Öcalan’dan kardeşi aracılığıyla mesaj: Her zaman barışa varız

Mehmet Öcalan, Abdullah Öcalan’ın Kuzey ve Doğu Suriye için çözümün savaş değil, barış olduğunun altını çizdiğini ve “Mesele insan kanının dökülmesiyle çözülmez. Her zaman barışa varız” dediğini aktardı.

Öcalan’dan kardeşi aracılığıyla mesaj: Her zaman barışa varız

Abdullah Öcalan’la bayram görüşmesi yapan kardeşi Mehmet Öcalan, İmralı’dan verilen mesajları paylaştı.

Mehmet Öcalan, Abdullah Öcalan’ın Kuzey ve Doğu Suriye için çözümün savaş değil, barış olduğunun altını çizdiğini ve “Mesele insan kanının dökülmesiyle çözülmez. Her zaman barışa varız” dediğini aktardı.

Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan, Kurban Bayramı dolaysıyla 12 Ağustos’ta İmralı Adası’na gitmişti. En son 5 Haziran’da Ramazan Bayramı nedeniyle Öcalan’la görüşen kardeşi, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde yaptığı görüşmenin detaylarını Mezopotomya Ajansı’ndan Barış Polat’a anlattı.

Mehmet Öcalan, bayramın ikinci günü yaptığı son görüşmenin yaklaşık bir saat sürdüğünü söyledi. Sadece bayramlarda değil, iki haftada bir olan aile görüşme hakkının yerine getirilmesi gerektiğinin altını çizen kardeş Öcalan, haklarının verilmediğini, açlık grevleri eylemleri sonrası kısmi olarak hakkın tanındığını belirtti. 2019 yılının unutulmayacak bir yıl olduğunu vurgulayan Mehmet Öcalan, tecridin kalkması için 9 kişinin yaşamına son verdiğini hatırlattı.

’68 YAŞAINDAYIM, ÇIPLAK ARAMA YAPTILAR’

İmralı’daki görüşmenin saat 13.00’te küçük bir salonda gerçekleştiğini dile getiren Öcalan, “İki aramadan geçirdiler. Aramalarda yapılanlar kabul edilemezdi. Bunu insanlık kabul etmez. Çıplak arama yaptılar. Biz insanız, bu bizim yasal hakkımızdır. 68 yaşındayım çıplak arama yaptılar. 20 yıldır o yolu gidip geliyorum, beni de iyi tanırlar. Çok çirkin bir aramayla karşılaştık. Bu kabul edilemez, bu aramayı yapanlar utansın” diye konuştu.

Mehmet Öcalan, ağabeyiyle görüştüğü anı ise şöyle aktardı: “Her görüşmemizde yüzüm kapıya bakardı, bu sefer yüzümü çevirmemi istediler. Başkan geldi, döndüm ona ve tokalaştık. Bana, ‘Sizi beklemiyordum, sanki tesadüfen gelmişiniz gibi geldi’ dedi. Avukatların bize bayramın ikinci günü görüşebileceğimizi ilettiklerini söyledim.”

Öcalan’ın kendisinden ülke gündemini sorduğunu belirten Mehmet Öcalan, şunları söyledi: “3 gündem olduğunu söyledim. Birincisi Kuzey ve Doğu Suriye; ikincisi Pençe Harekatı; üçüncüsü de kurumlarda olan sorunlar, bununla bağlantılı olarak halk üzerinde artan baskılar. Halkın kendisinin sağlık durumunu merak ettiğini söyledim. O da bana ‘Sen beni görüyorsun’ dedi.”

OPERASYON DEĞERLENDİRMESİ

Mehmet Öcalan’ın aktardıklarını göre, Öcalan Kuzey ve Doğu Suriye’yle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

“Hem Türkiye zarar görür hem de oradaki halklar zarar görür. Savaş ile olmaz bir çözüme kavuşturulması gerekir. Türkiye eğer Suriye’ye girmek isterse de bu çözüm olmayacaktır. Doğrusu şu ki savaş bu halklara hiçbir şey getirmez. Suriye’de 20 yıl kaldım, oranın halkını iyi tanırım. Oradaki Arap aşiretlerini iyi tanırım, ilişkilerim vardı. Başta Arap aşiretleri ve halklara selamlarımı ilet. Sorun demokrasiyle çözülebilir. Hiçbir zaman savaşla çözüm olmamıştır.”

“Kürt sorununun çözümü için üstümüze düşen görev ve rolümüzü oynarız” diyen Abdullah Öcalan, Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nde devam eden “Pençe Harekâtı” için şunları söyledi: “Harekât savaş demektir. Bu mesele insan kanının dökülmesiyle çözülecek bir mesele değil. Biz her zaman barışa varız. Her zaman da savaşa karşı olacağız, savaşın yerine barışın olması gerekiyor.”

Öcalan’ın “Kürt ulusal birliği” konusuna çok önem verdiğini vurgulayan Mehmet Öcalan, Türkiye’nin Federe Kürdistan Hükümeti’nden bağımsız başarılı olamayacağını, harekâtın çok zor olacağını, harekâtın Kürt birliğine darbe vuracağını, birliğin bu şekilde oluşamayacağını, herkesin Kürt birliği için fedakâr olması ve çalışması gerektiğini söylediğini aktardı.

HDP’YE MESAJ

Öcalan’ın, Halkların Demokratik Partisi (HDP) için de şunları söylediği aktarıldı:

“60 milletvekili var, bu seçimlerde belediyeler de alındı. Geçen sefer belirttim, eğer dışarda olsaydım sokakları temizlerdim. Her yerde vekiller 24 saat boyunca halkın içinde olması gerekiyor. Parti büyük demokratik bir kurumdur. Halkın iradesidir ve halka hizmet etmelidir. Bu halk onlara iradelerini teslim etmiş. Onlar da bu halkın hizmetkârıdırlar.”