Ortada kutlanacak ne var?
Böylesi anti-komünist bir kutlamaya kendisini solda, emekten yana ve ilerici olarak sunan İBB başkanı İmamoğlu’nun katılması ya büyük bir hata ya tarih bilincinden yoksunluk ya da bugüne kadar dile getirdiklerinin takiyesi anlamına gelmiştir.
Berlin Duvarı’nın, 30 yıl önce yıkılışı, reel sosyalizmin çözülüşünün sembollerinden birisi olarak sunuluyor. 30 yıl sonra, duvarın yıkılışının yıldönümü kutlanıyor, bu “kutlamaya” Avrupa Birliği emperyalizminin merkez ülkesi Almanya’nın devlet temsilcileri katılıyor.
Almanya, Avrupa’nın güçlü ülkesi, dünyanın emperyalist devletlerinin arasında. Emperyalist bir devletin böylesi bir kutlama yapması, Berlin Duvarı’nın yıkılışını “komünizmin yıkılışının simgesi” haline getirme gayreti ile ilgili. Ya da tersinden kapitalizmin “zaferi” propagandası altında emperyalist Almanya’nın emperyal gösterisi!
Herkes duvarın altında sosyalist pratiğin ya da ideolojinin kaldığını söylüyor. Demokrasi, özgürlük, mutluluk kelimelerinin uçuştuğu söylemler arasında daha çok duvarın yıkılacağı vaaz ediliyor.
Berlin Duvarı’nın yıkılışının üzerinden geçen 30 yıllık zaman, dünya siyasetinin seyrini apaçık gösterdiği için; yıkılış, kutlamayı değil anlamayı hak ediyor; “Ortada kutlanacak ne var?” sorusuyla…
Bugün Berlin Duvarı’nın yıkılışının kutlanması, emperyalizmin ve sömürücü kapitalizmin kendi günahlarını örtme gayretinden başka bir şey değildir. Bugün Berlin Duvarı’nın yıkılışını kutlayanların kimler olduğuna baktığımızda ortada kutlanacak ne var sorusunun da yanıtını vermiş oluruz.
Çünkü Berlin Duvarı, emperyalizme, kapitalizme, liberalizme ve faşizme karşı örülmüş duvardı!
Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra Avrupa emekçileri daha fazla sömürü, yoksulluk ve işsizlikle karşı karşıya kalmıştır.
Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra Avrupa’da ırkçılık yükselmiş, faşistler yeniden siyaset sahnesine çıkmıştır.
Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra, doğu Avrupa’nın sosyalist dönemde bütün iktisadi değerleri, Avrupa sermayesi tarafından yağmalanmış, Avrupa işçi sınıfının kazanımları ellerinden geri alınmıştır.
Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra Yugoslavya emperyalistler tarafından paramparça edilmiş, halklar birbirine kırdırılmıştır.
Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra emperyalizm Afganistan’ı ve Irak’ı işgal etmiş, Libya’yı bombalamış, Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmiştir.
Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra NATO Balkanlar’da genişlemiş, ABD emperyalizmi Doğu Avrupa’yı egemenliği altına almıştır.
Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra dünya Birinci Paylaşım Savaşı öncesi koşullara dönmüş, emperyalist yeni bir paylaşım savaşının ayak sesleri daha da yükselmiştir.
Berlin Duvarı’nı yıkılmasına sevinenler, Avrupa’nın patronları, tekelleri, faşistleri ve emperyalistlerdir!
Bugün Berlin Duvarı’nın yıkılmasının kutlanması insanlığın eşitlik, özgürlük ve kardeşlik idealine vurulmuş bir darbenin sömürücüler, emperyalistler ve faşistler tarafından kutlanmasıdır! Özgürlük ve demokrasi havariliği ve hamaseti üzerinden Berlin Duvarı’nın yıkılışını kutlamak, aslında son 30 yıldır dünyanın içinde bulunduğu karanlığın, sömürünün, emperyalist yağmanın ve yıkımının üzerine örtmek anlamına geldiği nasıl görülemez?
İkinci Dünya Savaşı’nda bütün dünyayı kan gölüne çevirmiş faşizmi yenen, doğu Avrupa’yı faşist işgalden kurtaran ve Avrupa halklarına özgürlük getiren komünizmi kimse hedef tahtasına koyamaz.
Berlin Duvarı, emperyalizme, faşizme ve kapitalizme örülmüş duvardı. Bu duvarı yıkanların son 30 yıldır yaratmış olduğu dünya ise ortadadır!
Bugün sömürdükleri ve geri bıraktıkları halkların Avrupa’ya girişini engellemek için tel örgülerle duvarlar çeken başta Almanya olmak üzere Avrupa emperyalizmi, duvarları yıktık mavalı okuyamaz!
Böylesi anti-komünist bir kutlamaya kendisini solda, emekten yana ve ilerici olarak sunan İBB başkanı İmamoğlu’nun katılması ya büyük bir hata ya tarih bilincinden yoksunluk ya da bugüne kadar dile getirdiklerinin takiyesi anlamına gelmiştir.
Bu ülkenin devrimcileri, sosyalistleri ve komünistleri ise emperyalizmin, Avrupa sermayesinin, tekellerinin ve faşistlerinin yanında yer alınmasını meşru görecek bir tarih bilincinden yoksun değildir!
Alman emperyalizmi şansölyesi ile fotoğraf çektirmeyi, “meşruiyet” zanneden bir siyasetle bizim yolumuz ayrıdır!
Biliyoruz ki, anti-komünizm emperyalizmin, liberalizmin, faşizmin, kapitalistlerin siyasetidir.
Saflar netleşmelidir!