Özhaseki, Merve Kavakçı'yı anımsadı: Rahmetli Başbakan eli ayağı titreyerek, ‘Bu hanımefendiye haddini bildirin’ diye bağırıyordu
"Rahmetli Başbakan eli ayağı titreyerek, ‘Bu hanımefendiye haddini bildirin’ diye bağırıyordu. Niye? Laiklik tehlikeye düşüyordu. Şimdi bu benim hakkım değil mi? Meclis’teki hanım kardeşlerimizin yarısının başı açık, yarısının kapalı. Laiklik tehlikeye girdi mi? Cumhuriyet'e bir şey oldu mu?"
AKP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Mehmet Özhaseki, ‘Cumhur İttifakı’ndan küçük ortağı MHP’nin Çankaya ilçe teşkilatını ziyaret etti. Özhaseki MHP ziyaretinde, “Bu kötülüklerin üzerinden gelecek kimse yoktu, Allah bir sahip gönderdi o da Recep Tayyip Erdoğan. Allah uzun ömürler versin” diye konuştu.
Hacettepe’ye öğrenci olarak kayıt olmaya geldiği gün, duvara ‘biji azadi’ yazan kişilerin bir kişiye kalaslarla vurduğunu gördüğünü iddia eden Özhaseki, “Ortada 10 kişiye yiğitçe direnen Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısıydı onu tanıyordum. O gün orada olayların içine girdik başladık Bismillah diyerek. İnsan olarak dayanamazsınız boynumuzu yıkıp gidebilirdik ama insanlığımızdan çıkardık” diye anılarını anlattı.
‘100 kişi çalışacak yere bin kişilik ihale veriliyor geriye kalan parayı Kandil’e gönderiyorlar’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Beka mı, belediye mi?” sözünü hatırlatarak konuşmasına devam eden Özhaseki, “Binlerce belediye feda olsun. Böyle bir durumda yeniden ittifak görüşmelerini sürdüren kardeşinizim Sadir Beyle sohbet ediyoruz, şehirleri gözden geçiriyoruz. 3 senin 5 benim olsun diye derdimiz yok. MHP’li Ahmet de olmuş AK Parti’li Osman da olmuş hiçbir farkı yok. Ama istiyoruz ki PKK’ya müzahir bir adama gitmesin, FETÖ’ye yatkın bir adama gitmesin. Bunlar ülkemizin başına bela olarak döner. Kayyum yasası çıktı bazı belediyelere el konuldu. Ana muhalefet başta olmak üzere, ‘Seçimle gelmiş adama nasıl işten el çektirirsiniz’ gibi görünüşte masumane savunmalar. Peki arkadaşlar ben 5 kere Belediye Başkanı seçildim. 3 kere de milletvekili seçildim. Soru şu; benim 8 kere seçilmiş olmam bana suç işleme özgürlüğü, bu ülkeyi bölme hakkı verir mi? Bu milletin parasını alıp da Kandil’e gönderme hakkı verir mi? Suyumuz doğru dürüst aksın diye insanlar bana oy veriyor. Paraları çal Kandil’e gönder belediyenin araçlarını götür PKK’lılara hizmet etsin. Bunun için mi veriyorlar? 100 kişi çalışacak yere bin kişilik ihale veriliyor geriye kalan parayı Kandil’e gönderiyorlar.” diye konuştu.
Belediyelerin personel maaşının belli limiti aşmaması gerektiğini ifade eden Özhaseki, “Vergileri göndereceğiz oradaki PKK’lılar alıp dağa gönderecekler. Patnos’ta 5 sene önce sözleşme yapmışlar, geçici işçilere 6 bin 300 lira daimilere 7 bin lira. Diyeceksiniz ki işçiyi düşünmüş ne güzel. Şunun için itiraz ediyorum, 1 lira para yok ortada. Böyle bir para da verilmiyor, resmi kayıtlara böyle işleniyor, imza attırılıyor, 7 binin 6 bin 500’ü dağa gönderiliyor. Birbirimize numara mı yapalım? Göz mü yumalım?” ifadelerini kullandı.
Anılarına, Cizre’de bir otelin açılışına gittiğinde yaşadıklarını anlatarak devam eden Özhaseki, “Sokak sokak geziyordum, burada ne söylüyorsam orada da aynısını söylüyordum. Yatırımlardan bahsettikten sonra muhatabıma dedim ki HDP’nin oyu yüzde 95’lerde herkes PKK’nın siyasi uzantısına ya gönüllü, büyük ihtimalle de çoğu zorla oy vermiş insanlar. Dedim ki bir şeyi merak ediyorum, hepinizin gözleri ışıl ışıl beni dinliyorsunuz. Şu telin öbür yanı Suriye mi? Evet dediler. Akrabalığınız var mı? Evet dediler. Tarihi bir geçmişiniz var, kültür bağınız da var akrabalığınız da var. Sonra yüz yılın başında tel örgüyü çekip ayırmışlar. Peki dedim Amerikalılar var, Avrupa Birliği’nden gelenler var. Onlarla bir ilginiz var mı sizin? Onlarla yaşanmışlığınız var mı sizin? Yok değil mi dedim bakıyorlar. Peki niye sormuyorsunuz bu adamların ne işi var burada? 10 bin kilometre öteden bu adamlar niye geldiler? Ne amaçları var bunların neredeyse çoğunluğu büyük bütçe oluşturup sizin çocuklarınıza para, silah olarak veriyorlar. Legal kuruluşlarla beyinlerini yıkayıp dağa gönderiyorlar. Sonra da bize, kardeşlerinize bin yıldır beraber yaşadığınız akraba olduğunuz insanlara silah sıktırıyorlar. Niye sormuyorsunuz? Bunu niye sorgulamıyorsunuz? Sessizlik var salonda. Dedim, herhalde diyorsunuz ki ‘Amerikalılar özgürlük, eşitlik getirecekler’ yemin ediyorum bunlar size bitlerini vermezler dedim. Ne varsa birbirimizden var sizinle. Bu gerçekleri belaları anlatmalıyız. Beka meselesinin yanında bunların hiçbir hükmü kalmıyor. Allah bu birlikteliğimizi devam ettirsin huzurumuzu da bozmasın.” diye konuştu.
‘Bizimki pazara kadar değil, inşallah mezara kadar devam eder’
‘Cumhur İttifakı’na da değinen Özhaseki, konuşmasına “Önemli olan oyu korumak değil, geçmek. AK Parti İl Başkanımız benim için ne kadar kıymetliyse, MHP’nin İl Başkanı da o kadar kıymetli. Bu birlikteliğimizi sonuna kadar taşıyacağız. Bizimki pazara kadar değil, inşallah mezara kadar devam eder” diye devam etti.
Eski Başbakan Adnan Menderes’in Yassıada’da yaşadıklarını hatırlatan Özhaseki, “Bu vesayet rejimini Rahmetli Ecevit, Demirel, Özal, Erbakan herkes biliyordu ama bunun canına okuyacak bir yiğit yoktu memlekette. Recep Tayyip Erdoğan geldi, bu askeri vesayet rejimini bitirdi, yerle bir etti” dedi.
Özhaseki kızının Cumhurbaşkanı danışmanı olarak atanmasıyla gündeme gelen Kavakçı’yı da anımsadı
Fazilet Partisi eski milletvekili Merve Kavakçı’yı da anımsatan Özhaseki şöyle konuştu:
“Rahmetli Başbakan eli ayağı titreyerek, ‘Bu hanımefendiye haddini bildirin’ diye bağırıyordu. Niye? Laiklik tehlikeye düşüyordu. Şimdi bu benim hakkım değil mi? Meclis’teki hanım kardeşlerimizin yarısının başı açık, yarısının kapalı. Laiklik tehlikeye girdi mi? Cumhuriyet’e bir şey oldu mu? Emin olun kardeşlik, birlik, beraberlik oldu. Bu kötülüklerin üzerinden gelecek kimse yoktu, Allah bir sahip gönderdi o da Recep Tayyip Erdoğan. Allah uzun ömürler versin. İktidarlar iş başına geldiklerinde kim iş başına getirmişse onlara hizmet ederler. Para babaları getirmişse adamın birinci işi o para babalarına hizmet olur, mafyalar getirmişse onlara hizmet olur, basın yayın organları getirmişse onlara hizmet olur. Millet getirmişse millete hizmet olur biz işte bunu yaptık.”