RÖPORTAJ | TKH MK üyesi Aysel Tekerek: Tepki değil etki oylarını aldık!
31 Mart seçimlerinde Türkiye Komünist Hareketi’nin (TKH) bağımsız adayı olarak İstanbul Büyükşehir adayı olan TKH MK Üyesi Aysel Tekerek, seçim sonuçlarına, düzen siyasetine ve TKH'ye ilişkin soruları yanıtladı.
31 Mart yerel seçimlerini geride bıraktık. Her ne kadar İstanbul sonuçları üzerinden bir tartışma devam etse de siyasi sonuçlar üzerinden ilk değerlendirmeleriniz nedir?
Partimiz seçimin ardından bir açıklama yapmış, seçimin sonuçlarını yorumlamıştı. Bu yorumlarımızda bir değişiklik yok. Emekçilerin baharının kendi ellerinde olduğunu söyledik. Yani yalancı baharlara karnımız tok. Neden bu vurguyu yaptığımızı da hemen belirtelim. Seçimde AKP elindeki büyükşehirlerin CHP eline geçmesine büyük değişim anlamı yüklemek ya da AKP’nin kaybettiği yorumlarını ifrada kaçırmak tabloyu eksik okumak olacaktır. İki açıdan eksik okuma olacaktır. İlki AKP-MHP ittifakı genel oy sayısı açısından oylarını korumuştur. Burada özel bir düşüş yok. Oy hesabı üzerinden gidilecekse eğer mücadele ettiğimiz bu zeminde bu da bir veridir ve yokmuş gibi düşünülemez. İkincisi seçim sürecinde Millet İttifakı’nın kurduğu siyasi zeminin özünde sağcılık var, solculuk değil. Bu durumda büyük bir değişim de yoktur. AKP elinden alınan belediyelerin başkanlarının yaptığı açıklamalar da bunun ispatıdır, uyum söylemleri seçim sürecinden de söylenmiş sonrasında da tekrarlanmıştır. 1 haftalık pratiğe bakalım bir de… CHP’nin Bolu adayının seçimi kazanmasından sonra Kuran seremonisi ile koltuğa oturması aynı adayın ilk icraatının Suriyelilere yardımı kesmesi, Alparslan Türkeş anmaları, kurt işaretli fotoğraflar ve daha bir çok örnek, sağın zeminini güçlendirmektedir. Yine partimizin yaptığı açıklamada önemli bir vurguda bundan sonra burjuva siyasetinin yönelimlerine dair olan vurgudur. Uzlaşma ve denge arayışları kendini daha da fazla hissettirecektir. Ekonomik krizin faturası emekçilere daha da fazla kesilecek bir yandan da emekçilerin öfkesi bu denge kıskacında eritilmeye çalışılacaktır. Gerçek bir değişimin önüne çekilen set bu olacaktır aslında.
Peki AKP’nin İstanbul seçim sonuçlarına dönük bir müdahalesi var. Bu basit bir hazımsızlık mı yoksa ötesi de var mı?
Önce berisine bakalım. Şu soruyu sormalıyız. Seçimin sonuçları eğer kaybeden tarafsanız hazmetmeniz zor olabilir. Ama AKP’nin yaptığı hazımsızlığın çok ötesindedir. Açık bir gerçeği sadece kabul etmemek değil, bir haftadır seçim sonuçlarına bir darbe yapmaya çalışıyorlar. AKP bu cesareti nereden alıyor? Sadece 17 yıllık iktidarından mı? Devletin her kademesinin avucunun içinde olmasından mı? AKP’nin cesaretinin arkasında yatan nedenlerden bir tanesi de kendi korkusudur. Bu korku 25 yıllık belediye yönetimlerinde ortaya çıkması muhtemel yolsuzluklar olduğu gibi yağma siyasetidir. Bununla birlikte AKP, kendisinin karşısında dik duracak bir muhalefet görmüyor. Bugün AKP’nin darbe girişimine karşı düzen muhalefeti dik duruyor gibi görünse de, bakınız, özünde “uyum ile birlikte çalışabiliriz” diyen üslup hakim. Bunun aslında AKP eliyle kurulan gerice rejime biz uyum sağlayacağız anlamına geleceği açık. AKP’nin seçimlere yönelik kumpas, yalan ve darbe girişiminin sonucu ne olur bilinmez ancak düzen muhalefetine dönük büyük bir gözdağı olduğu da başka bir açıdan değerlendirilmeli. AKP, toplumsal anlamda kendisine karşı oluşan tepkiyi ileriye taşıma iradesi asla olmayan bir düzen içi muhalefet karşısında korkmamaktadır. Şimdi ötesine geçelim. AKP’nin İstanbul müdahalesinden koparmaya çalıştığı birkaç şey var. Zaman kazanmak, en kötü ihtimal ile kendi tabanını sonuca alıştırmak, evrak temizliği yapmak, organize işler söylemi ile mazluma yatmak; bir kere bir haftada bunları kendi kitlesi açısından sağlamıştır. Ancak daha fazlasını istemektedir. Büyükçekmece’de seçimin yenilenmesi halinde ve bunun iki ayı bulması, bu iki aylık süreçte işleyecek planların boyutlarını tahmin etmek zor değil.
TKH, bu seçimlere dört ilde bağımsız komünist adaylarla girdi. Aldığınız oylar ve seçim çalışmalarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Partimiz, bağımsız adaylar yolu ile seçim sürecini değerlendirmek istedi. Her türlü ilkesizliğe, düzen siyasetinin gerçeklerin üstünü örtme gayretine, emekçileri seçim yolu ile yine düzen içine çekme amacına karşı gelmek ve sosyalizm seçeneğini güçlendirmek, yaygınlaştırmak için girdi. Bu bizim tarihsel görevimizin seçim uğrağında da aktif olarak hayata geçirilmesi anlamına geliyordu. Diğer yandan partinin, değdiği alanların artırması, çeperinin genişletmesi, çalışma yürüttüğü alanlarda çalışmalarını derinleştirmesi hedefi vardı. Seçim çalışmalarımızın sonucunda bu hedeflere daha çok yaklaştığımızı söyleyebiliriz.
Dört ilde 4 bin üzerinde bir oyumuz var. Bu oylar doğrudan etki yarattığımız oylar. Açık söylemek gerekirse TKH adayları “tepki değil etki” oylarını almıştır. Bu etki doğrudan Partinin etkisidir. Ancak bundan daha fazlasına hatta çok daha fazlasına etkide bulunduğumuzu da biliyoruz. Oya dönüşmedi demiyoruz zira bağımsız aday dezavantajını bilmemize rağmen tahmin ettiğimizin de ötesinde bir sandık başı hatası ile karşılaştık kendi oylarımız açısından… Geçersiz oylarımız oldukça fazla oldu, örneğin hem bir siyasi partiye basıp hem bağımsız komünist adaya basanlar var. Örneğin benim cep telefonuma seçim günü oyumuzu size verdik deyip, başka bir partiye mühür bastıkları fotoları gönderenler oldu. Doğrudan sadece benim telefonuma gelen geri bildirimler bile oldukça fazlaydı. Bizim için bir yere kadar anlamlı bu veriler. Bir yerden sonra önemi yok. Parti seçim sürecinde etki yarattığı alana hakimdir. Aldığımız oylar ve bize verilen destek partimizi daha ileriye taşıyacağı konusunda başarılı bir seçim çalışması yaptığımızı gösteriyor.
Peki TKH’nin seçime girme yeterliliği konusunda bir gelişme var mı?
Eğer baskın ve çok erken bir seçim olmaz ise parti seçime girme yeterliliğine sahip olacaktır. Bu konudaki çalışmalarımızı kaldığımız yerden hızlandırarak devam ettireceğiz. Orak–çekici ülke sathında dalgalandıracağız.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Bize sosyalist cumhuriyet gerek demiştik. Cumhuriyetin yok edildiği ülkemizde çizgiyi buradan çekip ona göre umut ve kavgayı buluşturmak gerek. Her gelişmenin tek doğruladığı gerçek budur. Sosyalist soldaki büyük boşluk kapanmadıkça düzen kendini tahkim etme yollarını hep bulmaktadır. Bugün sosyalistlere çağrımız yeni ve gerçek bir komünist partinin örgütlenmesinde yolunu açan TKH’ye destek vermelidir. Emekçilerin baharını yaratmak, yalancı baharlara kanmamak için partinin aklı ve gövdesinin parçası olma çağrısıdır bu…
*Röportaj Sosyalist Cumhuriyet gazetesinden alınmıştır.