Çarlık Rusya'nın "Kızıl Kahkahası"
"Kızıl Kahkaha bu. Dünya çıldırdığında işte böyle gülmeye başlar. Dünyanın çıldırdığını biliyorsun değil mi? Ne çiçekler var üstünde, ne de şarkılar; derisi yüzülmüş bir baş gibi yuvarlak, pürüzsüz ve kızıl artık."
Hasan Kurtuluş
“Savaşın deliliği”, “cinnet ve dehşet!”… Leonid Andreyev’in, 1904-1905 senelerinde Çarlık Rusya ile Japonya arasında meydana gelen savaşı konu alan kısa romanı “Kızıl Kahkaha” bu şekilde başlıyor. Böylece, yazar henüz ilk sözcüklerinde savaşın insanlar üzerindeki yıkımını özetlemiş olur.
“Kızıl Kahkaha” romanı nihayetinde 1905 Devrimi’ni ve Çarlık otokrasisinin çöküşünü nasıl hızlandırdığını öğrenmek açısından da önemlidir. “Çarlık ordularının yenilgileri, geniş halk kitlelerinin gözünde Çarlığın çürümüşlüğünü ortaya çıkardı. Çarlık rejimine karşı nefretleri günden güne şiddetlendi. Port Arthur’un düşüşü, otokrasinin çöküşünün başlangıcıdır, diye yazıyordu Lenin. Çar, devrimi boğmak için savaştan medet ummuştu, tam tersini elde etti. Rus-Japon savaşı, devrimin gelişini hızlandırdı.”[1]
Çarlık Rusya’nın yayılmacı politikası, Çar’ın itibarını ve otoritesini korumak için fetih arzusu Japonya ile bir savaşı kaçınılmaz hale getiriyor. Japonya’nın savaşı önlemek için antlaşma önerisi, Çar İkinci Nikolay tarafından kabul edilmiyor. Japonya’nın beklenmeyen saldırısıyla savaş kaçınılmaz olarak başlıyor. Rusya halkları yoksullukla mücadele ederken Çar İkinci Nikolay’ın anlamsız savaşı yüzünden cephelere, siperlere sürüklenmek zorunda kalıyor.
Leonid Andreyev’in, “Bulunmuş Bir Elyazmasından Parçalar” alt başlığını taşıyan “Kızıl Kahkaha” romanı cephede (Mançurya) kendi ordusunun kurşunları sayesinde ayaklarını kaybeden bir Rus askerinin savaşta yaşadıklarına dair aldığı kısa notlardan oluşuyor. Kitabın ilk bölümü, savaşın vahşetine, acımasızlığına, saçmalığına birinci elden tanık olan bu askerin bölük pörçük anı/yazılarından meydana geliyor. Özellikle savaşın her iki tarafın askerleri üzerindeki psikolojik etkisinden epey bahsediliyor. Delilik ve intihar, yani “Kızıl Kahkaha” savaşan tüm askerler arasında veba gibi kol geziyor. Kitabın en etkileyici yanı, savaşın insanları nasıl insanlıktan çıkardığını etkileyici bir şekilde kelimelere dökebilmesi:
“Dinleyin, -dedi doktor yan tarafa bakıp- Dün ne gördüm: Deli bir asker geldi yanımıza. Düşman askeri. Neredeyse çırılçıplaktı, bir hayvan gibi yara bere içindeydi ve açtı; saçı sakalı tıpkı bizim gibi birbirine karışmıştı, bir vahşiye, bir ilkele, bir maymuna benziyordu. Elini kolunu sallıyor, maymunluk ediyor, şarkı söylüyor, bağırıyor ve kavgaya tutuşuyordu.” (syf. 31)
Kitabın ikinci bölümü ise iki ayağını kaybeden Rus askerin eve döndükten kısa süre sonra ölmesinin ardından, ölen askerin savaşa katılmayan kardeşinin notlarıyla devam ediyor. Bu bölüm sayesinde savaşın sadece askerleri değil, tüm halkı etkilediğini ve yıprattığını görüyoruz. “Kızıl Kahkaha” siperlerden, kışlalardan çıkıp kentleri, köyleri de kasıp kavuruyor. Örneğin savaşmayan kardeşin ruh hali çok daha kötü bir durumda. Öyle bir cinnet durumu var ki, doktorlar bile akıl sağlığını kaybetmiş. Ölüm ve yıkım getirmekten başka bir işe yaramayan savaşın sona ermesini arzulayan kardeş, şöyle yazıyor notlarında:
“Bazı zamanlar beynimi sıkıştıran bu demir halkaların işkencesine daha fazla katlanamıyorum; önüne geçilmez bir kuvvetle sokağa koşup insanların toplandığı meydana çıkmak ve bağırmak istiyorum: -Ya şimdi savaşı bitirirsiniz, ya da…” (syf.48)
Ama savaş devam ediyor ve “Kızıl Kahkaha” hüküm sürüyor. Erkek kardeş de aklını kaybediyor. Peki, “Kızıl Kahkaha” nedir diye sorabilirsiniz, kitapta şöyle tanımlanıyor:
“Kızıl Kahkaha bu. Dünya çıldırdığında işte böyle gülmeye başlar. Dünyanın çıldırdığını biliyorsun değil mi? Ne çiçekler var üstünde, ne de şarkılar; derisi yüzülmüş bir baş gibi yuvarlak, pürüzsüz ve kızıl artık.” (syf. 59)
Halkın kahkahası
Umutsuzluğu ve karamsarlığı dile getirmekteki yeteneğiyle Rus edebiyatında yer edinmiş olan Leonid Andreyev “Kızıl Kahkaha”da 1904 Rus-Japon Savaşı’nın cinnetini ve dehşetini başarılı bir şekilde eserinde yansıtıyor. Ancak aynı Andreyev, 1. Emperyalist Paylaşım Savaşı’na Çarlık Rusya’nın girmesini destekliyor ve hatta bunu bir demokrasi savaşı olarak görüyor. Ayrıca, Çar hükümetinin desteğiyle çıkan bir gazetede çalışıyor.
Burada şu soru ister istemez akıllara geliyor: 1904-1905 yıllarında yaşanan “cinnet ve dehşet”, on yıl sonra yaşanan devasa savaşlarda da yaşanmadı mı? Andreyev burada açıkça kendisiyle çelişiyor. Başarılı bir şekilde anlattığı “Kızıl Kahkaha”nın çok daha acımasızı kendisinin de desteklediği Birinci Paylaşım savaşlarında yaşanıyor.
Aynı dönemde Lenin ve Bolşevikler, 1. Paylaşım Savaşı’nın emperyalist gruplar arasında bir savaş olduğu, “anayurt savunması” söylemlerinin yalandan ibaret olduğunu dile getirerek, savaş karşıtı bir tutum alıyor. Cephelerden cephelere koşmaktan bıkan askerler arasında yapılan savaş karşıtı propaganda etkisini gösteriyor.
Bolşeviklerin, Ekim Devrimi’nden sonra ilk aldığı karar, 1. Paylaşım Savaşı’ndan çekilmek oluyor. Tüm gizli antlaşmalar gün yüzüne çıkarılıyor ve işgal edilen topraklardan çekiliyor. Böylece, Lenin ve Bolşevikler askerlere olan sözünü tutuyor. Lenin, 20 Ağustos 1920’de şöyle yazıyordu: “Emperyalist bağların, sefil emperyalist antlaşmaların, emperyalist zincirin demirden halkasını kırdığımız için, -özgürlüğe ulaşmak için, bu uğurda çok kurban verildi. Emperyalistlerin saldırısına uğradığımız halde bir sosyalist cumhuriyet olarak, emperyalist savaşın dışında kalmaya dikkat ettiğimiz için, bütün dünyanın görmesi için barışın ve sosyalizmin bayrağını yükseklere kaldırdığımız için, yaşadıkları ülke önemli değil, bütün dünyanın işçileri bizi selamlıyor, bizi alkışlıyor ve bize sempati duyuyor.”[2]
Leonid Andreyev, 1917 Şubat Devrimi’ni coşkuyla karşılasa da Ekim Devrimi’ne karşı muhalif bir tavır sergiledi ve 1917’de Finlandiya’ya taşındı. Andreyev, ömrünün son yıllarını, Bolşevizm karşıtı yazılar yazarak geçirdi ve 1919 yılında hayata gözlerini yumdu.
Kızıl Kahkaha [Bulunmuş Bir El Yazmasından Parçalar]
Leonid Andriyev
Çev. Mustafa Kemal Yılmaz
İş Kültür Yayınları 2019
80 sayfa
[1] Jozef Stalin, Bolşevik Partisi Tarihi, Bilim ve Sosyalizm Yayınları, 1976, çev: Süleyman Arslan, s. 71.
[2] V. İ. Lenin, Emperyalist Savaş Üzerine, Günce Yayınları, 1976 Çev. Ahmet Yurdaer, s. 294