Ulaşım harcamaları aile bütçelerini zorluyor
AKP iktidarı döneminde, vatandaşın ulaşım için aile bütçesinden ayırdığı payın yüzde yüze yakın oranda artmış olması. Aile bütçelerinden ulaşım harcamalarına ayrılan pay, son 14 yılda yüzde 96,84 artmış, neredeyse gıda harcamalarına yaklaşmış durumda.
Ahmet Müfit
Bu yazıda, daha önce de çeşitli defalar dile getirdiğim, halkın çok önemli bir sorunu olmasına karşın, iktidarıyla muhalefetiyle siyaset kurumunun görmezden geldiği bir konuyu, bir kez daha dile getireceğim.
Bahsettiğim konu, AKP iktidarı döneminde, vatandaşın ulaşım için aile bütçesinden ayırdığı payın yüzde yüze yakın oranda artmış olması. Aile bütçelerinden ulaşım harcamalarına ayrılan pay, son 14 yılda yüzde 96,84 artmış, neredeyse gıda harcamalarına yaklaşmış durumda.
Artışın iki önemli nedeni bulunuyor.
Birinci neden, söz konusu dönemde bizatihi kamu kuruluşları -merkezi idare ve belediyeler- eliyle gerçekleştirilen plansız kentsel büyüme/yayılma. Kentin çalışma alanları, okul, hastane, vb. sosyal donatılar ile konut alanları arasındaki ilişkiyi dikkate almayan, rant eksenli olarak gerçekleşen söz konusu büyümenin en önemli sonuçlarından biri, kent içi ulaşım talebini artırmak oldu. Kent içi ulaşımda harcanan zaman, ulaşım yatırımı adı altında yapılan onca harcamaya -yatırım demeye içim el vermiyor- karşın ciddi oranda arttı. Bunlarla da kalınmadı, sağlıklı bir kentleşmede olması gerekenin tam tersi olarak, plansızlık ve otomobil satışlarını destekleme yönlü politikaların sonucu olarak, özel araç sahipliği ve özel otomobillerin kent içi ulaşımdaki payı arttı.
İkinci neden, bizatihi, kentin ulaşım sisteminde gerçekleştirilen değişikliklerle yani kamusal bir hizmet olan kent içi toplu taşımacılığın, kamunun pahalı ve niteliksiz hizmet ürettiği gerekçesiyle özelleştirilmesi, özel sektörün rant kapısı haline getirilmiş olması. 1980’lerin başında ANAP iktidarı döneminde başlayan, kent içi ulaşımdaki özelleştirme uygulamaları, özellikle 2005, 2006 yıllarında “yerelleşme”, demokratikleşme çığlıkları altında yerel yönetim yapılarında yapılan değişikliklerle, tüm belediye hizmetlerini kapsayacak şekilde yaygınlaştırıldı. Belediyelerin, kamu hizmeti üreten kamu kurumu olma nitelikleri büyük ölçüde yok edildi.
Sonuç olarak, hizmet kalitesinin artacağı, hizmete erişimin ucuzlayacağı yalanıyla pazarlanan özelleştirme sürecinin sonucunda, bir yandan hizmet kalitesi düşer, belediyelerin borçları hızla artarken diğer yandan hane halklarının bütçelerinden ulaşıma ayırdıkları pay diğer özelleştirilen kamu hizmetlerinde olduğu gibi, astronomik boyutta arttı.
Aşağıda sizlerle paylaştığım tablo, 2003 den bu yana kent içi ulaşım ve bu ulaşımın hane halklarına maliyeti konusunda yaşanan değişimi, son derece net bir şekilde ortaya koyuyor.
Tablo, TÜİK tarafından yayınlanan istatistiklerden yararlanılarak tarafımca hazırlanmıştır.
Gelinen noktada, kent içi ulaşım konusu vatandaş açısından o derece yakıcı hale gelmiş durumda ki, bizatihi bu duruma gelinmesinin tek olmasa da en büyük sorumlusu AKP sözcüleri dahi, mevcut durumun iyi olmadığını itiraf etmek, yeni çözümlerden söz etmek zorunda kalmış durumdalar. Kent içi yolları otobana çeviren, kentin plansız bir şekilde yayılmasına neden olup, ulaşım ve altyapı yatırım/bakım maliyetlerinin artmasına neden olan, özellikle büyük kentlerde, kentliyi 2 saati bulan kent içi yolculuklara mahkum eden kendileri değilmiş gibi konuşuyor, seçilmeleri durumunda bu sorunları çözmeyi vaat ederek, yaşanan sorunların sorumluluğundan kurtulmaya çalışıyorlar.
Sorunu vatandaş açısından çözümsüz hale getiren husus, rakamların ortaya koyduğu acı gerçek bu kadar net ortadayken, muhalefet partilerinin bu gerçekleri dile getirmeyip, vatandaşın, yollarda heba olan zamanına, parasına sahip çıkmamaları. Ya ulaşımda yaşanan bu gerçeklerden onlar da habersizler ya da halkın birçok yönden mağdur olmasına neden olan bu tabloyu umursamıyorlar.