Soylu: Domatesi bir ülke sorunu haline ne zaman getirdik?
Soylu, "Ama baktım ki burada bir tezgah var biz de bu tezgaha düşmeyelim. Sonra seçim sonuna kadar düştüğümüz tezgahın maliyetini Binali abiye ödettirmeyelim." diye konuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Dün akşamleyin Ordu’dan geçecek arkadaşlar uyarmışlar, eğer yanınızda bir milletvekili varsa VIP’ten geçebilirsiniz. Ama yoksa geçemezsiniz. Onun için sizi biz alalım, zaten özel uçak tutmuşsunuz. Hani Musakkayla antrikot meselesi yaptı ya… Musakka hesabı yapan bugün saltanata erken başladı” diye konuştu.
Soylu, Balkanlı, Rumelili ve Trakyalılar Yardımlaşma Dayanışma, Kültür ve Eğitim Derneği’nde vatandaşlarla bayramlaştı. Süleyman Soylu’ya dernekte ‘ay yıldız motifli Arnavut baklavası’ ikram edildi.
İDLİB’İ GÖZLÜYORUZ
Süleyman Soylu, yaptığı konuşmada “Maalesef bizim coğrafyamız dertlendiğimiz bir coğrafya. Dün Srebenitsa’da dertleniyorduk, bugün de Sudan’da, Libya’da dertleniyoruz. Suriye’de dertleniyoruz. Bir taraftan Afganistan ve Pakistan’da yoksulluk var diğer taraftan acaba Kafkasya’da Amerika ile Rusya arasında çatışma çıkar da yeniden bizim oralarda bir ateş olur mu diye dertlenmemiz. Diğer taraftan İdlib’i gözlüyoruz. İdlib’de daha sert bir saldırı olur da oradan acaba insanlar sıkıntı çekerler, oradaki insanlarımıza bir şey olur ve oradan buraya bir akım başlar ki onun hazırlıklarını yapıyoruz. Bu konuda bütün hazırlıklarımız tamamdır. Sınırımızın dışında eğer bir şey söz konusu olursa Türkiye’nin hiçbir şekilde içine almadan onları sınırın dışında tutabileceğimiz ve onları konuşlandırabileceğimiz bütün yerlerini hazırladık” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE DE DOMATESİ BİR ÜLKE SORUNU HALİNE NE ZAMAN GETİRDİK?
Süleyman Soylu, “17 yıldır saldırıyorlar. Fiske değil ağır yumruklar da atıyorlar. Gezi gibi, 17-25 Aralık darbesi gibi, 6-7 Ekim gibi, 15 Temmuz gibi, şu son yaşadığımız bir buçuk iki yıllık dolar saldırıları gibi. Kendi kendime de soruyorum, acaba biz ülke olarak bir yerde para batırdık da mı ekonomik saldırıyla karşı karşıyayız. Türkiye’nin de Dünyanın da en büyük projelerini de bitirdik. Türkiye büyük bir ekonomik saldırıyla, bir dolar saldırısıyla karşı karşıya kalıyor da büyük bir direnç ortaya koymaya çalışıyor. Biraz önce Güngören’de hanımefendilere sordum, biz ne zaman kışın domates ektik? Türkiye’de domatesi bir milli mesele, bir ulusal güvenlik meselesi haline getirip, bir ülke sorunu, bir hükümet sorunu haline ne zaman getirdik? Ama öyle bir iklim oluşturuyorlar ki 17 yıldan beri bu saldırılara devam ediyorlar. Bu son 5-6 yıl da dahil olmak üzere, 7 yıl da dahil olmak üzere, geçmiş dönemler de dahil olmak üzere, eğer Gezi olayları 28 Şubat’ın öncesinde olsaydı hükümeti götürürdü. 17-25 olsaydı haydi haydi götürürdü, 15 Temmuz’a dayanabilmek zaten mümkün değildi, giderdi” şeklinde konuştu.
TEZGAHIN MALİYETİNİ BİNALİ ABİYE ÖDETTİRMEYELİM
Soylu, “Trabzon’a gittim. Uçaktan indim. Hiç böyle bir şey de hesap ediyor değilim. Dediler ki bir yarım saat sonra Ekrem İmamoğlu gelecek onu karşılamaya gelenler VIP’de bekliyorlar. Ben her zaman şehrime giriyorum. Kendime ait de bir özgüvenim var. Bana karşı sevgi ve itibar da çok yüksektir. Ben çıkarken birden adımımı attım ‘Her şey çok güzel olacak’ diye bağırmaya başladılar. Canım sıkılmadı değil. Siyasetin kendine ait bir edebi var. Sizin burada hakkınız olmamasına rağmen sizi oraya almışlar, o İmamoğlu’nun oradan geçmeye hakkı olmamasına rağmen nezaket göstermişler. Ben geçerken adamın birisi bana ‘Akıllı ol Soylu’ dedi. Akıllı ol Soylu bizim oralarda tehdittir. Mafya vari üsluptur. Onun bir cümle sonrası Akıllı ol Soylu, aklını alırız demektir. Döndüm ben de ona bir kelime söyledim. Ama baktım ki burada bir tezgah var biz de bu tezgaha düşmeyelim. Sonra seçim sonuna kadar düştüğümüz tezgahın maliyetini Binali abiye ödettirmeyelim. Adamla ilgili araştırma yaptık. Adamın da kim olduğu ortaya çıktı. Türkiye’de bir iki gün sonra o adamın kim olduğunu çok net bir şekilde anlar. Nasıl kirli işlerin sahibi olduğunu, onu oraya onların nasıl gönderdiğini, nasıl orada bir tezgah içerisinde olduklarını Türkiye bir iki gün içerisinde anlar” diye konuştu.
GÜÇ ZEHİRLENMESİ
Soylu, “Ben buraya KATO dağından geldim, Selahattin Demirtaş’ın kucağından gelmedim. Dün akşamleyin Ordu’dan geçecek arkadaşlar uyarmışlar, eğer yanınızda bir milletvekili varsa VIP’den geçebilirsiniz. Ama yoksa geçemezsiniz. Onun için sizi biz alalım, zaten özel uçak tutmuşsunuz. Hani Musakkayla antrikot meselesi yaptı ya… Musakka hesabı yapan bugün saltanata erken başladı. Arkadaşlar demişler ki, eğer bir milletvekili varsa bir kişi geçebilir ama biz yine bir imkan sağlayalım. Gelmişler VIP’yi basmışlar. Bizim arkadaşlar da kusura bakmayın bu listelerde sizin isminiz yok. Devlet bize liste veriyor, bunun hesabını bize sorarlar. Deyip kendilerini yönlendirmişler. O arada Selahattin Demirtaş’a, Murat Karayılan’a söz söylemeyen Ekrem İmamoğlu Türkiye Cumhuriyetinin valisine ‘it’ diyor. Bu kabul edilebilir bir iş değildir. Bu bir güç zehirlenmesidir. Bu en hafif tabirle bir şımarıklıktır” ifadelerini kullandı.
PKK NEREDEYSE BENİM İŞİM ORADADIR
Dernekteki konuşmasının ardından dışarı da kendisini bekleyen kalabalığa seslenen Bakan Soylu, “Bana CHP’nin Belediye Başkan adayı diyor ki, daha dün Trabzon’da söyledi. İstanbul’da ne işi var. Gitsin Ankara’da çalışsın. PKK neredeyse benim işim oradadır. Şimdi burada Büyükşehir Belediye Başkanlığına benim bir şey anlatmama gerek yok. Nasıl sızmaya çalıştığını herkes biliyor İstanbul’da. İstanbul için problem değil. Ama yarın bizden de ne oluyor diye kimse soru sormasın. Bunu da bir evladınız olarak söylüyorum. Eğer İstanbul’da terör, terörü destekleyenler, teröre finans sağlayanlar ve bunu ülkemizin bölünmez bütünlüğünü bir tehdide sürükleyenler bir anlayış ortaya koymayacaklarsa o zaman kimse kabahati bizde bulmasın” dedi.