Trump, Demir Leydi'nin izinde: ABD'de kamu ve özel sektör işçilerine 'büyük darbe'
Trump'ın Thatcher'ı andıran hamlesi, işçi sınıfına dönük yeni bir saldırganlığın başlangıcı olacak.
HABER MERKEZİ
Attığı her adım büyük tartışma konusu olan ABD Başkanı Donald Trump’ın hazırlığı içinde olduğu yeni yasa tasarısı tartışma yarattı.
Yasa tasarısının notları ülkenin en büyük memur sendikası olarak bilinen Amerikan Federal Kamu İşçileri Birliği (AFGE) tarafından yayınlandı. Sağ eğilimli Heritage Vakfı’nın üyesi olan Beyaz Saray Sözcüsü James Sherk’in açıkladığı notlar kamu emekçileri başta olmak üzere, emekçilere büyük bir tırpan vurmayı hedefliyor.
Beş bölüm halinde hazırlanmış notların ilk iki bölümünü açıklayan AFGE, kamu emekçilere geniş bir sendikal yasak listesinin hazırlandığını duyurdu.
People’s World‘den Mark Gruenberg’in haberine göre, hazırlanan taslakta 45 binden fazla havalaanı işçisinin sendikalaşma hakkı yasaklanmak isteniyor. Bu yasak daha öncesinde Bush tarafından da gündeme getirilmişti.
Bu yasakla birlikte, Savunma Bakanlığı’nda çalışan 200 binden fazla sivil memurun ve kamuya ait personel kurumunda çalışan yüzbinlerce kamu emekçisinin sendikalaşma hakkı ortadan kaldırılıyor. AFGE yetkililerine göre tüm bu adımlar 19.yüzyıldaki uygulamalara benzetiliyor ve “yeni kölelik” olarak adlandırılıyor.
KLASİK TAKTİK DEVREDE: VERİMLİLİK VE ULUSAL YARAR
Taslağın en önemli yanının sendikaların işlevsizleştirilmesinde “toplu sözleşme hakkının” kaldırılmak istenmesi gösteriliyor. Toplu pazarlık hakkının kaldırılılarak toplu sözleşme düzeninin ortadan kaldırılmak istenmesi sendikal hareketi tamamen baltalayacak. Bu hamle, 1947’deki ünlü Taft-Harley Kanunu’ndan beri en büyük sendika karşıtı hamlelerden biri olacak. Taft-Harley Kanunu, tüm ülkelerde sermayenin örnek aldığı, özel bir yasa olarak çıkmış ve en büyük devlet otoritesine “grev yasaklama” hakkını vermişti.
Notlarda kamu personel hizmetleri yönetmeliğinin tamamen değiştirilerek, yüzbinlerce kişinin işsiz kalacağı hamlelerin de var olması dikkat çekiyor. Taslak, sendikaları ulusal çıkarların önündeki en büyük engellerden biri olarak nitelendiriyor ve alınacak önlemin “kamu yararına” olduğu imajını çiziyor. Toplu pazarlık hakkının kaldırılarak “kamuda verimliliğin” sağlanacağı iddiası öne çıkıyor.
ÖZEL SEKTÖRDE STATÜ DEĞİŞİKLİĞİ İSTEĞİ
Özel sektördeki sendikalaşmanın önünü kesmeyi de hedefleyen tasarı, işçilik statüsünde değişikliklere giderek, her bir işçinin “ayrı sözleşmeli” olarak nitelendirmeyi hedefliyor. Böylece yasal olarak sendikalaşma engellenmezken, fiili olarak sendikalaşmanın önünü kesecek büyük bir adım atılmış olacak. ABD’de bir süredir, özel sektör işçilerini kapsayan geniş ve yaygın bir sendikalaşma-örgütlenme dalgası bulunuyor. Şu sıralar devam eden, son yılların en büyük ve uzun grevi metal işçileri tarafından gerçekleştirilirken, bu grev işçilerin genel eğilimini de etkilemiş durumda.
DEMİR LEYDİ’NİN İZİNDE
Böylece Trump’ın hamlesi, İngiltere’yi uzun süre yöneten ve 80’li yıllarda “Demir Leydi” olarak nitelendirilen Margaret Thatcher’ın işçi karşıtı hamlelerinden sonra emperyalist ülkelerdeki en geniş emek karşıtı hamle olacak. Trump’ın Thatcher’ı andıran hamlesi, işçi sınıfına dönük yeni bir saldırganlığın başlangıcı olacak.
Tekellere ciddi bir ayrıcalık tanıyan Trump iktidarı, 2008’den bu yana en düşük işsizlik oranlarını ve en yüksek büyüme düzeylerini yakalamış durumda. Yüzde 3,9’luk işsizlik oranının yakalanmasında, büyük vergi ve faiz indirimleri etkili olurken, para politikalarında “genişlemeci tutum” korundu.
Ancak böyle bir genişlemenin sonuna gelindiğine dikkat çeken sermaye çevreleri, 2020 yılında “küresel durgunluk” endişesi taşıyor. Bu durgunluğu aşmak için ise emperyalizm klasik taktik olarak işçi sınıfına saldırmayı tercih ederken, bu tutumun diğer ülkelerdeki iktidarlarca devam ettirilme olasılığı giderek artıyor.