Taşgetiren'den AKP'ye 'Pelikan' uyarısı: Sorun İstanbul'dan da büyük...
Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, 31 Mart yerel seçimleri sonrası yaptıkları "atak"larla bir kez daha gözlerin kendilerine çevrildiği ve adlarına "Pelikan" denen ekiple ilgili AKP'yi uyararak "olan bitenler Ak Parti için İstanbul’dan daha büyük bir sorunu işaret ediyor." dedi.
Yandaş medyada yakın zamana dek “ağabey” olarak görülen ancak daha sonra ise “küskün”ler arasına katılarak Karar’da yazmaya başlayan Ahmet Taşgetiren, İstanbul seçimleriyle ilgili yazarken “Pelikan” ekibine dikkat çekti.
Taşgetiren, AKP içinde medya ayağıyla ön plana çıkan ve “Pelikancılar” diye bilinen sözkonusu yapıyla ilgili yanıtları açığa çıkarılmayan sorular yöneltirken, bu sorunun AKP için İstanbul’dan daha büyük ve ciddi olduğunu belirtti.
Ahmet Davutoğlu’nun tasfiyesini hatırlatarak “Bu yapı Ak Parti’nin Başbakanı’nın başını yedi. Sorgulandı mı?” diye soran Taşgetiren, “Kim finanse ediyor, kim yönetiyor, hem parti bünyesinde yer alıp hem de görevdeki Başbakan’ı hırpalamayı hangi cür’etle göze alıyor? Pelikan operasyonundan sonra Ak Parti MKYK’sında 48 kişi üstelik başbakan yurt dışında ülke sorunları için çaba gösterirken içerde yetki buduyor?” gibi soruları dile getirirken “Bakıyorsunuz bir gün içinde, yıllarca birlikte at koşturmuş insanlar “hain” damgası yiyivermişler. Sebep, “Şu iş yanlış gidiyor” demiş olmaları. Bakıyorum, birçok insan en küçük sorunu dile getirmek gerektiğinde kuş dili ile yazıyor, konuşuyor. Niye? Kraldan fazla kralcıların hışmına uğramamak için…” dedi.
“Küskün” islamcı yazar, yazısında sözkonusu yapının yarattığını iddia ettiği tehlikeye işaret edip “İstanbul sonuçları, çok daha büyük bir sorunun uzantısı, dedim. Bunu ciddiye alsın herkes.” uyarısını yaptı.
Taşgetiren’in “Sorun İstanbul’dan büyük” başlıklı yazısında bazı bölümler şöyle:
“İstanbul’un durumu Ak Parti için önemli bir sorun hiç şüphesiz, genelde alınan sonuç bir mağlubiyeti göstermiyor olsa da İstanbul’un durumu haklı olarak moralleri sarsar, ama ondan öte olan bitenler Ak Parti için İstanbul’dan daha büyük bir sorunu işaret ediyor.
Eğri oturup, doğru değerlendirmek gerekiyor. Ben size şu “Pelikan meselesi” neyin nesi diye sorsam ne cevap verirsiniz?
Bu yapı Ak Parti’nin Başbakanı’nın başını yedi. Sorgulandı mı? Kim finanse ediyor, kim yönetiyor, hem parti bünyesinde yer alıp hem de görevdeki Başbakan’ı hırpalamayı hangi cür’etle göze alıyor? Pelikan operasyonundan sonra Ak Parti MKYK’sında 48 kişi üstelik başbakan yurt dışında ülke sorunları için çaba gösterirken içerde yetki buduyor? Başbakan’ın yetkilerini biçen bir MKYK Ak Parti bünyesinde bir iç insicamı mı ifade ediyor, operasyonel araç haline gelişi mi? Belli ki o gün Pelikan operasyonu da işe yaradı (!), MKYK’nın yetki budaması da… Çünkü peşinden Başbakanlık bitti, Ak Parti Genel Başkanlığı bitti. Ama bu Ak Parti için, hele vefa için, yol arkadaşlığı için, misyon birlikteliği için bir yara olmadı mı?
…
Daha yeni, seçimlerden sonra yıllarca sayın Erdoğan’ın konuşma metinlerini yazan, eski milletvekili Aydın Ünal, “Pelikan belası”ndan “parti içinde paralel yapılaşma”dan bahsetti. Acaba racon onların işi mi? Her kim ise, hakim parti ve iktidar adına racon kesilebildiği bir Türkiye’ye gelmek gerçekten şaşırtıcı.
Kaç kere yazdım, büyük harfle “DEVLET” adına konuşan köşeler var Türkiye’de… Kimi zaman MİT adına, kimi zaman büyük illerin Başsavcılıkları adına, hatta kimi zaman İçişleri Bakanı adına, kimi zaman da isim verilmemiş olsa bile siyasi iktidarın en tepe noktaları adına tehditler savruldu. Dedim ya Pelikan operasyonu işe yaradı, eğer iş bir Başbakan’ın tasfiyesi ise, ya da genel başkanlıktan düşürülmesi… işe yaradı ve kimse Pelikan’a “Kimsin sen?” diye sormadı. Bu medya raconcularına da , muhtemelen işe yarıyor diye, kimse sual sormuyor. Onlar da habire adam yiyor. Bakıyorsunuz bir gün içinde, yıllarca birlikte at koşturmuş insanlar “hain” damgası yiyivermişler. Sebep, “Şu iş yanlış gidiyor” demiş olmaları. Bakıyorum, birçok insan en küçük sorunu dile getirmek gerektiğinde kuş dili ile yazıyor, konuşuyor. Niye? Kraldan fazla kralcıların hışmına uğramamak için…
İstanbul sonuçları, çok daha büyük bir sorunun uzantısı, dedim. Bunu ciddiye alsın herkes. İstanbul kampanyasında herkes var, istisnasız. Ve sonuç bu. Sayın Cumhurbaşkanı’nın ifadesiyle “Millete suç bulunmayacağına göre…” Ve 14-15 bin değil, Bahçeli’nin ifadesiyle “Bir oyla bile kazanan-kaybeden belirleneceğine göre…”