Şule Çet davasında sanıklardan iğrenç 'bekaret' savunması... Mahkeme tutukluluğa devam kararı verdi

Şule Çet davasında ilk duruşma bugün görülüyor. Sanıklar “cinayet”, “ırza geçme” ve “hürriyeti tahdit” suçlarından yargılanıyor.

Şule Çet davasında sanıklardan iğrenç 'bekaret' savunması... Mahkeme tutukluluğa devam kararı verdi

Ankara’da bir plazanın 20’nci katından şüpheli bir şekilde düşerek hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Şule Çet’in ölümüyle ilgili davanın ilk duruşması bugün Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Tutuklu bulunan sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın “cinayet”, “ırza geçme” ve “hürriyeti tahdit” suçlarından yargılandığı davanın ilk duruşmasına sanıkların ve sanık avukatlarının skandal savunmaları damga vurdu.

Dava için Ankara Adliyesi koridorlarında çok sayıda çevik kuvvet polisi de bekletilirken, duruşma öncesinde salonun önünde büyük bir izleyici kalabalığı beklediği görüldü.

TAKIM ELBİSELİ GELDİLER

Şule Çet’i öldürmekle suçlanan sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand yoğun güvenlik önlemleri altında salona alındı. İki sanığın takım elbiseli olduğu görüldü.

“ALAKAM YOK, ÜSTÜME ÇOK GELİYORLAR”

İlk olarak  sanıkların kimlik tespitinin yapıldığı duruşmada daha sonra müdahillik talepleri alındı. Mahkeme heyeti, Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın müdahillik talebini kabul etti.

Çağatay Aksu ifadesinde şunları söyledi:

“Böyle bir suçlamayla karşınızda olduğum için üzgünüm. Hiçbir suçu kabul etmiyorum. Öncelikle Allah’ın vicdanına sonra da sizin vicdanınıza güvendiğimi söylemek istiyorum. Herhangi bir şeyden alakam yoktur. Cinsel saldırı, cinayet söz konusu değildir. Ona dokunmadık bile. Şu anda bile şoktayım. Halen bu kadar insan neden üstüme geliyor farkında değilim. Herkes ya gösteriş amacında ya da bilmeden bir şeyler yapıyorlar. İş yerine gelen hacizler nedeniyle mallarımız haczedildi. Bizim Şule’yle buluşma nedenimiz bunları konuşmak. Kendisi de görüşmek istiyordu benimle.”

“İŞ AMAÇLI BULUŞTUK”

Sanık Çağatay Aksu savunmasını yaptı. “Şule Çet ile ne zaman tanıştın?” sorusu üzerine Aksu şunları söyledi:

“Ben dükkanı devraldığım zaman tanıştım onunla. Devraldıktan sonra tüm personeli çıkardık. Şule’yi de çıkaracaktık ama durumunun kötü olduğunu söylediği için çıkarmadık. 2 ay boyunca çalıştı. Sonra işler kötüleşti ve işten çıkarıldı. Buluşmalarımız sadece iş yeriyle alakalıydı.

Bir gün öncesinden buluşma kararı almıştık. İş konuları konuşmak için buluşacaktık. Daha sonra Mustafa geldi, Şule 22.30 gibi bize dahil oldu. Orada Okan dediğimiz bir arkadaşımız aradım dükkanla ilgili problemleri ona da konuştuk. Ben, Berk ve masadaki arkadaşlarıma ofise geçelim dedim. Şule’ye teklif edildi, Şule de gelmeyi kabul etti. Bu arada ev arkadaşını aradığını hatırlıyorum masadayken.”

“GÖRDÜĞÜMDE SARKIK VAZİYETTEYDİ”

“Ne amaçla olayın gerçekleştiği ofise gittiniz” sorusunu yanıtlayan Aksu, “Onunla patron dışında abi kardeş gibiydik. Berk, ‘Şule gel ne kadar istersen oturursun, kafan dağılmış olur’ dedi. Çok sorunları vardı. Parasızlığından, aile sorunlarından bahsediyordu. Bu sene de sınıfta kaldığından bahsetti. Evini taşıdığını, yatacak yeri olmadığını söylüyordu. Biz de biraz kafası dağılsın dedik. Şule bana güvenen bir insandı. Daha sonra Şule benim aracıma bindi markete gittik. Alkol ve çerez aldık. Daha sonra ofise çıktık. 00.30 sularında ofise geldik. Müzik açtık alkol almaya başladık. Bütün gece müzik dinlemekten başka hiçbir şey yapmadık. Geniş bir makam odası var orada oturuyorduk. Psikolojik durumu gayet normaldi. Sadece müzik dinledik. Herkes telefonuyla uğraşıyordu. Kesinlikle aramızda yakınlaşma olmadı. 03.50 sıralarında Şule makam odasında yürümeye başladı. Kalktığında nereye gittiğini düşündüm. 40-50 saniye sonra peşinden gittim. Ben gördüğümde sarkık vaziyetteydi. ‘Ne yapıyorsun sen’ deyip tutmam bir oldu. Önce sol elimle tutmaya çalıştım başaramadım. Tuttuğum sırada ‘Napıyorsun sen’ diye kızarcasına bağırarak söyledim. ‘Ben gidiyorum’ dedi, başka hiçbir şey söylemedi. Bağırdım Berk’in müzikten dolayı duymadığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“PARMAK İZİ NASIL ÇIKABİLİR Kİ EFENDİM”

Şule’nin düştüğü camda parmak izi bulunmaması hakkında konuşan Çağatay Aksu, “Nasıl çıkabilir ki efendim. Elimle Şule’yi tutuyorum. Berk’e seslendim Berk duymadı. Gelmedi zaten, elimden kaydı ve düştü. O sırada Berkin yanına içeriye koştum. Berk’e söyledim, ‘Şule gitti’ dedim. Berk hadi gidelim biz de dedi. ‘Şule gitti’ diyorum. Olayın şokuyla Şule’nin gittiğini düşünüyorum. ‘Ne diyorsun sen’ dedi Berk. ‘Tutamadım, atladı’ dedim. Parmağımı gösterdim. Aşağıya indik görevlilerin yanına gittik. Berk orada Şule’yi sordu, ‘Nerede’ diye. Berk donuk kaldığımdan kendime gelmem için itti beni. Yere düştüm. Araca bindim. Yanımızda bulunan hastaneye doğru gittim. Berk beni aradı o sırada. Hemen geri döndüm olay yerine duvarın dibine oturdum ondan sonrasını da net hatırlamıyorum” dedi.

“O MESAJ MAZERET İÇİN”

Şule Çet’in arkadaşına attığı mesaj hakkında konuşan Aksu şunları söyledi:

“Eve gitmemek için atılmış bir mesaj o. Onun yanına gitmemek için mazeret uydurma o. Küfür içerikli mesaj yazmış. Yelken Plaza’dayken ‘Bırakmıyor’ diye. Şule ‘Yaz bana, seni merak ediyorum, geleyim alayım’ demiş.”

ADLİ TIP RAPORU

Adli Tıp Kurumu’nun Şule Çet’in ters ilişkiye zorlandığı yönündeki raporu için konuşan Aksu, “Kesinlikle dokunmamız söz konusu değil. Öyle Adli Tıp raporunu ben de istedim, göremedim” dedi.

Şule Çet’in aşağıya düşmesinin hemen ardından aşağıya indiklerini söyleyen Aksu, “Hemen indik. Sağı solu silmedik. Taş devrinde yaşamıyoruz ki. Kriminali var. ışık tutunca her şey ortaya çıkıyor” diye konuştu.

GÜVENLİK GÖREVLİSİ DİNLENDİ

Çet’in hayatını kaybettiği gece söz konusu plazada güvenlik görevlisi olarak görev yapan Akif Deniz ile Murat Dalgalı tanık olarak dinlendi. Deniz olay gününü yaşananları şöyle anlattı:

“Çağatay Aksu Konya yolundan giriş yaptı. Bana B2 kapısının neden kapalı olduğunu sordu. Belirli bir saatten sonra kapatıldığını söyledim. Birilerinin buzdolabı getireceğini, kapıyı açmamı söyledi. Açamayacağımı söyledim. 5 dakika sonra Şule ve yanındaki arkadaşıyla geldi. Kayıt aldım. Aradan bayağı bir zaman geçti. Sabah namazını kıldıktan sonra otoparka indim. 03.50 civarında Murat beni arayarak, bir ses duyduğunu söyledi. Yanına gittim. Nereden geldi diye aramaya başladık, bir şey bulamadık. Ekrana baktığımız zaman birinin yere çökmüş elleri başında birini gördüm. Çağatay bize ‘ne var?’ diye sordu. Biz de ‘patlama oldu, onu araştırıyoruz’ dedim. Berk ‘yok bir şey’ dedi. Çağatay da ‘hadi gidelim’ dedi. ‘Yanınızda hanımefendi vardı o nerede’ diye sordum. Berk, ‘Çıktı gitti sanane lan’ dedi. ‘Görmedim beyefendi’ dedim. Ardından beraber gittiler. Sonra Murat geldi, ‘abi bir kızın düştüğünü söylüyorlar’ dedi. Ben hemen polisi ve ambulansı aradım. Daha sonra Berk geldi, ‘abi bir şeyler yapın’ dedi. Daha sonra telefonuyla Çağatay’ı arayıp ‘neredesin lan şerefsiz gelsene’ dedi. Aradan 15-20 dakika sonra polis ve ambulans’ geldi.”

SANIK AVUKATINDAN SKANDAL SAVUNMA

Şule Çet’in ailesinin avukatı, Çet’in otopsi raporlarına dikkat çekerek, olayın cinsel saldırı ve cinayet olduğuna ilişkin delilleri olduğunu belirtti. İki sanığın ifadelerinin birbiriyle çelişkili olduğunu ve iki sanıkların yalan söylediğine dikkat çeken avukat, Çağatay Aksu’nun ise delil kararttığını kaydederken hem cinsel saldırıdan değil, hem de insan öldürmekten de tutuklanmasını istedi.

Sanık avukatı Levent Ekmen ise olayın intihar olduğunu ve savcılık iddianamesinin elle tutulur yanı olmadığını öne sürerek tahliye talep ederken, “Şule Çet’in bakire olmadığı, kızlık zarında eski yırtıklar olduğu” gibi skandal ifadeler kullandı.

Savunma ifadeleri alındıktan sonra savcı tutukluluğun devamını talep etti.

TUTUKLULUĞA DEVAM KARARI

Ara karar için duruşmaya ara veren mahkeme daha sonra kararını açıkladı. Şule Çet’in ölümüne ilişkin ayrıntılı rapor alınmasını kararlaştıran mahkeme, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Davanın bir sonraki duruşması 15 Mayıs’ta yapılacak.