CHP’li Muharrem İnce, Habertürk TV’de Türkiye’nin Nabzı Özel Programı’nda, ‘Saray’a giden CHP’li Muharrem İnce’ iddialarıyla ilgili Didem Arslan Yılmaz’ın sorularını yanıtladı.
Kendisini Kılıçdaroğlu ya da Genel Merkez yöneticilerinden kimsenin aramadığını belirten İnce, “Hiçbir görüşme gerçekleşmedi. Ben namusunu, şerefini korumaya çalışan bir adamım. Mağdur edilmiş, üzerine kumpasa uğramış bir adamım. Olayın hiçbir kısmında benim dahlim yok. Partisini tartıştıran ben değilim. Mağdur edilen benim, şerefine dil uzatılan benim. Ben partimi tartıştırmak istemiyorum. Bir gazeteci çıkıyor, CHP’den bir isim Saray’a gitti, diyor. James Bond filmleri gibi…” dedi.
Gazeteci Uğur Dündar ile ilgili görüşmesinden bahseden İnce şöyle devam etti;
“Böyle bir görüşmeniz oldu mu?’ dedi, ‘olmadı’ dedim. Böyle bir komplo olduğunu düşünmedi. Rahmi Bey’de benim telefonum var. Beni aramıyor. Eğer böyle bir şey yapan varsa bu şerefsizce bir harekettir, cumhurbaşkanıyla gizlice görüşme yapan birisi varsa. ‘Bunu sen yaptın’ deyince benim şerefime leke sürüyorsun.”
“Kılıçdaroğlu ‘şaşırmadım’ diyor. Bir insan niye şaşırmaz? Ya o konuşmayı biliyor ya da biri söyledi. Genel Başkan’ın açıklamasından sonra arkadaşları çağırdım, ‘basın açıklaması yazalım’ dedim. Açıklamayı yazdık, Genel Başkanı aradıktan 10 dakika sonra beni aradı. Ona hislerimi, başımıza neler gelebileceğini anlattım. Bu kişi ben değilim. Partiyi karıştırmaya çalışıyorlar. ‘Ben İnce’ye inanıyorum. Adı geçen diğerlerine de inanıyorum. Yalandır’ deyin, kapatın. Yoksa bu olay çok büyür, parti büyük yara alır’ dedim. Israrla ‘görüşelim’ dedim zamana yaydı.”
İnce, böyle bir görüşmenin olmadığını ifade ederek, “Bu bir masal. Burada hedef benim. Ama bu menfaat grubu, bugün bunu bana yapan, yarın kendisine yapar. Genel Başkan ‘biliyorum’ dediğine göre, kandırmışlar Genel Başkanı. Tezgah var mı? Var. Sözcü Gazetesi var mı bu tezgahta? Yok. 80 yaşında insan torunlarına ne diyecek? Torunları ‘Muharrem İnce’ye iftira attın’ demeyecek mi? Bu burada kalmayacak, yargı yoluna başvuracağım.”
“Talat Atilla kendisi yazmıyor, başkasına yazdırıyor. ‘Kaynağı açığa çıkar, işinden olurmuş’. E biz itirafımızdan oluyoruz. Yargı insanların gözünde yerlerde sürünüyor ama gazetecilik de ilk ikiye girer. Rahmi Turan’ın bir başka yalanı, beni defalarca aramış ama ulaşamamış. Sonraki yazısındaysa ‘numarası bende yok’ diyor. Türkiye’de biri bana ulaşamıyorsa yalan söylüyordur. Turan ilk aşamada ‘Saray’a yakın biri, işinden olur’ dedi. İkinci açıklamasında ’20 yıllık dostum’ dedi” diye konuştu.
Talat Atilla’nın ‘Kılıçdaroğlu açıklamazsa ben açıklayacağım’ ifadesini hatırlatan İnce, “CHP Genel Başkanı’nı tehdit ediyor. Atatürk’ün kurduğu partinin başkanını tehdit ediyor. Açıklayacaksan açıkla. Bir gazetecinin haddine mi düşmüş bizim genel başkanımızı tehdit etmek. Yalan haberler yapılacak, Türkiye ekonomiyi, Suriye’yi konuşmayacak. Bir yalan haberi konuşacak. ‘Muharrem İnce kendine pay çıkarıyor’ diyorlar. Ben pay çıkarmıyorum, şerefimi kurtarmaya çalışıyorum. Beni bilenler, tanıyanlar bana pay çıkarıyor. Kılıçdaroğlu çıkıp açıklama yapmalı. ‘Muharrem İnce bunu yapmaz, adı geçen diğer arkadaşlar da yapmaz. Hiçbir partili yapmaz’ demeli. Ben Saray’ın yanından geçmedim. Talat Atilla Tweet atacağına ismi açıklasın” dedi.
Bu olayları kuranların birçoğunu bildiğini ve Kurultay’da bunları anlatacağını belirten İnce, “24 Haziran’dan beri susuyorum. Gözüm gibi bakıyorum partime, aman yara almasın diye. Ama susarsak temiz siyaset olmaz. Sen kendi partinin evladına kumpas kurarsan nasıl temiz siyaset olsun. Sayın Kılıçdaroğlu, Fox TV’ye çıktığında ‘Asla partili bir arkadaşımız bunu yapmaz’ deseydi, kapanırdı bu konu. Ben böyle bir şeyi aklımdan geçirmem. Oraya (Beştepe) giden biri varsa gerizekalıdır.
Bugün bana bu iftirayı attılar. Emin olun, yarın Kılıçdaroğlu’na atarlarsa şaşırmam. Bir hafta oldu. Türkiye’de Muharrem İnce’nin Saray’a gidip Sayın Erdoğan ile görüştüğüne inanan var mı? Yok. Kapandı konu. Gazeteci yalan, haber yalan, görüşme yalan, plaka yalan. Ben ne yaptım bu partiye? Hizmet ettim. Cebimdeki paramı paylaştım, elektrik su faturasını ödedim. Helal ediyorum hepsini. Onlar beni vekil yaptılar, onlar da helal eder umarım. Ama utanmıyor musunuz beni savunmamaya. Bunu temizlemeden yola devam edemeyiz” diye konuştu.
İnce konuşmasına şöyle devam etti;
“Ben bu gazetecileri nasıl davet ettim? Bir Tweet attım. Neden Genel Merkez değil de evim? Çünkü ben sayın Genel Başkana ‘Birlikte basının karşısına çıkalım’ dedim kabul etmedi. Sabah saatlerinden itibaren geldiler. Cumhurbaşkanlığımdan daha çok ilgi gördü. TRT benim mitinglerimi yayınlamamıştı. Buraya gelen çocuklara ne deseydim? Genel Merkez olsa ‘gelme’ derdim. Burası benim konutum. Bu bahçe benim. Burası evim, misafirim. Cumhurbaşkanlığı mitinglerimi vermeyenler bu açıklamayı verdi.
“Halk TV neden yayınımı yarıda kesti? ‘Yandaş kanal neden açıklamanı yayınladı’ diye soranlar ‘Halk TV niye yayını kesti’ diye de sorsun. Yandaş medya verdi. ‘CHP karışacak’ diye yaparlar. Yaptırma. Kumpası yapamasınlar. Benim Cumhurbaşkanlığı mitinglerimi vermeyenler bugün yayınladı. Teşekkürler. Ama beni vermek yerine açlık duyanları, siyanürle kendini zehirleyenleri, çiftçiyi, köylüyü, atanamayan öğretmenleri verseler daha memnun olurdum.”
Kılıçdaroğlu yanıltılmış olabilir mi? Bir araya gelme ihtimalinizi görmüyor musunuz? sorusuna İnce şöyle yanıt verdi;
“Her zaman bir araya gelebiliriz. Ben il başkanıyken bakanlığımızı yapmış Fikri Sağlar bana düğme iliklemişti. Ben CHP edebini bilirim. Saygısızlık etmem. Ama kimseye de kendimi ezdirmem. Elimizde tarihi bir fırsat var. Sayın Erdoğan’dan kurtulmak istiyor muyuz? İki görüş var. Bir Sayın Kılıçdaroğlu ‘ismi biliyorum, söyleyemem, şaşırmadım’ diyor. Sayın Erdoğan ne diyor? ‘İspatlayın, Cumhurbaşkanlığını bırakacağım.’ Biz Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığını bıraktırmak istiyor muyuz? Kılıçdaroğlu biliyorsa ismi açıklasın, Erdoğan da gitsin. Görüşen kişi bensem, onu da açıklasın. Muharrem İnce de gitsin. Toptan temizlik olsun. Ama bilmiyorsan o zaman Muharrem İnce’yi savunacaksın.
CHP’den biri gitmişse zekasından şüphe ederim. Ondan Genel Başkan da olmaz. Gideceksen gündüz gözüyle gideceksin, Tweet atarak gideceksin. Genel Başkan kişiyi bildiğini söylüyor. O zaman açıklayacak. Açıklamaması doğru değil.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP için MİT’i kullandığını iddia eden İnce, “Erdoğan, CHP için MİT’i kullanıyor mu? Tabi kullanıyor. Bilmediğimiz bir şey mi? Özel hayatımızdan tutun telefonlarımıza kadar. Burada sayın Kılıçdaroğlu ile beraber mağduruz. Ben daha çok mağdurum. Sadece kendi partilisini korumadığı için kızıyorum. Sayın Erdoğan bana haber gönderseydi, ‘Seninle görüşmek istiyorum’ deseydi. Hemen Sayın Kılıçdaroğlu’nu arardım. Kaptan o çünkü. Gideceğim zaman Tweet atardım. ‘Şu saatle Sayın Erdoğan ile görüşeceğim’ derdim. Yanıma mutlaka birini alırdım. Ben 40 yıllık siyasetçiyim. Acemi miyim ben? Abdullah Gül beni Kazakistan ziyaretine çağırdığında Deniz Baykal’ı aramıştım” dedi.
Mevlut Çavuşoğlu ile görüştüğü iddialarına ilişkin ise İnce, “İstanbul’da Beşiktaş’ta siyasetçilerin kaldığı bir otel var. Oğlumun evine çok yakın. Ben de oğluma yakın olduğundan arkadaşlarımla oranın kafeteryasını kullanıyorum. Bir gün Dışişleri Bakanı oradaymış ama ben oğlum ve arkadaşlarımla görüşmüştüm. Ankara Kuşu diye biri var, ‘yok görüşmüşüz’. Karşılaşsan selamlaşırım, konuşurum. Ama olmadı” dedi.
“Üç beş kişilik grup için koca partiyi zan altında bırakmam.” diyen İnce, “Temizleyebiliriz. Temizleyebileceğimizi düşünüyorum. Ben partimin bu şebekeden arınmasını istiyorum. Arınacak bu, çaresi yok. Bundan da güçlenerek çıkacağız.” ifadelerini kullandı.
Disipline sevk edileceğinizi düşünüyor musunuz? sorusuna İnce, “Ben disiplinlik bir şey yapmadım. Mağdurun, şerefini korumak bir insanın disipline verildiği nerede görülmüş? Disipline gidecek olan kişi şu… Talat Atilla’ya yalan bilgiyi verecek kişi tespit edilecek ve açılacak. Öyle bir şey olacağını sanmıyorum. Beni disipline vermek ayaklarına sıkmak olur. Partiyi bilirim, disiplini bilirim, asla o konuda hata yapmam. Saygı gösteririm ama saygı da isterim” dedi.
İnce’nin bugün yaptığı basın açıklaması sonrası CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak’ın yaptığı açıklamalara ilişkin konuşan Muharrem İnce, “Partinin yöneticileri iki yıllığına seçilmiş kiracılarıdır. Biz onların marabaları değiliz. Parti Sözcüsü çıkacak, ‘Muharrem İnce bizim arkadaşımız, böyle bir şey yapmamıştır’ diyecek” dedi.
“FETÖ’nün kaset komplolarıyla bu olay arasında benzerlik görüyor musunuz?” sorusuna ise İnce, “Hayır. Bana bu komployu düzenleyenler daha cahil, kafaları daha az basıyor. Komplo kuruyorsan adam gibi kur, bir tutar tarafı olsun” şeklinde yanıt verdi.
Millet İttifakı’na ilişkin ise İnce, “Parlamenter sisteme her geçilmediği sürece Millet İttifakı devam edecektir. Sayın Kılıçdaroğlu’nu da Akşener’i de kutluyorum ama bunları sürdürmek zor. Koalisyon hükümetlerinden seçim önce koalisyona geldik. Türkiye’nin parlamenter sisteme dönmesi lazım. Eskisine değil, eskiden çok sıkıntı vardı.” ifadelerini kullandı.
Arslan’ın “2020’deki CHP Kurultay’ında Genel Başkan Adayı olacak mısınız?” sorusuna İnce, “Delegeler seçilmeden bunu söylemek doğru olmaz. İddiamdan vazgeçmiş değilim. Tekrar söylüyorum, CHP’nin Genel Başkanı Cumhurbaşkanı adayı olmalıdır. Başka birinin aday olmasını yürümüyor. Bunu denedik bir kere. Sayın Genel Başkan olmadı, ben oldum. İşler yürümüyor. Bir kere Genel Başkan sıfır moralle seni kampanyaya başlatıyor. Seni destekleyen milletvekillerinin hepsinin üstünü çiziyor. Senin kolunu kanadını kırıyor. Olmasan ‘şımarık çocuk’ derler. Olsan, arkadaşların harcanmış, gitmiş. Olmuyor” dedi.
Didem Arslan Yılmaz’ın “Aday olmamayı düşündünüz mü?” sorusuna, “düşündüm” yanıtını veren İnce, “Listeler açıklanınca baktım, benim yanımda duran arkadaşların hepsini harcadılar. Tanju Özcan dahil o da gitmişti. ‘Zonguldak mitinginde hastayım’ dedim. Doğru değildi, ne hastası. Çekilmeyi düşündüm. İlk kez size açıklıyorum. Bartın milletvekilini listeye koymamışlardı. Ekibini satmış adam oluyorsun. Bütün milletvekillerinin hepsi liste dışı bıraktılar.
‘Çekileyim, buyurun kendiniz aday olun’ dedim. Sonra ‘kamuoyunda Cumhurbaşkanı adayı oldu şımarıklık yapıyor, derler’ dedim. Ama çekilse miydim o zaman? Şimdi tekrar geri dönsem, çekilirdim. Ama ben Cumhurbaşkanı olmayı istiyorum. Kazanmak istiyor, Türkiye’yi yönetmek istiyorum. Eğitimi çağdaşlaştırmak, tarımı ayağa kaldırmak, Suriyeliler sorununu çözmek, yargı düzenini sil baştan yenilemek istiyorum” diye konuştu.
ABD'de Biden'ın Ukrayna'ya uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma iznini vermesi sonrasında Cumhuriyetçilerden sert tepki geldi.…
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Kızılay’a satışı gerçekleştirilen ve değeri yaklaşık 100 Milyon TL olan…
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni kitabında Donald Trump’ın baş başa görüşmede Trump’ın kendisine Doğu…
İstifa çağrılarına yanıt veren Sağlık Bakanı Memişoğlu, "Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yasadışı bahis suçlamasıyla tutuklu olan 5 sosyal medya fenomeni hakkında 1 yıldan…
Sinan Ateş Davası’nda abla Selma Ateş'e yönelik saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt'un, Ankara’da iki cinayet işlediği…