Jakobenler
14-07-2019 07:53Jakobenler, “Özgürlük-Eşitlik-Kardeşlik” sloganına sonuna kadar sahip çıktılar. Bir süre sonra burjuvaziye tehdit olan bu slogan Jakobenlerin bugüne kadar bıraktığı en önemli miras olarak bugünlere kaldı.
Derin Demir
Türkiye’de liberallerin, gericilerin, burjuva kalemlerin ve hatta dönem dönem bir takım solcuların her daim hedefindeydi Jakobenizm. Tepeden inmecilikle, darbecilikle suçlanıp durdu.
Tarihsel olayları dönemini göz ardı edip değerlendirerek ya da zorlama bir şekilde tarihsel ilerlemeye katkısını yadsıyarak ele almak mümkün mü? İlerlemeciliğe, aydınlanmacılığa, dönüştürme bilincine kapı aralayan böylesi önemli süreçleri bir kenara bırakıp seçili kelimeleri yan yana getirip kurulan cümlelerle bir olaya sahip çıkmak/çıkmamak ne kadar doğru? Ne, neden, nasıl soruları sorulmadan tarihsel olaylara bakılması namümkün.
230 yıl önce gerçekleşen ve insanlığın tarihini belirleyen Fransız Devrimi’ne bakarken o dönemde Jakobenlerin karşısında yer alanların bugün, aynı saiklerle, mücadele edenlere yapılan saldırılarının devam ediyor olması işte bu soruları detaylandırmayı gerektiriyor. Bunun için de Jakobenlerin tarihine bakmak elzemdir.
Fransa’da aydınlanma ile başlayan süreç Fransız Devrimi’nin de zeminini hazırladı. Jakobenizm de 1789 Fransız Devrimi’nin bağrından doğan ve bu devrime öncülük edenlerin ismi olarak bilinmeli. Esas olarak küçük ve orta burjuvazi içinden yoksul halk katmanlarının desteği ile aristokratlara karşı kuruldu. Kabaca feodalizmi karşısına alan ve cumhuriyeti bunun karşısına koyan, bayrağına eşitlik, özgürlük ve kardeşlik sloganını yazan bir hareket olarak insanlık tarihinde büyük bir rol oynadı. Başlangıçta genel bir toplama seslenen Jakobenler, ilerleyen dönemlerde siyasi, ideolojik ve örgütsel olarak daha keskin bir yol izleyeceklerdir.
Yönetim burjuva siyasetçilerinin elindedir. Yani; ilerleyen süreçte mülkiyet hakkına yönelik anayasal düzenlemeler yapanlar, seçme ve seçilme hakkını yeni egemen sınıfların lehine düzenleyenler, yoksulların ve emekçilerin Jakobenler Kulübü’ne üye olmalarını yasaklayanlar, köylü isyanlarını sert bir şekilde bastıranlar, kilise mülklerine el koyanlar işte bu burjuva siyasetçileri olmuştu. Bu süreci Jakobenlerin de içinde olduğu Meclis’in ilk dönemi olarak değerlendirmek yanlış olmayacaktır.
Tarih 1791’i gösterdiğinde Jakobenler için yeni bir dönem başlar. Ülkenin durumu oldukça kötüleşmiştir. Ekonomik krizlerin tetiklediği kıtlık, yoksulluk, köylülerin isyanları… Böylesi bir tabloda Kral Louis’nin ülke dışına çıkma çabası yeni bir tartışmayı da beraberinde getirir. Devrimci Jakobenler kralın yetkilerini kısıtlamak üzere çeşitli düzenlemeler yapılmasını önerir. Ancak yönetim kralın kaçırıldığını dolayısıyla savunmasız ve suçsuz olduğunu, yetkilerinin alınmaması gerektiğini ifade eder. Böylece Jakobenler arasında uzun süren tartışma burada noktalanır. Jakobenler Kulübü artık Jakoben devrimci bir harekete dönüşür.
Yol ayrımı ile yeni başlangıç
Jakobenlerin önde gelen isimleri Brissot ile Robespierre yıllarca birlikte hareket etmişlerdi. Ancak Fransa ile Prusya ve Avusturya arasındaki savaş, bu birlikteliği bozacaktır. Brissot, karşı-devrimcilerin ülke dışına çıkması ve yabancı güçlerle işbirliği yapmak için bir hazırlık içinde olduğunu, buna yönelik olarak da düşmana karşı savaşın Fransa’nın dışında da verilmesi gerektiğini, böylece hem devrimin olası bir yıkımdan kurtarılacağı hem de yurtdışına devrim taşınmasının sağlayacaklarını söyler ve bunu hayata geçirirler.
Brissot’nun yanlış öngörüsü ile Fransa karışır. Brissotçular dışarıdaki bozgunu içeride sert önlemler almaya çalışarak telafi etmeye çalışsalar da başarılı olamazlar.
Robespierre ise savaş karşıtı tutumu ile yoksullardan ciddi destek alır. Mecliste de oldukça destek alan Robespierre, Brissotçuların Jakobenler Kulübü’nden ve Meclis’ten çıkarılmalarını sağlar. 1792 Temmuz’una gelindiğinde Robespierre kralın tahttan indirilmesi çağrısı yapar. 1792’nin Eylül ayında ise Cumhuriyet ilan edilir. 1793’ün Ocak ayında ise Kral Louis vatana ihanetten giyotine gönderilir.
Jakobenizm
1789’da başlayan devrim ve bununla birlikte gelen cumhuriyet, emekçilerin çıkarları ile öyle bir çakıştı ki, insanlık tarihinin en önemli sayfası açılmış oldu. 1794’ün başına kadar da Robespierre ve Jakobenlerin karşısında bir güç olmaması, atılan önemli stratejik hamleler, ciddi bir örgütçülük anlayışı ile yoğrulduğunda Jakobenlerin devrimci iddiasını hiçbir şekilde kaybetmemesini sağladı.
Bu anlayış, 1794’ten sonra siyasi bir bilince evrildi, adlı adınca Jakobenizm tarihin beyaz sayfalarında yerini aldı.
Son olarak Jakobenler, “Özgürlük-Eşitlik-Kardeşlik” sloganına sonuna kadar sahip çıktılar. Bir süre sonra burjuvaziye tehdit olan bu slogan Jakobenlerin bugüne kadar bıraktığı en önemli miras olarak bugünlere kaldı.