Şamil Tayyar'dan 'yeni parti' açıklaması
Tayyar, açıklamasını "Demem o ki; isimleri hedefe koymak yerine yeni oluşumları besleyen siyasi ve sosyo-ekonomik şartları bertaraf etmek gerekir" sözleriyle bitirdi.
AKP eski Milletvekili Şamil Tayyar seçimin ardından AKP cenahından yükselen tepkilere karşı yaptığı çıkış, ‘yeni parti’ oluşumlarına yeşil ışık yaktığı şeklinde yorumlanmıştı.
AKP itirazlarının tepe noktaya ulaştığı bir anda Tayyar, sosyal medya hesabından “Seçim sandığı için darbe, tuzak, işgal, proje gibi ifadelerle demokrasi kavramının içini boşaltmak, bu ülkeye yapılacak en büyük haksızlıktır.” yazmıştı.
Şamil Tayyar, sosyal medya hesabından ‘yeni parti’ oluşumunda yer alacağına dönük yapılan haberleri, “Ciddiye almadım, ciddiye alanları görünce bir kenara not düşeyim. Herhangi bir siyasi oluşumun A veya B,C,Ç,D,E,F,G,Ğ,H,I,İ,J,K,L, M,N,O,Ö,P,R,S,Ş,T,U,Ü,V,Y,Z takımında değilim. Haktan yana tavır koyan AK Parti üyesi emekli bir siyasetçi, gazeteci ve yazarım” diyerek yalanladı.
Ancak Tayyar, açıklamasını “Demem o ki; isimleri hedefe koymak yerine yeni oluşumları besleyen siyasi ve sosyo-ekonomik şartları bertaraf etmek gerekir” sözleriyle bitirdi.
Tayyar’ın paylaşımları şöyle:
“Ciddiye almadım, ciddiye alanları görünce bir kenara not düşeyim. Herhangi bir siyasi oluşumun A veya B,C,Ç,D,E,F,G,Ğ,H,I,İ,J,K,L, M,N,O,Ö,P,R,S,Ş,T,U,Ü,V,Y,Z takımında değilim. Haktan yana tavır koyan AK Parti üyesi emekli bir siyasetçi, gazeteci ve yazarım.
Başarı çıtasının %50’ye konması, meclis koalisyonunu kaldırdı ama yeni sistemi sandık ittifakına mahkum etti. Böylece %10 barajı fiilen ortadan kalktı ve küçük partiler altın çağını yaşamaya başladı. Bu durum, yeni parti heyecanını besleyen başka bir yan etkiye yol açtı.
Sistemik zaafın yanısıra yeni siyasi oluşumları tetikleyen bir başka gelişme, ittifak taassubunun siyasetin merkezini zayıflatıp partileri çevreye itmesidir. Bugün kararsız seçmen kitlesinin %30 civarında olması, partilere yönelik reaksiyonun yol açtığı siyasi boşluktur.
Mevcut partiler, özellikle AK Parti; Gül, Davutoğlu, Babacan gibi isimlere takılıp hem parti içini hem siyasetin merkezini tahkim etmezse, gerçeği ıskalamış olur. Siyasette boşluk bırakırsanız, şartlar hiç ummadığınız anda İmamoğlu örneğinde olduğu gibi kendi liderini üretir.
Atatürk’ten Erdoğan’a tüm liderlerin başarı hikayesine baktığınızda kişisel becerilerinden öte şartların doğuma ne kadar etki yaptığını görürüz. Demem o ki; isimleri hedefe koymak yerine yeni oluşumları besleyen siyasi ve sosyo-ekonomik şartları bertaraf etmek gerekir.”