Eğitime yeni kıyafet, HEY!
Pardon ama, neyin hayalini kurduracaksınız? Şu an kurdurabileceğiniz tek hayal, bilimsel bir eğitimin hayalidir.
Yiğit Aydınoğlu
Bir süredir Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin Milli Eğitim Bakanlığı, Bakan Ziya Selçuk öncülüğünde gerçekleştirilecek bir eğitim “dönüşümünden” bahsediyor. Bu dönüşüm neyi gösteriyor? Gerçek bir dönüşüm var mı ortada, yoksa yalnızca ufak reformlar mı yapılacak? HEY ile beraber tarikatlar okullara girmeye devam mı edecek? Yazıda bu ve benzeri sorulara biraz yanıt arayacağız. Bunun için ilk önce AKP’nin geçmişte yaptığı eğitim “dönüşümlerini” incelemeye pek gerek yoktur. Nasıl olsa 4+4+4 sistemi, proje okulları, seçmeli dersler meselesi canlı birer örnek olarak ortada…
Ziya Selçuk bir süredir konferanslardan toplantılara dolanıp duruyor, “yeni” tasarladıkları eğitim sistemini binbir şekilde anlatmaya çalışıyor. Bu “yenilik” maratonuna ilk olarak 2023 Eğitim Vizyonu isimli bir belge yayınlayarak başlayan Ziya Selçuk, şimdi Hayal-Etkinlik-Yaşam (HEY) isimli bir programdan bahsetmekte ve yaptıkları – yapacakları dönüşümleri “Liselerde Ne Yaptık?” adıyla anlatmaktadır. Bakan yapacakları dönüşümlerle beraber liselerde eğitimi, gelecek nesilleri 2040 yılına hazırlamayı hedeflediklerini belirtiyor.
Ziya Selçuk belli ki 2040’lı yıllara oldukça önem veriyor. Güzel, demek ki AKP iktidarı ve onun bakanlıkları teknolojinin geliştiğinin, insanlığın ilerlemeye devam ettiğinin farkına varabilmiş durumda. Fakat bakanın ve dolayısıyla AKP iktidarının atladığı bir nokta var. Yalnızca ders sayılarını azaltarak, kişisel istek ve yeteneklere “önem” vererek ne eğitim gelişir, ne de insanlığın ilerleyişine AKP bir katkı sunabilir.
Nedir bu 2023 Eğitim Vizyonu, nedir bu HEY sistemi? Ve Ziya Selçuk’a sorular
2018 Ekim ayında açıkladıkları 2023 Eğitim Vizyonu ile beraber MEB 4 yıllık bir plan – program hazırladıklarını belirtti. Eğitimde “bazı” yanlışlarının olduğunu “fark etmiş” olacaklar ki böyle bir dönüşüme doğru giden süreci 7 ay kadar önce başlattılar. Güzel, bizce de zaten eğitimde kesin bir dönüşüm yaşanmalıdır. Fakat nasıl? Değişen tek şey eğer ders sayıları, liselerde bölümlerin (eşit ağırlık, sözel, sayısal) seçilmesi olacaksa, fakat güya iktidarın karşı durduğu 12 Eylül darbesinin meyvesi olan zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi sabit olarak yine zorunlu kalacaksa, eğitimdeki dönüşüm yalnızca biçimsel olarak kalacaktır. Peki o zaman soru sormak lazım. Eğitimi niteliksel bakımdan değil de yalnızca biçimsel olarak değiştirerek mi liselileri geleceğe hazırlayacaksınız? Yoksa bu eğitim dönüşümünün amacı yalnızca “biz de ileriye dönük bir şeyler yapıyoruz.” demek mi? Bu sorumuz burada kalsın ve meseleye bir de başka pencereden bakalım. Şubat ayında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile MEB bir protokol imzaladı. TOBB başkanı bu protokol imzalanırken, çalıştıracak “eleman” bulamadıklarını, gençlerin de kahvehanelerde işsiz oturduğunu söyledi. Meslek liseli öğrencilerin bilgisinin artması için ve meslek lisesi öğrencilerinin “meslek ile piyasaya” hakim olması için 81 ilde pilot olarak belirlenen 81 tane meslek lisesinde bölüm müfredatları patronlara devredildi. Bu protokol de MEB’in dönüşümlerinden bir tanesi. Şimdi burada da bir soru soralım. Bu protokolü imzalarken Ziya Selçuk, meslek liselileri de 2040 yılına hazırlıyor mu? Yoksa staja ve hemen ardından ömür boyu sürecek bir sömürüye hazır olarak göndermek mi istiyor? Bu dönüşüm meselesinde farklı açılardan bakabileceğimiz pencere bol, fakat bu kadarla yeterli. Biraz da HEY adını verdikleri sisteme bakmamız gerekiyor.
Hayal – Etkinlik – Yaşam diyerek, eğitim sisteminin dönüşümünü tarifliyor Ziya Selçuk. Bakanın bahsettiği hayale, etkinliğe ve yaşama ayrı ayrı bakmak daha faydalı olacaktır. HEY sisteminin ilk kelimesi hayal, MEB burada öğrencileri “hayal” etmeye teşvik edecek anlaşılan. Dedik ya, değişen yalnızca biçim, nitelik değil. Ziya Selçuk’a şunun haberini bir vermek gerekir, siz ilk önce bilimsel eğitimin içini boşalttınız, sorgulamayı yok ettiniz. Nasıl? Şöyle; biyolojiden evrimi çıkarttınız, felsefe ve sosyoloji derslerinde ise Marks’ı ve marksizmi neredeyse sildiniz. Şimdi de kalkıp hayalden bahsediyorsunuz. HEY konusunda da birazcık soru soralım. Liselilere ezberci eğitimi dayatıyorsunuz, bilimsel eğitimin yerine bilim dışı eğitimi koyuyorsunuz. Yani liselinin elinden hayal etme ve sorgulama yeteneklerini almaya çalışıyorsunuz. Pardon ama, neyin hayalini kurduracaksınız? Şu an kurdurabileceğiniz tek hayal, bilimsel bir eğitimin hayalidir. Öte yandan etkinlikten bahsediyorsunuz. Sanırım meselenin en ince yeri burası, burada bolca soru sormak gerekli. Etkinlik iyi hoş yalnızca ezberlemek ile 4 yıl geçmez değil mi? İyi düşünmüşsünüz. İyi düşünmüşsünüz de, bu etkinliklerin içeriği ne? Bu etkinlikleri kim düzenleyecek? Yıllardır tecavüzcü Ensar Vakfı’ndan tutun, faşist Ülkü Ocakları’na kadar bilumum gerici ve faşist örgütle protokoller imzaladınız, okullardaki etkinlikleriniz Kutlu Doğum Haftası, TÜRGEV – TÜGVA’nın yaz kamplarından vb. öteye geçmedi. Daha eğitimde “etkinlik” mantığı kafanızda yokken bile MEB kendi başına etkinlikleri “düzenleyemiyordu” şimdi nasıl olacak da eğitim sisteminin göbeğine etkinlikleri oturttuğunuzda MEB bunlara yeterli gelecek? Yoksa ‘etkinlik bahane, gericilik şahane’ diyerek liselere gericileri – faşistleri daha fazla mı sokacaksınız? Vardır elbet bir cevabınız bu sorulara, sonuçta liselileri ta 2040’lı yıllara hazırlayacaksınız. Hayal, dedik, etkinlik dedik, güzel. Bir de yaşam diyorsunuz burada da sözümüzü esirgemeyelim, direk sorular soralım. Eğitimde yaşamı referans alacağınızı, liselileri yaşama hazırlayacağınızı söylüyorsunuz. Nasıl bir yaşam? İlk olarak kesinlikle sormak lazım. Mesela, liselilere yıllardır sağlayamadığınız, üstüne ellerinden daha fazla aldığınız geleceği yaşam başlığında nereye oturtuyorsunuz? Yoksa vaat ettiğiniz yaşam gençlerin “kahvehanelerde işsiz oturması” mıdır? Mesela bu yaşam algınızla liselilerin “geleceğimiz bir sınava bağlı” düşüncesini değiştirmeyi amaçlıyor musunuz? Yoksa kazandıracağınız “hayal etme” yetisiyle liselilerin geleceksizlikleri hakkında daha birçok soru üretmesini mi sağlayacaksınız?
İşte Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a 2023 Eğitim Vizyonları ve HEY sistemleriyle ilgili bir çuval soru ve çelişki. Bu sorular ortadayken, hâlâ dönüşüm yaratacağınızdan bahsedebilir misiniz? Açıklayın işte, eğitimi değil, elbisesini değiştiriyoruz deyin. Liseliler de “rahatlasın”, siz de rahatlayın ve niteliksel bir dönüşüm hedefiniz olmadan dönüşümden bahsetmeyin Ziya Selçuk. Zira bu anlamsız sözleriniz ve dönüşümleriniz ile akıllarımızda Neşeli Günler filmindeki bir sahneyi canlandırıyorsunuz.