Türk Telekom, Merwe’ye çerez parası olmuş!
Bir soygun öyküsü: Telekom, OGER, Hariri ve manken Merwe’nin çerez parası!
Bilim insanlarınca ‘deprem’ dahi sayılmayan 5.8 büyüklüğündeki sarsıntının ardından telefonlar çekmedi, arama yapılamadı, mesaj atılamadı. İnternet üzerinden iletişim sağlayan platformlar aracılığıyla (Facebook, Whatsapp) gibi iletişim sağlamaya çalıştı yurttaşlar.
İletişim vergisini dirhem dirhem ödeyen halka reva mıydı bu? Daha büyük bir depremde ne olacaktı iletişim? Türk Telekom’a ne olmuştu da 20 saate yakın kesintiye uğramıştı?
Aslına bakarsanız özelleştirme öncesi güçlü bir kamu kurumu olan Türk Telekom’un bir kabahatı yok.
Türk Telekom’un yüzde 55’i, Lübnan ve Ortadoğu’nun güçlü ve siyasi ailesi Hariri’nin, Suudi Telekom Şirketi’yle ortak olduğu Oger Telecom’a satıldı. Satın alma Oger Telecom’un Türkiye’de kurduğu Ojer Telekomünikasyon A.Ş. (OTAŞ) adlı şirketinin Türk bankalardan aldığı kredilerle yapıldı.
Kar yapan ve halihazırda kasasında 2 milyar dolar bulunan stratejik bir kurum 6.5 milyar dolara satıldı.
Kurumun kamuya ait binası, şebekesi, araç ve gereçleri 2026’da geri alınmak üzere Oger’e devredildi. Şirket 2005’ten 2015’e 14 milyar dolar kara imza atarken, yetinmeyip Türk Telekom’un içi de boşaltılmaya başlandı.
Satış sonrası, Oger’in 2006 ile 2014 sonuna kadar Türk Telekom’dan elde ettiği kâr, 11 milyar 822 milyon dolara ulaştı, karın yüzde 55’i olan 6 milyarlık pay Suudi Oger’in kasasına girdi.
Kar marjlarına rağmen, Oger, kredi borcunu öde(ye)mezken ‘yapılandırma’ adı altında bankalarca yeniden fonlandı. 2013 yılında 4,75 milyar dolar kredi daha aldı.
2016’da şirket bankalara borçlarını da ödememeye başladı. Bankalardan yapılandırma ile tekrar tekrar alınan milyar dolarlık krediler batık kredi haline geldi. 2017’de şirketin faaliyetleri durdurulurken; içi boşaltılmış ve batık hale getirilmiş de bir Telekom bırakıldı geride.
2018’de Akbank, Garanti Bankası ve İş Bankası OTAŞ’ın Türk Telekom’daki yüzde 55’lik hissesini devralmak için Rekabet Kurumu’na başvurdu.
Hisselerin yeni bir şirkete devrine karar verildi, Suudileri fonlayan bankaların da yeni şirkette Oger’e aktardıkları kredideki payları oranında hisseye sahip olması konusunda karar kılındı. Buna göre, Akbank yaklaşık 1.5 milyar dolar, Garanti 1 milyar dolar, İş Bankası ise 500 milyon dolar paya sahip olacaktı.
1993 yılı başlarında kamunun göz bebeği Telekom’a 30 milyar dolar civarında piyasa değeri biçiliyordu ve aynı dönem ülkenin dış borcu toplam 26 milyar dolar idi. İhanetin boyutunu siz düşünün.
İyi de depremde bile çöken Türk Telekom’dan iç edilen milyarca dolarlar kimlerin kasasındaydı?
Bunun 16 milyon doları Saad Hariri tarafından bir mankene aktarılmış desek ihanetin boyutu anlaşılabilir mi?
Türk Telekom’u soyup kaçan Hariri ailesinin üyesi Lübnan Başbakanı Saad el-Hariri paraları Seyşel Adaları’nda Güney Afrikalı manken Candice van der Merwe’ye göndermiş.
Lübnan Başbakanı Saad el-Hariri, 2013’te manken Merwe’nin banka hesabına 16 milyon dolar para aktarmış.
Van der Merwe’nin aynı yıl trafik kazası yapmasının ardından, kendi adına satın alınmış Audi marka arabayı kullanmaya başladığı ve 10 milyon doları aşkın değerde mülk satın aldığı belirtiliyor.
Para transferinin gerçekleşmesinin ardından hakkında vergi takibi başlatılan mankenin, Ocak ayında takip nedeniyle zarara uğradığını savunarak mahkemeye başvurmasının ardından söz konusu belgelerin ortaya çıktığını yazdı New York Times…
Şimdi en başa, Telekom’un peşkeş sürecine dönülüp bakılmalıdır! Suudilerin mankenlere çerez parası niyetine aktardığı milyonlarca dolar bu memleketin varlığı, birikimi, geleceğidir.
Soygun, ihanet halının altına süpürülemeyecek kadar büyüktür. Özelleştirme süreci ile ilgili haberlere yapılan erişim engelleri toplumun hafızasıyla yarışamaz!