Şule Çet davasında ara karar: Tutukluluğa devam kararı verildi
Ankara'da üniversite öğrencisi Şule Çet'in 29 Mayıs 2018 tarihinde bir plazada öldürülmesiyle ilgili davanın üçüncü duruşması tamamlandı. Mahkeme Şule Çet davasında ara kararını açıklayarak sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi. Dava 16 Ekim'e ertelendi.
29 Mayıs 2018 tarihinde Ankara Yelken Plaza’nın 20. katından atılarak öldürülen Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet’le ilgili davanın üçüncü duruşması başladı.
Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma öncesi adliye önünde buluşan birçok kadın örgütü de davanın peşini bırakmayacaklarını vurgularken katillerin cezalandırılması ve kadın cinayetlerinin durdurulması için mücadele çağrısında bulundu.
Duruşmaya tutuklu sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand yoğun güvenlik altında getirildi. Katil zanlılarına takım elbise-kravat giydirildiği görüldü. Şule Çet’in babası İsmail Çet, aile yakınları ve tarafların avukatlarının da hazır bulunduğu durşmada Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının avukatı da müdahil olarak yer aldı..
Duruşmaya, mahkeme başkanının bir önceki celsenin ara kararları gereği dosyaya giren evrakı okuması ve tanıkların beyanlarının alınmasıyla devam ediliyor.
ADLİ TIP UZMANI: KIRIK BİÇİMİ ELLE BOĞMAYI GÖSTERİYOR
Verilen uzman mütalaası üzerine ifade vermek üzere Mersin Üniversitesi’nden gelen bilirkişi, Şule’nin tecavüze uğradığı yönünde kanıtların var olduğunu belirtti. Şule’nin tırnaklarından elde edilen DNA’ların bir mücadelenin kanıtı olduğunu ifade eden bilirkişi Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kar şunları söyledi:
“Olay yerinde kanıt biyolojik lekeler tespit ettim. Bunun için bir inceleme yapılmasını öneriyorum. Ayrıca Şule’nin boyun kemiğindeki kırık biçimi daha çok elle boğmada görülen bir kırıktır”
Mersin Üniversitesi'nden bilirkişi heyeti: Şule Çet’in raporunu açıkladı. Şule'nin tecavüze uğradığı yönünde kanıtların var olduğunu, Şule'nin boyun kemiğindeki kırık biçimi daha çok elle boğmada görülen bir kırıktır. denildi. #SuleCetİcinAdalet
— Şule Çet İçin Adalet (@suleicinadalet) July 10, 2019
Berk Akand’ın avukatının tırnak altı dokuların incelenmediğini ve sanıklarda hiçbir yaralanma olmadığını söylemesi üzerine Hakan Kar, raporda inceleme olduğunu belirterek, tırnak altında doku olması için görünür yaralanma olmasına gerek olmadığını ifade etti.
Şule Çet’in avukatı Avukat Onur Tatar da “Bir önceki duruşmada bilirkişimizi hazır edeceğimizi söylemiştik. Şule Çet’in 9 parmağında erkek DNA’sına, 7 parmağında birden fazla DNA, 2 parmakta ise Berk’in DNA’sına rastlanmıştır” dedi.
Adli tıp uzmanı Hakan Kar, Şule Çet’in vücudunda yüksekten düşmeye göre, elle boğmada 10 kat daha yüksek oranda görülen bir bulgu olduğunu belirtti. #SuleCetIcinAdalet
— Şule Çet İçin Adalet (@suleicinadalet) July 10, 2019
SANIK AVUKATINDAN ‘KABIZLIK’ SAVUNMASI
Şule Çet’in okul arkadaşı ise tanık olarak verdiği beyanında Şule’nin yükselik korkusu olduğunu bu nedenle terasta bile duramadığını belirtirken “Hiçbir psikolojik sıkıntısı yoktu. Ona Pollyanna derdik. Her şeyi iyiye yorardı.” dedi.
Sanık avukatı, “Zorla girilen bir anal ilişkide, içeride dokuda 2 santimlik bir fisürden bahsediliyor. Fakat anal muayenede dış kısımda hiç bir iz yok, zorla ilişkide ilk tahrip olacak yer anal bölgenin dışıdır. Kabızlıkla olamaz mı?” diye sordu. Tepki çeken soruya “Adli Tıp Uzmanı Hakan Kar, “Bir kere fisür değil, ekimoz var. Ve sizin yok dediğiniz dış tahribat bizim muayenelerimizde var. Hem anal bölgede hem de anal bölge dışında ekimozlar ve noktasal kanama alanları var. Yani bunun kabızlık ile olması imkansız” diyerek yanıt verdi.
Sanık avukatı, “Zorla girilen bir anal ilişkide, içeride dokuda 2 santimlik bir fisürden bahsediliyor. Fakat anal muayenede dış kısımda hiç bir iz yok, zorla ilişkide ilk tahrip olacak yer anal bölgenin dışıdır. Kabızlıkla olamaz mı?” #SuleCeticinAdalet
— Şule Çet İçin Adalet (@suleicinadalet) July 10, 2019
“ŞULE’NİN DÜŞÜŞÜ ATILDIĞINI GÖSTERİYOR”
Söz alan Şule Çet’in avukatlarından Ferhat Gebeş şu ifadeleri kullandı:
“Yükselten serbest düşme pozisyonunda 4 metre kat etmesi mümkün değildir, iki seçenek var, ya Şule kendisini ayakları ile itecek ki, Çağatay Aksu ifadesine göre Şule’nin ayakları havada, ikinci seçenek ise atılmış olması. Normal serbest düşme biçiminde bu şekilde olay gelişmez. Kişi veya kişilerce atıldığını gösteriyor. Şule’nin sağ dirseğinin altında kalmış sol ayakkabısı ve ayağında olsaydı bu imkansız olurdu. Sağ ayakkabısı ise 2 metre ilerisinde bulunmuş ayakkabısı. Çoraplarından birisi kayıp ve bunun bir açıklaması yok. Şule’nin üzerinde siyah bir kazak var, Şule düştükten sonra bu kazağın içe katlandığını görüyoruz. Bu durum cinsel saldırı için de delil sağlamaktadır nitekim kazağın sonradan giydirilmeye çalışıldığını düşünüyoruz. Şule atıldı, sol ayakkabısı önceden atıldı, kazağı içe katlandı ve bu düşme ile olamaz.”
Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi. Dava 16 Ekim’e ertelendi.
Ara kararın açıklanmasının ardından salonda “Şule için adalet” sloganları atıldı. Sanık yakınları ile salonda bulunan arasında tartışma çıktı. Sanık yakınları salondakilere hakaret etti.