RTÜK’ten bir garip açıklama: Sansür yok, denetim var
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, 'sansürcü' gibi algılandıklarından şikayet etti. Açıklamalar 'maksat vergi mi?' sorusunu akıllara getirdi.
Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun dijital platformlara müdahale girişimi kamuoyundan tepki çekmişti. Yapılan açıklamada müdahalenin ‘sansür’ değil, ‘denetim’ olduğu söylendi.
RTÜK’ün, Netflix ve Youtube gibi dijital izleme platformlarına sansür girişimine ilişkin konuşan RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, ‘sansürcü’ gibi algılandıklarından şikayet etti.
Şahin, RTÜK’ü eleştirenleri de suçlayarak, , “Yönetmenlik yayınlandığı andan itibaren çektiğimiz fotoğrafta gördük ki yoğun eleştirilerin çoğunluğu ya eksik bilgiden ya da iyi niyetli olmayan muhalefet etme alışkanlığından, ön yargılardan kaynaklanıyor.” diye konuştu.
Yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından yapılan tartışmaları titizlikle takip ettiklerini ve her görüşü dikkatle ele aldıklarını vurgulayan Şahin, olumlu yorumları da haksız ve acımasız eleştirileri de tek tek analiz ettiklerini ifade etti.
Sansür yorumlarını değerlendiren Şahin, düzenlemenin internet üzerinden radyo televizyon yayıncılığı yapacak tüm kuruluşları ilgilendirdiğine işaret ederek, “Düzenlemeyi, sadece müstehcenlik ve sansür gibi birkaç hususa indirgemenin sağlıklı olmadığı kanaatindeyiz. Yönetmenlik yayınlandığı andan itibaren çektiğimiz fotoğrafta gördük ki yoğun eleştirilerin çoğunluğu ya eksik bilgiden ya da iyi niyetli olmayan muhalefet etme alışkanlığından, ön yargılardan kaynaklanıyor. Başta sosyal medyada olmak üzere ‘İnternete sansür geldi’ eleştirilerinin ağırlıklı olarak yapılması, yönetmeliğin sağlıklı şekilde incelenmediğini gösteriyor.” diye konuştu.
Yönetmeliğin öncelikle RTÜK’ün görev alanı radyo ve televizyon yayınlarını kapsadığını, “İnternete sansür geldi.” ifadelerinin maksatlı çarpıtma ve kışkırtma olduğunu düşünen Şahin, şunları söyledi:
“Sansür kavramının ne olduğunu çok iyi bilen bazı art niyetli kesimler, kamuoyunu yanlış yönlendirerek sansürcülük eleştirisi yapıyor. Sansürden bilerek veya bilmeden, bir amaca hizmet ederek ya da bilinçsizce bahsedenlerin iyi niyetli oldukları düşünülemez. Herkesin malumu sansür, yayınların daha yapılmadan denetlenmesi ve müdahalelerin uygulanmasıdır. Anayasamızda da açıkça sansür yasaklanmıştır. Hiçbir kişi ya da kurum sansür uygulayamaz.”
RTÜK’ün hiçbir zaman, hiçbir yayını önceden denetlemediğini, yayınlandıktan sonra kendisine verilen yetkiler çerçevesinde görevini yaptığını iddia eden Şahin, Üst Kurulu zaman zaman “sansürcü bir kurum” gibi gösteren çevrelerin, aynı tutumlarını maksatlı olarak yeniden sergilediklerini iddia etti.
“İnternet üzerindeki platformlarda isteğe bağlı yayıncılığı düzenleme ve denetleme çalışmalarımız hayatın doğal akışına ters düşecek şekilde olmayacaktır. Kişilerin özgürlük alanları bizim için çok değerli ve anlamlıdır.” diyen Şahin, yönetmelikle, yayın hizmetleri alanında ifade ve haber alma özgürlüğünün, düşünce çeşitliliğinin, rekabet ortamının, çoğulculuğun güvence altına alınması, haksız rekabetin ortadan kaldırılması ve kamu menfaatinin korunmasının amaçlandığına dikkati çekti.
MAKSAT VERGİ Mİ?
Geleneksel radyo ve televizyonların aldıkları yayın lisanslarıyla frekans kullanım ücreti gibi yükümlülüklerini yerine getirerek devlete vergi sorumluluğunu da üstlendiklerini anlatan Şahin, “topladığı vergilerle istisnasız her vatandaşa hizmet eden” devlet mekanizmasının, her alanda olduğu gibi yayıncılıkta da kayıt dışılığa müsaade edemeyeceğine değindi.
Ebubekir Şahin, “Abonelik sistemiyle milyonlarca lira gelir elde eden, internet üzerinden platformlardan isteğe bağlı yayıncılık yapan şirketler, maalesef ülkemizde şu anda hiçbir düzenlemeye ve vergi yükümlülüğüne tabi değildir. Hukuki hiçbir sorumlulukları yoktur. Kazançları üzerinde denetim imkansızdır. Burada çarpık bir durum da ortaya çıkıyor. Mevcut lisanslı platformlardan isteğe bağlı yayıncılık hizmetlerine abone olanlar, çeşitli kalemlerde devlete sorumluluklarını yerine getirerek vergilerini öderken, abonelerinden yüksek miktarda gelir elde eden internet tabanlı şirketler, devlete tek kuruş vergi ödemiyor.” diye konuştu.
Yeni düzenlemeyle, internet tabanlı yayıncılık yapacak kuruluşlarla birlikte yayınlarını sürdüren uluslararası yayın kuruluşlarının Türkiye’de kuracakları şirketlerle resmiyete kavuşacağını vurgulayan Şahin, bu kurumların diğer tüm yayıncılar gibi yasal yükümlülükleri de yerine getireceğini anlattı.
İnternet yayıncılığının kayıt dışı olmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ve haksız rekabete yol açtığını belirten Şahin, Üst Kurulun geleneksel yayıncılık yapan kuruluşları da korumak durumunda olduğunu, dünyada hiçbir ülkenin bu şekilde kayıt dışı faaliyet gösteren oluşumlara müsaade etmeyeceğini dile getirdi.
Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Düzenlemenin yurt dışı menşeli yayıncılara kayıt ve veri temini sorumluluğu getirilmesi, kamu menfaati ve güvenliğinin korunabilmesi için şarttır. Çocukların ve gençlerin ruhsal ve fiziksel gelişim sürecinde maruz kalabilecekleri zararlı yayın içeriklere karşı alınması gereken tedbirler zorunluluktur. Mevzubahis platformlarda gösterilen çizgi filmlerde çocukların ruhsal ve psikolojik gelişimini etkileyen sahneleri ya da dizilerde yapılan terör propagandalarını, her türlü şiddeti ve bağımlılığı özendiren yayınları görmezden gelmemiz mümkün değildir. İnternet yayıncılığı, başta yoğun genç nüfusumuz olmak üzere toplumun çoğunluğunu etkisi altına almışken, bu alanda düzeleme yapılmaması ve denetimsizlik söz konusu olamaz.”
ÜYELER DE ‘DENETLEYİN’ DİYORMUŞ
Şahin, İzleyici Eğilimleri Araştırması 2018 verilerine göre, vatandaşların yüzde 70,4’ünün internet üzerinden yayın yapan platformların denetlenmesi gerektiğini düşündüğünü, “Denetim olmasın” diyenlerin oranının yüzde 13 olduğunu iddia etti.
Aynı araştırmada, internet üzerinden yayın yapan bazı platformlara üyeliği olanların görüşlerine de yer verildiğine değinen Şahin, bunlardan birine üye olan ve yayınları takip edenlerin yüzde 65,9’unun bu platformlarda denetim olması, yüzde 29,5’inin de denetim olmamasını istediğini söyledi.
Şahin, “Birçok ülkede internet yayın içeriklerinin denetlenmesi ve içerik üreticilerinin lisanslanmasına yönelik çalışmalar mevcuttur. Ülkemiz, internet yayıncılık alanına ilişkin hayata geçirdiği demokratik düzenlemesiyle pek çok Avrupa ülkesini geride bıraktı.” ifadesini kullandı.
“Gerçekler ve örnekler ayan beyan ortadayken düzensizlik ve denetimsizlik talep eden sınırlı kesimin maksadını anlamak mümkün değildir. RTÜK, özgürlükleri kısıtlamayı değil özgürlük alanını genişletmeyi ve aziz milletimizin menfaatlerini gözetmektedir. İnternet, özgürlükler alanıdır. O yüzden, internet ve sosyal ağlardan eleştiriler özgürce devam ediyor.
Özgürlüklerle birlikte internet yayınlarında zararlı içerikler olmamalıdır. Özgürlük demek işimize geldiği gibi her an her zeminde karşımızdakinin kutsallarına, ailesine ve değerlerine sınırsızca küfretmek değildir. Hem özgürlükleri yaşayacak hem de aile ve çocukları korumak adına milli ve manevi değerlerimize sahip çıkacağız. Kimsenin endişesi olmasın. Türkiye Cumhuriyeti’miz, kişisel özgürlükleri de garanti altına alan demokratik hukuk devletidir.”
Ebubekir Şahin, Üst Kurul olarak yayıncılık alanını da çeşitlendirme çabasında olduklarını vurgulayarak, “Bu düzenlemeyle geleneksel yayıncılara da alan açtık. Onların ilave lisans almadan internet yayınlarının önünü açtık.” dedi.
Geleneksel yayıncıları cesaretlendirerek daha pratik ve hedef kitleye daha kolay ulaşabilen bir yayıncılık alanı oluşturduklarına işaret eden Şahin, şunları söyledi:
“Bütün yayıncılarımızın yanındayız. Uydu, kablo ya da internet, nereden yayın yapılırsa yapılsın halkımızın haber alma ihtiyacını karşılayan, eğlence mecrası olan yayınları en modern şekilde düzenlemeye çalışıyor, yayıncı paydaşlarımıza rehber oluyoruz. Hedefimiz, basın ve yayın özgürlüğüne, toplumun haber alma hakkına, özgür ve eleştirel yayıncılığa sahip çıkarken, ailenin korunması, milli ve manevi değerler ile devletimizin, milletimizin bölünmez bütünlüğüne sahip çıkmaktır.”