üniversitesi sayısı 34’e geriledi. Oysa 1960’larda bu sayı 280’di.
Cinsiyet eşitsizliğinin yaygın olduğu Japonya’da da kadın üniversiteleri, 1900’lü yılların başında kadınların yüksek öğrenim alabilmesi için kuruldu. Karma üniversite teklifinin kabul görmemesi nedeniyle kadın ve erkeklerin ayrı eğitim alması kararı alındı. Japonya’nın yanı sıra Avustralya, İngiltere, Kanada gibi Batı ülkelerinin yanında Güney Kore, Çin ve Hindistan gibi Asya ülkelerinde de kadın üniversiteleri bulunuyor. Ancak bu üniversiteler kadınların eğitim alanında haklarını elde edemediği dönemlerde açılmış ve giderek sayıları azalmakta olan üniversiteler.
İran, Ürdün, Kuveyt, Sudan, Pakistan gibi toplumsal yaşamın dinci-gerici referanslara göre tasarlandığı Müslüman ülkelerde ise cinsiyet eşitsizliği daha yaygın olduğu için sadece kadınların gittiği üniversiteler var. Suudi Arabistan’da ise bütün üniversitelerde kadın ve erkek öğrenciler ayrı kampüslerde eğitim alıyor.
Zaman içerisinde, tarihsel ilerlemeler sonucu olarak kadınlar eğitim konusunda da haklar kazanmaya başlayınca kadının eğitim almasına ilişkin tavır değişti ve kadınlar eğitim hayatında daha çok yer almaya başladı. Karma eğitim anlayışının yaygınlaşması ile kadının, kadın okuluna gitme zorunluluğu ortadan kalktı.
Karma eğitim, kadınların ve erkeklerin aynı eğitim çatısı altında, aynı sınıflarda, eşit şekilde öğrenim gördükleri bir eğitim sistemidir. Bu sistem tarihte sınıf mücadeleleri ile birlikte cinsiyete dayalı toplumsal yapıyı reddederken ilerici değerlerin egemen olduğu bir toplumsal yaşamı amaçlar. Kadına da erkeğe de aynı anda ve aynı yerde; yazma, okuma, yaşayarak öğrenme, araştırma ve beraber öğrenme olanağı sunar.
Eğitimciler, karma eğitimi, “sağlıklı bir birey ve sosyal hayat için, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadının sosyal hayattan soyutlanmaması için bilimsel bir zorunluluk” olarak tanımlıyor.
AKP iktidarı tarafından karma eğitime sürekli saldırılarak elimizden alınmaya çalışan kazanımlar ise vazgeçilmesi göze alınamayacak kadar önemlidir;
Sonuç olarak, toplumsal hayatta, kadın ve erkek birarada yaşamaktadır. Kadın ve erkek birbirlerinden bağımsız bir yaşam süremez. Bu nedenle, çocukları ve gençleri birbirinden uzaklaştırmaya çalışmak yaşamın gerçekliğiyle bağdaşmaz.
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı Kadıköy İskele Meydanı’nda kutlama kararı aldı.
Eğitim İş Bursa Şubesi'nden yapılan açıklamada "Bu tasfiye operasyonunun arkasında kim varsa her biri ile…
Gaziantep'teki işçi direnişinde tutuklanan ve 36 gün cezaevinde tutuklu bırakılan BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen…
Türkiye Komünist Hareket, ölümünün 26.yılında Hüseyin Duman için anma töreni düzenledi.
İBB Basın Danışmanlığı, İBB'ye yönelik soruşturma kapsamında ortaya atılan iddialara yanıt vermeye devam ediyor. Açıklamada,…
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası toplantısında politika faizini yükseltme kararı aldı; 350 baz puan arttırarak yüzde…