Urfa Suruç’ta 18 Mayıs sabahı çapa için Antep’e gitmek üzere yola çıkan tarım işçileri, Aligör Mahallesi’nde polis kontrol noktasında taranmıştı. 6 kişinin yaralandığı olayda tarım işçileri, polise kendilerini tanıtmalarına rağmen tarandıklarını belirtmişti.
Minibüsü taradıkları belirtilen 18 polis hakkında “kasten yaralama” iddiasıyla aylar sonra Suruç Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma açıldı.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, Avukat Adnan Yapıcı, minibüse 69 kez ateş açıldığını belirterek, olayın “yaralama” değil, “öldürmeye teşebbüs” olduğunu söyledi.
Polisler, otomatik silahlarla minibüsü “Dur” ihtarına uymadığı gerekçesiyle taradıklarını beyan etmiş, ancak saldırıda yaralan müştekiler emniyete verdikleri ifadelerinde polisin dur ihtarında bulunmadığını ve aracı rastgele taradıklarını belirtmişti.
5 kişinin yaralandığı olaya dair konuşan müşteki avukatı Adanan Yapıcı, saldırının yaralama değil, öldürme teşebbüsle yapıldığını söyledi. Yapıcı, olay yerinde 69 mermi kovanın bulunduğunu, bunlardan 23’ünün araca isabet ettiğini belirterek, saldırının sadece bir polis tarafından yapılmış gibi lanse edilmeye çalışıldığını ifade etti.
Polislerin “Dur” ihtarına uymadığı gerekçesiyle ateş ettikleri beyanlarına müvekkillerinin verdiği ifadelerle çeliştiğine dikkati çeken Yapıcı, olayın gerçekleştiği yerde bulunan kamera kayıtlarının dosyaya eklenmesi talebinin yerine getirilmediğini kaydetti. Yapıcı, “Karar her ne kadar bu yönlü olsa da tüm polisler hakkında aynı işlemin yapılacağı görülmüyor. Olaya karışan tüm polislerin ifadelerine baktığımızda sanki olayı 18 kişi değil de sadece bir polisin yaptığı gibi yansıtılıyor. Olay yerinde 69’a yakın boş mermi kovanı bulundu. Bunların 23 tanesi araca isabet etmiş. Burada yaralama değil, direk öldürme teşebbüsünde bulunulmuş. Biz olayın yaralama olmadığını öldürmeye teşebbüs olduğunu söyledik” dedi.
Saldırının öldürmeye yönelik olduğunu vurgulayan Yapıcı, “Polisler gelen sağlık ekiplerinin yaralıları almasına dahi izin vermiyor. Müştekilerin ifadelerinde polislerin sağlık ekiplerine ‘bırakın ölsünler’ denildiği mevcuttur. O sıra olay yerinde trafik kontrol noktası bulunmuyor. Varsa da ispatlansın. Bunları savcılıktan talep ettik. Yine olay yerine gelen sağlık ekiplerinin dinlenmesini talep ettik. Araçta bulunan herkesin ifadesi alındı. İçlerinde kimse polisin kendilerine dur ihtarında bulunduğunu söylemiyor” diye konuştu.
Yapıcı, “Urfa Barosu İnsan Hakları Merkezi olarak olayın takipçisi olacağız ve üstü örtülmemesi için elimizden geleni yapacağız” diye belirtti.
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, idam edilmelerinin yıldönümünde TKH Gençliği tarafından yapılan eylemlerle…
İstanbul’da 1 Mayıs kutlamalarında Saraçhane’den Taksim’e yürümek istedikleri gerekçesiyle dün sabah ev baskınlarıyla gözaltına alınan…
AKP’den CHP’ye geçen Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde, Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yeğenini belediyenin şirketine ‘başkan’ olarak…
YSK Başkanı Ahmet Yener, 31 Mart yerel seçimlerine ilişkin kesin seçim sonuçlarını duyurdu. Yener, seçimlerin…
"Tam bağımsız Türkiye sloganı içi boş bir slogan değildir. Bu sloganın ağırlığını taşıyabilmek antiemperyalist mücadelede…
"Şüphesiz onların yaptıklarını bir kaç sayfaya sığdırmak mümkün değil fakat yine de onların bunu ne…