Tekstil atölyesinde ölen çocukları için şikayetçi olmayacaklar: Aynı aşiretteniz, kaderdir!
İstanbul Bayrampaşa’da kaçak olarak bulunan bir tekstil atölyesinde çıkan yangında sigortasız çalıştırılan ikisi çocuk, üç işçi hayatını kaybederken bir çocuk da yoğun bakıma alındı. İşçilerin Bitlis Mutki’de yaşayan aileleri ise işverenle aynı aşiretten oldukları için şikayetçi olmama kararı aldılar.
İstanbul Bayrampaşa’da kaçak olarak bulunan bir tekstil atölyesinde çıkan yangında sigortasız çalıştırılan ikisi çocuk, üç işçi hayatını kaybederken bir çocuk da yoğun bakıma alındı.
İşçilerin Bitlis Mutki’de yaşayan aileleri ise işverenle aynı aşiretten oldukları için şikayetçi olmama kararı aldılar.
Hürriyet’ten İsmail Saymaz’ın haberine göre, ölen işçilerin yakınları, kaçak çalıştırılan işçilerin ölümünü kadere bağlayarak, aynı aşiretten olan patrondan şikayetçi olmama kararı aldılar: “Tabii ki insan bilerek yapmaz. Vallahi kaderdir. Onun da anası babası perişan.”
İstanbul Bayrampaşa’da kaçak bulunan üç katlı bir tekstil atölyesinde 18 Ocak’ta çıkan yangında 15 yaşındaki Hakan Güneş, 17 yaşındaki Yakup Yıldız ve 22 yaşındaki Cuma Çiftçi zehirlenerek hayatını kaybederken, 16 yaşındaki Ümit Güneş ağır yaralı olarak son anda kurtarıldı.
‘AYNI AŞİRETTENİZ, ŞİKAYETÇİ OLMAYACAĞIZ’
Ölen 3 genç Bitlis’in Mutki ilçesindeki köylerinde toprağa verilirken, yaralı çocuk Ümit Güneş Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Faciadan sonra işçilerin sigortasız, işyerinin de ruhsatsız olduğu anlaşılırken, işyeri sahibi tutuklandı. İşyeri sahipleri ile ölenlerin ‘Bıdri’ adlı aynı Arap aşiretine üye oldukları ve Mutki ilçesinin köylerinde yaşadıkları anlaşılırken, aileler, işverenle ‘aynı aşiretten oldukları için’ şikayetçi olmama kararı aldılar.
Akçaağaç köyünden Seyfettin Çiftçi, Sason İmam Hatip Lisesi’ni terk eden kardeşi Cuma’nın işsizlik nedeniyle 2 yıl önce İstanbul’a gittiğini, işverenle aynı aşiretten olduklarını belirterek Saymaz’a şöyle konuştu: “Atölyede çalışacağını bize söylememişti. Son zamanlarda gemilere gitmeye hazırlanıyordu. Sigortasız çalıştırıldığını bilmiyordum. O dükkânda yatıp kalkıyordu. Zaten küçük bir işyeri, televizyonlarda gördük. Avukatımız yok. Annemin babamın bilgisini almadan bir şey yapamam. Daha konuşamadık. Millet ‘Kader’ diyor. Tabii ki insan bilerek yapmaz. Toplanıp konuşacağız. Tutuklanan kişi, dayımın oğlu. Onun da anası babası perişan…”
‘VALLAHİ KADERDİR…’
Kocainiş köyünden anne Zeydin Yıldız ise 17 yaşında can veren Yakup’un 9 çocuğundan biri olduğunu söylerken, “Zaten amcamın oğullarının yeridir. Yabancı değil. Yevmiyesi ve sigortasını bilmiyorum. Şikâyetçi olmayacağız. Oğlum severek gitti. Vallahi kaderdir” diye konuştu.
Kocainiş’te köy korucusu olan Sait Güneş ise oğlu Hakan’ın ortaokulu terk ederek İstanbul’a gittiğini, ölen oğlu için şikayetçi olma konusunda kararsız olduklarını şöyle ifade etti: “Biz göndermedik. 7’ye kadar okudu, 8’i okumadı. Sadece o değil, köydeki çocukların çoğu okulu bırakıp gitmişti. Köy çocukları böyle, okumuyorlar. Elimde olsa hayatta yollamazdım. Hem okuldan hem bizden kaçtı. Çalışmak istiyordu. Atölyeyi görmedim. (Şikâyetçi olup olmayacakları sorusuna) Ne düşüneyim, ne yapayım, bilmiyorum.”
Faciada hayatını kaybeden Hakan ile aynı yaştaki kuzeni Ümit Güneş’in ise yoğun bakımda tedavisi sürerken, amcası Mehmet Baki Güneş, şikayetçi olmayacaklarını ifade etti.