Ovacık deneyiminin öğrettikleri…
20-01-2019 08:4516 yılıdır AKP tarafından yönetilen ülkemizde AKP belediyeciliği “Yiyorlar ama yapıyorlar” şeklinde bir algı ile dört koldan pazarlanmaktayken, CHP belediyelerinde işçi grevlerine sırt dönülürken, her fırsatta “ komünizm düşmanlığı” AKP tarafından yapılmaktayken, Komünist Başkan öncülüğünde Ovacık deneyimi, bu düzene verilen bir cevap niteliğindedir.
Nigar Demir
2014 Yerel seçimlerinde Ovacık Belediye Başkanlığını komünist kimliği ile kazanan Mehmet Fatih Maçoğlu ve Ovacık Belediye Meclisi’nin 5 yıllık icraatlarına yakından bakmak yaklaşan yerel seçimlere komünistler cephesinden daha sağlıklı bakmayı sağlayacaktır.
2014 yerel seçimlerinde sandık sonuçlarının açıklanmasının ardından ülkede genel olarak iki konu gündem oldu. İlki, AKP’nin seçim sonuçları ikincisi ise ülkede ilk defa adı komünist olan bir partiden aday olup kazanan Ovacık seçim sonuçları. AKP’nin “seçim zaferi” beklenen bir sonuç iken, Dersim’in Ovacık ilçesinde komünistlerin zaferi beklenmedik bir durum oldu. Genel olarak burjuva medyanın ilgisini çeken bu durum, özel olarak da bir ilin küçük bir ilçesi şeklinde anlatılarak seçim zaferinin etkisi düşürülmeye de çalışıldı.
Ancak Ovacık Belediyesi’nin ilk günden yaptıkları ve örnek belediyeciliği gündem olmaya basında yer tutmaya devam etti. Düzen partilerinin belediyeleri şirkete, ranta, yolsuzluk mekanizmasına döndürdüğü bir dönemde Ovacık Belediyesi’nin adımları görmezden gelinemedi ve halkta bir ilgi, merak ve umut uyandırmaya devam etti.
Komünist Başkan Mehmet Fatih Maçoğlu ve belediye meclis üyelerinin ilk adımı belediye yönetiminde burjuva siyasetinin halkı alıştırdığı yönteme karşı çıkmak oldu. İlk atılan atım belediye yöneticiliğinden belediyenin halk ile birlikte yönetimini sağlamak oldu. Bu kapsamda toplantılara halkın katılımı ve kararların birlikte alınması sağlandı. Alınan kararlarda şeffaf ve açık olmak Ovacık belediyesinin ilk düsturu oldu. Komünist Başkan çalışma odasındaki kapıyı kaldırarak herkesin istediği zamanda ona ulaşmasını sağlayarak Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi.
Ülkenin her ilçesinde olduğu gibi Ovacık ilçesinde de halkın ortak sorunları ortadayken, yani işsizlik, yoksulluk, belediye hizmetlerinin pahalılığı, ulaşım sorunu alt yapı sorunu halkın artık genel sorunu halini almışken Ovacık Belediyesi sorunların üzerine yürümeye başladı. Belediyenin yetkisi kapsamında olan her kararında halkın çıkarını gözetti. Örneğin bedava verilmesi yasal olarak sorun olan suyu olabilecek en düşük miktara indirerek sembolik bir ücretle halkın kullanımına soktu. Yine ulaşımı ücretsiz yaparak bölgede halkın maddi kısıtlar nedeniyle ulaşım hakkının gasp edilmesi karşısında yetkisini kullandı. Belediye çalışanlarının sendikal hakları karşısında belediye bütçesinin izin verdiği en yüksek oranlarda toplu iş sözleşmeleri imzalandı. Ovacık Belediyesi aynı zamanda devlet arazisine köylüler ile birlikte dikilen fasulye ve nohutların satılması sayesinde Ovacık Halkının geçim derdine bir nebze de olsa katkı sağladı. Ovacık belediyesinin öncülüğünde okuyan öğrencilere dayanışma sağlanarak burs sağlandı.
Ovacık Belediyesi belediye kaynaklarının halkın çıkarına kullanılması sonucunda, borçlu olarak devir alınan belediye bütçesini kara geçirdi. Belediye binasına asılan pankartta, tüm gelir ve gider kalemleri tek tek paylaşılarak halk bilgilendirildi.
Kısıtlı kaynaklara rağmen Ovacık Halkı dışında da dayanışma örnekleri sağlandı. Sel felaketi yaşayan Hopa Halkına destek kolileri gönderildi.
Ovacık Belediyesi’nin 5 yıl boyunca yaptıklarının tamamını bu sayfaya sığdırmak olanaksız. Ancak Komünistlerin halkla birlikte yönettikleri bir örnek olan Ovacık Belediyesi’nin en büyük yapıtı sosyalizm mücadelesine katkısı olmuştur.
16 yılıdır AKP tarafından yönetilen ülkemizde AKP belediyeciliği “Yiyorlar ama yapıyorlar” şeklinde bir algı ile dört koldan pazarlanmaktayken, CHP belediyelerinde işçi grevlerine sırt dönülürken, her fırsatta “ komünizm düşmanlığı” AKP tarafından yapılmaktayken, Komünist Başkan öncülüğünde Ovacık deneyimi, bu düzene verilen bir cevap niteliğindedir.
Sosyalizm mücadelesinde bu tür yerel deneyimlerin sınırlarının da olduğu bilinmelidir. Bu deneyimler tanımsal olarak yerel halk iktidarı anlamına gelmemekte, sosyalizmin yerelde iktidarı anlamını taşımamaktadır.
Burjuva düzeninde yerel yönetimler merkezi iktidarın bir sac ayağıdır ve kapitalist ekonominin döngülerinden biridir. Burjuvazinin egemenliğindeki bir ülkede yerel yönetimler, halkın kendi seçtiği adayların yerel sorunlarını çözmesi üzerine kurulu olmamakta aksine bu sorunların devamı üzerine kurulmaktadır. Ülkemizde son olarak seçilmiş başkanların alınarak yerine kayyumların atanması da bunun sonucudur. AKP, belediyeleri halkın, ulaşım, barınma, altyapı, sosyal ihtiyaçlar gibi birçok ihtiyacını halka fahiş ücretler ödetilmektedir. AKP Belediyeleri yerel yönetimlerdeki imkanları gericiliği yaymak için ustalıkla kullanmaya çalışırken, belediye olanakları her gün seçim günüymüş gibi doğrudan AKP’ye hizmet etmekte, AKP reklamı yapmakta bir sakınca görmemektedir. AKP ülkede ne yapıyorsa aynısını yerelde de yapmakta, sermayenin çıkarlarını yerelde de planlamaktadır.
Ovacık deneyimi ise bunun tersidir. Komünist Başkan’ın da dediği gibi fark halkın çıkarlarını başa yazmadadır.
Ancak Ovacık deneyimi bir devrim de değildir.
Yasalar göre, merkezi bütçeden belediyelere ayrılan payın farklı kriterleri bulunmakta, nüfus oranı burada belirleyici olmaktadır. Yine özelleştirme üzerine kurulu bu düzende halka ücretsiz hizmet sunmak kamu maliyesine zarar verdiği gerekçesi ile engellenmekte, kamudan anlaşılan halkın ücretsiz hizmet alması değil ücretli hizmet alması olmaktadır. Bu alanda da yerel belediyelerin kısıtlı yetkileri bulunmaktadır. Merkezi iktidar tarafından atanan valilerin yereldeki yetkisi bir belediye başkanının yetkilerini de aşmaktadır. KHK’larla yönetilen ülkemizde Başkanlık sistemi ile birlikte bu yetkiler de tek bir adamda toplanmıştır.
Dolayısıyla Ovacık deneyimi bir kurtuluş değildir, ancak kurtuluşa giden yolda burjuvazinin yalanlarına, ideolojik ayaklarına vurulan bir darbedir. Komünistlerin kendilerini anlatırken yanı başlarında buldukları Ovacık deneyiminin kazanımlarının kıymeti bilinmeli, bu özenli emeğin yaygınlaşması sağlanmalıdır.