Radikal demokrasi savunucuları, sivil toplumcular, yeni toplumsal hareketler ve kimlik siyasetini benimseyen kesimlerin politik yaklaşımlarında “sınıftan kaçış” belirleyici bir yandır. Bu kesimler için, sınıf çelişkileri toplumun temel ayrım noktası değildir. Bu tarzlarıyla siyaset ile sınıf ve sınıf mücadeleleri arasındaki bağın koparılmasına hizmet etmektedirler.
Öte yandan, işçi sınıfını sadece kol emeği ile çalışan sanayi işçisinden ya da üretken emekten ibaret gören yaklaşımlar da vardır. İşçi sınıfı bu kadar dar anlamda tanımlanınca, arkasından; işçi sınıfının gerilediği ve artık toplumsal dönüşümün öznesi olabilecek gücü kalmadığı, toplumun diğer muhalif kesimleriyle birlikte hareket etmesi gerektiği gibi tezlerin dillendirilmesi kaçınılmazdır.
Marksistler bakımından konu nettir; toplumların tarihi sınıflar mücadelesinin tarihidir; emek sömürüsünü ve sınıfları kendisiyle birlikte ortadan kaldırabilecek tek güç işçi sınıfıdır.
Ve işçi sınıfı, ancak üretim araçları karşısındaki konumu ve ilişkisi üzerinden tanımlanabilir. Bizler açısından, üretim araçlarından yoksun olan, kendisinin ve ailesinin hayatta kalabilmesi için emek-gücünü kapitalistlere satmak zorunda kalan ve üretim sürecinde kolektif emeğin işlevlerini yerine getiren her insan; hangi sektörde çalışırsa çalışsın ya da işsiz bile olsa, işçi sınıfının bir unsurudur.
Giriş için bu kadarı yeter. Bu yazı ile amaçlanan, günümüz Türkiye’sinde işçi sınıfının nicel boyutunu ve dinamikyapısından bir kesiti sunabilmektir.
Öncelikle şunun belirtilmesi gerekir; yerel sermayenin emperyalist-kapitalist sisteme eklemlenme ve aynı zamanda sermaye birikim süreçlerinde yaşadığı problemler karşısında, artık-değeri artırmaya ve gerçekleştirmeye yönelikuyguladığıstratejiler, işçi sınıfının yapısını da etkilemektedir. Örnek olarak aşağıdakiler verilebilir.
Tüm bunlar, işsizlik ve yoksullaşmayı artırmakla ve proleterleşme sürecini hızlandırmakla kalmayacak, işçi sınıfının yapısında ve bileşiminde de değişikliklere yol açacaktır.
Değişmekte olan sınıf yapısı, diyalektik olarak sınıf mücadelelerini ve sınıf bilincinin oluşumunu etkileyecek ve onlardan da etkilenecektir.
İş-gücü, istihdam ve işsizlik:
Son verilere göre 15 yaş ve üstü çalışabilir nüfus 61,1 milyon kişi olup, bunun ancak %52,5’u iş-gücüne katılabilmiştir. Aktif nüfusun neredeyse yarısının iş-gücü dışında kalmasının ana nedeni, kadınların iş yaşamına katılamamasıdır. İş-gücüne katılım,erkeklerde %72,7 oranında iken, kadınlarda ancak %34,2 seviyesinde kalmıştır. İş-gücüne dâhil olmayan 29,0 milyon kişinin %38,3’ü “ev işleriyle meşgul olan” kadınlardan oluşmaktadır.
Sivil nüfusun iş-gücü durumu (Bin kişi) | |||
Yıllar | 2019/Şubat | 2014 | Değişim |
15 ve daha yukarı yaştaki nüfus | 61.101 | 56.986 | 4.115 |
İş-gücü | 32.084 | 28.786 | 3.298 |
İstihdam edilenler | 27.355 | 25.933 | 1.422 |
İşsizler | 4.730 | 2.853 | 1.877 |
İş-gücüne dâhil olmayan nüfus | 29.017 | 28.200 | 817 |
İşgücüne katılma oranı | 52,5% | 50,5% | 2,0% |
İşsizlik oranı | 14,7% | 9,9% | 4,8% |
Tarım dışı işsizlik oranı | 16,9% | 12,0% | 4,9% |
İstihdam oranı | 44,8% | 45,5% | -0,7% |
Kaynak: TÜİK
Son dört yılda, resmi işsizlik ve tarım dışı işsizlik oranları yaklaşık %5 puan artarak, sırasıyla %14,7 ve %16,9 seviyelerinde gerçekleşmiştir.
Resmi işsizlik rakamına dâhil edilmeyen “çalışmaya hazır olduğu halde iş bulma ümidini yitiren” 2,4 milyon kişi, işsiz kapsamında değerlendirildiğinde; işsizlik oranı %20,6 düzeyine yükselmektedir.
İş-gücüne dâhil olmama nedenleri (Bin kişi) | |||
Yıllar | 2019/Şubat | 2014 | Değişim |
İş-gücüne dâhil olmayan nüfus | 29.017 | 28.200 | 817 |
İş bulma ümidi olmayanlar | 621 | 615 | 6 |
Çalışmaya hazır olup, iş aramayanlar | 1.754 | 1.869 | -115 |
Mevsimlik çalışanlar | 142 | 94 | 48 |
Ev işleriyle meşgul olanlar | 11.127 | 11.589 | -462 |
Öğrenci | 4.591 | 4.470 | 121 |
Emekli | 4.834 | 3.827 | 1.007 |
Çalışamaz halde olanlar | 3.994 | 3.922 | 72 |
Diğer | 1.954 | 1.814 | 140 |
Kaynak: TÜİK
İşçi sınıfına taban oluşturan “ücretli, maaşlı ve yevmiyeli” çalışanların, istihdam edilenler toplamı içindeki payı, son dört yılda %66’dan %68,5 seviyesine yükselmiştir. Öte yandan, aynı dönemde “ücretsiz aile işçisi” hem nicelik olarak ve hem de istihdam içindeki payı itibariyle düşüş göstermiştir. Bu durum; “ücretsiz aile işçileri” içinde proleterleşme sürecine işaret etmektedir.
İstihdam edilenlerin pozisyonu (Bin kişi) | Dağılım % | |||
Yıllar | 2019/Şubat | 2014 | 2019/Şubat | 2014 |
İstihdam edilenler | 27.355 | 25.933 | 100% | 100% |
Ücretli, maaşlı ve yevmiyeli | 18.747 | 17.125 | 68,5% | 66,0% |
İşveren | 1.241 | 1.173 | 4,5% | 4,5% |
Kendi hesabına çalışanlar | 4.749 | 4.479 | 17,4% | 17,3% |
Ücretsiz aile işçisi | 2.618 | 3.156 | 9,6% | 12,2% |
Kaynak: TÜİK
Nicelik olarak işçi sınıfı:
Burada Türkiye işçi sınıfının niceliksel boyutu ortaya konmaya çalışılmıştır. Şöyle ki; işçi sınıfına taban oluşturan “ücretli, maaşlı ve yevmiyeli” çalışan sayısına, “ücretsiz aile işçileri”, işsizler ve “çalışmaya hazır olduğu halde iş bulma ümidini yitirenler” ile “mevsimlik çalışan” emekçiler eklenmiş; ücretli, maaşlı içinde gösterilen ancak işçi sınıfı kapsamı dışında tutulması gereken “üst düzey yöneticiler ve bürokrasi” ise toplamdan düşülmüştür.
Bu anlamda Şubat/2019 itibariyle, Türkiye işçi sınıfının 26,6 milyon kişi olduğu; son dört yılda %12 arttığı ve geniş tanımlı iş-gücüne oranının %76,9 olduğu söylenebilir.
İşçi sınıfını aileleriyle birlikte dikkate almak istediğimizde; iş-gücüne dâhil olmayan “ev işleriyle meşgul olan kadınlar”, öğrenciler ve emekliler toplamının, yukarıdaki “işçi sınıfı / iş-gücü” oranına (%76,9) karşılık gelen kısmını da işçi sınıfına ekleyerek, bir anlamda “geniş tanımlı işçi sınıfı”na ulaşmamız gerekir. Bu çerçevede hesaplanan geniş tanımlı işçi sınıfının mevcudu 42,4 milyon kişi olup; 15 yaş üstü aktif nüfusun %69,4’ünü oluşturmaktadır. Bir başka değişle; aktif nüfus içindeki her 10 kişiden neredeyse 7’si işçi sınıfındandır.
İş sınıfı (Bin kişi) | ||
Yıllar | 2019/Şubat | 2014 |
İşçi sınıfı toplamı | 26.608 | 23.812 |
Ücretli, maaşlı ve yevmiyeli | 18.747 | 17.125 |
Ücretsiz aile işçisi | 2.618 | 3.156 |
İşsizler | 4.730 | 2.853 |
İş bulma ümidi olmayanlar | 621 | 615 |
Çalışmaya hazır olup, iş aramayanlar | 1.754 | 1.869 |
Mevsimlik çalışanlar | 142 | 94 |
Üst düzey yöneticiler ve bürokrasi (-) * | -2.004 | -1.900 |
Geniş tanımlı iş-gücü ** | 34.601 | 31.364 |
İşçi sınıfı / geniş tanımlı iş-gücü oranı | 76,9% | 75,9% |
Geniş tanımlı işçi sınıfı toplamı | 42.412 | 38.910 |
Geniş tanımlı işçi sınıfı / aktif nüfus oranı | 69,4% | 68,3% |
Kaynak: TÜİK
Not: Aralık 2013’te Türkiye Sosyal Bilimler Derneği tarafından düzenlenen 13. Sosyal Bilimler Kongresi’ne sunulan bildirinin gözden geçirilmiş versiyonundan yararlanılmıştır (S.Savran, K.Tanyılmaz, Marksizm ve Sınıflar, s. 251)
* Üst düzey yöneticiler ve bürokrasi: Şubat/2019 rakamı tahminidir.
** Geniş tanımlı iş-gücü: Resmi iş-gücüne “çalışmaya hazır olduğu halde iş bulma ümidini yitirenler” ile “mevsimlik çalışanlar” eklenerek hesaplanmıştır.
İstihdam edilenlerin sektörlere dağılımı:
Son 13 yılda, istihdamda tarımın payı büyük oranda azalırken, hizmet sektörünün payı, tarımdaki azalışın üstünde bir artış göstermiştir. Anılan dönem içindeki istihdam artışının %84’ünün hizmet sektöründe; kalan %16’sının da inşaat ve ağırlıklı olarak sanayi sektöründe gerçekleştiği söylenebilir.
Tarımda istihdam edilenlerin önemli kısmı (%46) “ücretsiz aile işçisi” iken; tarım dışında istihdam edilenlerin %81’i işçi sınıfının tabanını oluşturan “ücretli, maaşlı ve yevmiyeli” kesimdir.
İstihdam edilenlerin sektörlere göre dağılımı (Bin kişi) | |||
Yıllar | 2019/Şubat | 2014 | 2005 |
Toplam | 27.355 | 25.933 | 19.633 |
Tarım | 4.687 | 5.470 | 5.014 |
Sanayi | 5.388 | 5.316 | 4.241 |
İnşaat | 1.488 | 1.912 | 1.097 |
Hizmet | 15.792 | 13.235 | 9.281 |
Tarım % | 17% | 21% | 26% |
Sanayi % | 20% | 20% | 22% |
İnşaat % | 5% | 7% | 6% |
Hizmet% | 58% | 51% | 47% |
Kaynak: TÜİK
İmalat sanayi iş yeri büyüklüğüne göre çalışan sayısı:
İmalat sanayinde işçilerin %42 gibi önemli bir kısmı küçük ölçekli iş yerlerinde çalışmaktadır. Ancak 2017-2009 arasındaki sekiz yıllık dönemde, küçük ölçekli iş yerlerinde istihdam edilen işçi sayısındaki artış %33 iken; “50 ve üzeri işçi çalıştıran iş yerlerinde” istihdam edilen işçi sayısındaki artış %68 seviyesindedir. Özellikle büyük ölçekli (250 ve üzeri işçi çalıştıran) iş yerlerindeki işçi sayısı %71 oranında artış göstermiştir.
Öte yandan küçük ölçekli iş yerlerinde emek sömürüsünün daha yoğun olmasına karşın, aynı zamanda ataerkil ilişkilerin ve paternalist liderlik anlayışının da yaygın olması, sınıf aidiyetinin ve sınıf bilincinin oluşmasına ket vurmaktadır.
İmalat sanayi iş yeri büyüklüğüne göre çalışan sayısı (Bin kişi) | |||||
İş yeri büyüklüğü (istihdam bazında) | 2017 | 2009 | Değişim (%) | ||
Çalışan sayısı | Payı (%) | Çalışan sayısı | Payı (%) | ||
1-49 | 1.672 | 42% | 1.260 | 47% | 33% |
50-249 | 993 | 25% | 608 | 23% | 63% |
250+ | 1.354 | 34% | 792 | 30% | 71% |
Toplam | 4.019 | 100% | 2.660 | 100% | 51% |
Kaynak: TÜİK
Kayıt dışı istihdam ve taşeron işçisi:
2018-14 arasındaki dört yılda, tarım dışında kayıt dışı çalıştırılan işçi sayısı %7 artarak 3,1 milyon seviyesine ulaşmıştır. Böylece kayıt dışı çalıştırılan işçilerin oranı, tarım dışında %18,2 düzeyinde bulunmaktadır.
Ayrıca ağırlıklı tarım sektöründe olmak üzere,2,6 milyon “ücretsiz aile işçisinin” tamamına yakını da kayıt dışı istihdam edilmektedir.
İş yeri ölçeği küçüldükçe kayıt dışı istihdam oranı da artmakta olup; “49 ve altında işçi çalıştıran iş yerlerinde” bu oran %50’ler seviyesine kadar yükselmektedir.
Tarım dışında kayıt dışı istihdam (Bin kişi) | ||
Yıllar | 2018 | 2014 |
Tarım dışı ücretli, maaşlı ve yevmiyeli istihdam | 18.991 | 16.579 |
Üst düzey yöneticiler ve bürokrasi (-) | -2.004 | -1.900 |
Tarım dışı işçi | 16.987 | 14.679 |
Kayıtlı | 13.889 | 11.780 |
Kayıt dışı | 3.098 | 2.899 |
Kayıt dışı oranı | 18,2% | 19,7% |
Kaynak: TÜİK
2014-2004 arasında on yıllık dönemde taşeron işçi sayısı 2,6 kat artarak 1,5 milyon düzeyine varmıştır. 2014 sonu itibariyle, taşeron işçilerin, “ücretli, yevmiyeli çalışanlara (üst düzey yöneticiler hariç)” oranı %9,7 olarak gerçekleşmiştir.
Şubat/2019 itibariyle, tarım dışı sektörlerde kayıt dışı çalıştırılanlar, ücretsiz aile işçileri ve taşeron işçileri toplamı 7,2 milyon kişi civarındadır. Bu rakamın, yine aynı tarih itibariyle üst düzey yöneticiler (ve bürokrasi) hariç, ücretli, maaşlı ve yevmiyeli çalışanlar ile ücretsiz aile işçileri toplamına (19,4 milyon kişi) oranı %37,1 olup, bir anlamda güvencesiz koşullarda çalıştırılan emekçilerin geldiği seviyeyi göstermektedir.
Taşeron işçisi (Bin kişi) | ||
Yıllar | 2014 | 2004 |
Ücretli, maaşlı ve yevmiyeli (üst düzey yöneticiler hariç) | 15.225 | 8.853 |
Taşeron işçisi (Kamu + özel) | 1.483 | 581 |
Taşeron işçi oranı | 9,7% | 6,6% |
Not: Türkiye’de alt işveren tarafından istihdam edilen işçi sayısına yönelik sağlıklı verilere ulaşılamamaktadır. Genelde konuyla ilgili verilen soru önergelerine verilen yanıtlardan yararlanılmaktadır.
Bölgesel dağılım:
Yoğunlukla birlikte coğrafi yakınlık da dikkate alındığında; ücretli, maaşlı ve yevmiyeli çalışanların %40’ı “İstanbul + Marmara” bölgesinde; %25’i ise “Ege + Batı Anadolu” bölgesindedir. Dolayısıyla, her 10 ücretli, maaşlı ve yevmiyeli çalışanın 6,5 kişisi söz konusu iki bölgede istihdam edilmektedir.
Bölgelere göre ücretli, maaşlı ve yevmiyeli çalışan sayıları (Bin kişi) | |||||||||
Bölgeler | Ücretli, maaşlı ve yevmiyeli | Payı (%) | Değişim (%) | İşsizlik oranı (%) | |||||
2018 | 2004 | 2018 | 2004 | 2018 | 2004 | ||||
İstanbul | 4.765 | 2.785 | 24% | 26% | 71% | 12,5% | 12,4% | ||
Ege | 2.706 | 1.550 | 14% | 14% | 75% | 9,8% | 10,6% | ||
Akdeniz | 2.313 | 1.237 | 12% | 12% | 87% | 12,2% | 13,0% | ||
Doğu Marmara | 2.224 | 1.183 | 11% | 11% | 88% | 9,6% | 10,7% | ||
Batı Anadolu | 2.101 | 1.158 | 11% | 11% | 81% | 8,9% | 13,3% | ||
Güneydoğu Anadolu | 1.422 | 591 | 7% | 6% | 141% | 18,1% | 11,7% | ||
Batı Marmara | 876 | 482 | 4% | 5% | 82% | 6,7% | 6,6% | ||
Batı Karadeniz | 865 | 569 | 4% | 5% | 52% | 6,5% | 8,0% | ||
Orta Anadolu | 790 | 397 | 4% | 4% | 99% | 12,2% | 10,0% | ||
Ortadoğu Anadolu | 637 | 299 | 3% | 3% | 113% | 14,8% | 15,1% | ||
Doğu Karadeniz | 508 | 279 | 3% | 3% | 82% | 6,2% | 6,9% | ||
Kuzeydoğu Anadolu | 330 | 163 | 2% | 2% | 102% | 6,4% | 2,8% | ||
Toplam | 19.537 | 10.693 | 100% | 100% | 83% | 11,0% | 10,8% |
Kaynak: TÜİK
Kadın emekçilerin durumu:
2018 itibariyle, 30,6 milyon olan “15 ve daha yukarı yaştaki kadın nüfusun”, sadece 9,0 milyonu istihdam edilmektedir. Kadınlarda istihdam oranı %29,4 seviyesindedir.
İş-gücüne dahil olmayan 20,1 milyon kadın nüfusun 11,1 milyonu (%55’i) ev işleriyle meşgul olmaktadır.
Kadın sivil nüfusun iş-gücü durumu (Bin kişi) | ||
Yıllar | 2018 | 2004 |
5 ve daha yukarı yaştaki nüfus | 30.647 | 24.293 |
İstihdam edilenler | 9.018 | 5.047 |
İş-gücüne dahil olmayan nüfus | 20.174 | 18.624 |
İstihdam oranı | 29,4% | 20,8% |
Ev işleriyle meşgul olanlar | 11.061 | 13.042 |
Kaynak: TÜİK
İstihdam edilen kadınların 2018 itibariyle %89’uişçi ve emekçidir. Bu oran 2004 yılında da aynı seviyededir. Ancak 14 yıl içinde,ücretsiz aile işçisi kadınların istihdamdaki payı %21 gerilerken, ücretli, maaşlı ve yevmiyeli kadın işçilerin payı aynı oranda artmıştır.
Yani, 14 yıldaki yaklaşık 4,0 milyon kişilik istihdam artışının neredeyse tamamı (%91,4’ü), ücretli, maaşlı ve yevmiyeli pozisyonda ve ağırlıklı olarak hizmet sektöründe olmuştur.
Yine aynı dönemde, ücretsiz aile işçisi kadınların 107 bin kişi, tarımda istihdam edilen kadınların ise 212 bin kişi azalması; söz edilen değişimlerde, kırsaldan kente göç etkisinin de olduğuna işaret etmektedir.
İstihdam edilen kadınların pozisyonu (Bin kişi) | Dağılım % | |||
Yıllar | 2018 | 2004 | 2018 | 2004 |
İstihdam edilenler | 9.018 | 5.047 | 100% | 100% |
Ücretli, maaşlı ve yevmiyeli | 5.893 | 2.263 | 65,3% | 44,8% |
İşveren ve kendi hesabına çalışanlar | 987 | 539 | 10,9% | 10,7% |
Ücretsiz aile işçisi | 2.138 | 2.245 | 23,7% | 44,5% |
Kaynak: TÜİK
İstihdam edilen kadınların sektörlere göre dağılımı (Bin kişi) | ||
Yıllar | 2018 | 2004 |
Toplam | 9.018 | 5.047 |
Tarım | 2.353 | 2.565 |
Sanayi | 1.444 | 812 |
Hizmet | 5.221 | 1.670 |
Tarım % | 26% | 51% |
Sanayi % | 16% | 16% |
Hizmet% | 58% | 33% |
Kaynak: TÜİK
Sendikalaşma:
DİSK-AR’ın “Sendikalaşma Araştırması 2019” raporuna göre; kamu emekçileri hariç, kayıt dışı istihdam dahil “fiili sendikalaşma oranı”, Ocak/2013’de %7,7 iken, Ocak/2019’da %11,4 seviyesine yükselmiştir.
Yine aynı rapora göre en yüksek ve en düşük sendikalaşma oranlarına sahip işkollarıise şöyledir: | ||||
İşkolu | Ocak/2019 | Ocak/2013 | ||
İşçi sayısı | Sendika üye sayısı | Sendikalaşma oranı | Sendikalaşma oranı | |
Genel işler | 1.061.760 | 485.037 | 45,7% | 20,5% |
Savunma ve güvenlik | 291.767 | 125.619 | 43,1% | 12,2% |
Banka, finans ve sigorta | 287.441 | 100.188 | 34,9% | 22,8% |
Konaklama ve eğlence işleri | 840.112 | 35.846 | 4,3% | 4,4% |
İnşaat | 1.259.940 | 54.921 | 4,4% | 2,3% |
Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar | 3.596.394 | 188.147 | 5,2% | 4,3% |
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) verilerine göre, kamu çalışanlarının sendikalaşma düzeyi aşağıdaki gibidir:
Yıllar | 2016 | 2015 |
Kamu görevlisi sayısı | 2.452.249 | 2.354.314 |
Sendika üyesi sayısı | 1.756.934 | 1.679.028 |
Sendikalaşma oranı | 71,6% | 71,3% |
Kaynak: ÇSGB verileri |
Yukarıdaki veriler kapsamında toplam (kamu + özel) sendikalaşma oranı ve sayıları şu şekildedir:
Sendikalaşma oranı ve sayıları (Bin kişi) | |||
Yıllar | 2019/Şubat | 2014 | Değişim |
Ücretli, maaşlı ve yevmiyeli (üst düzey yöneticiler hariç) | 16.743 | 15.225 | 1.518 |
İşçi sınıfı | 26.608 | 23.812 | 2.796 |
İşçi sendikaları üye sayısı | 1.859 | 1.189 | 670 |
Kamu çalışanları sendika üye sayısı * | 1.757 | 1.574 | 183 |
Toplam sendikalı sayısı | 3.616 | 2.763 | 853 |
Toplam sendikalı sayısı / Ücretli, maaşlı ve yevmiyeli (üst düzey yöneticiler hariç) | 21,6% | 18,1% | 3,5% |
Toplam sendikalı sayısı / İşçi sınıfı | 13,6% | 11,6% | 2,0% |
Kaynak: ÇSGB ve TÜİK veri tabanları | |||
* Kamu çalışanları sendika üye sayıları tahminidir |
Toplam sendikalı sayısı, sadece “ücretli, maaşlı ve yevmiyeli (üst düzey yöneticiler hariç)” kesime oranlandığında, sendikalaşma oranı %21,6 bulunmaktadır.
Ancak toplam sendikalı sayısı, işçi sınıfına taban olan “ücretli, maaşlı ve yevmiyeli (üst düzey yöneticiler hariç)” kesime, a) işsizleri, b) ümidini yitirdiği için iş aramayanları, c) ücretsiz aile işçilerini ve d) mevsimlik çalışanları da ekleyerek hesaplanan işçi sınıfı sayısına oranlandığında, sendikalaşma oranı %13,6 seviyesinde çıkmaktadır.
Öte yandan sendikalaşma oranının değerlendirilmesinde, Memur-sen’in üye sayısındaki olağandışı artışlar da dikkate alınmalıdır.
Sonuç:
Türkiye işçi sınıfının nicel varlığı, yapısı ve bileşimindeki değişiklikler, yukarıdaki veriler çerçevesinde aşağıdaki gibi özetlenebilir:
Özellikle gerçek işsizliğin ve güvencesiz çalışma biçimlerinin hızla artmakta olduğunu tespit edilmelidir.
İşçi sınıfının ücret, işsizlik ve çalışma koşullarına yönelik gündelik taleplerinin ve mücadelesinin artacağı bir döneme hazır olmak gerekir. Bu anlamda sınıfın partisini, sınıfın lokal seviyedeki ekonomik mücadelelerini birleştirmek, politikleştirmek ve bir iktidar mücadelesine dönüştürmek gibi önemli görevler beklemektedir.
Bu haber en son değiştirildi 16 Haziran 2019 12:37 12:37
Bir gencin ölümüne ve iki kişinin yaralanmasına neden olduğu için yargılanan eski Kızılay Başkanı Kerem…
Laiklik Meclisi tarafından 150 kapsamlı başlıkta hazırlanan Ekim 2024 Laiklik İhlalleri Raporu yayımlandı.
Türkiye Komünist Hareketi'nin (TKH) 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı…
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Yenidoğan çetesi skandalı hakkında Eski Sağlık Bakanları Mehmet Müezzinoğlu, Recep Akdağ,…
Ahmet Özer'in tutuklanmasının ve yerine kayyum atanmasının ardından belediyede kamu ve özel teşebbüse ait hizmetlerde…
Milli Savunma Bakanlığı, Kara Harp Okulu resmi mezuniyet töreni sonrasında yaşanan kılıç çatma töreni sonrasında…