Yandaş Uğur, yüzde 54'ten 'darbe' çıkardı: İşaret gelene dek bekleyecekler....

AKP'li Fuat Uğur, 23 Haziran seçim sonuçlarıyla birlikte 'yeni bir darbe için kitlesel meşruiyet'in sağlandığını öne sürüp, "Şimdilik işaret gelene dek bekleyecekler." dedi.

Yandaş Uğur, yüzde 54'ten 'darbe' çıkardı: İşaret gelene dek bekleyecekler....

Işıkçılar tarikatına ait Türkiye gazetesinde yer alan bir köşe yazısında 23 Haziran seçim sonuçlarıyla birlikte yeni bir darbe için ‘kitlesel meşruiyet’in sağlandığı öne sürüldü. İddianın sahibi ise yine aynı tarikata ait TGRT’de Cem Küçük’le birlikte program sunan Fuat Uğur oldu.

Türkiye tarihinin en büyük halk hareketi olan Haziran Direnişi’ni yazısında “darbe’ye benzeten yandaş yazar, benzer bir hareketin olma ihtimaline karşılık “uyarı”da bulundu. Uğur, Türkiye’de artık sadece ekonomi kozu ile değil, İstanbul’daki seçim sonuçlarından hareketle “Yüzde 54’lük bir kitlesel meşruiyet” argümanına dayalı olarak “Neo-Gezi projesi”nin devreye sokulacağını öne sürdü.

“Çıkarılacak kalkışma darbe dinamiğinin “kitlesel meşruiyeti” olarak kabul edilecektir hiç şüpheniz olmasın.” diyen Uğur, sözünü ettiği “darbe”yi yapacak olanların şimdilik işaret gelene dek bekleyeceklerini, daha sonra ise Ekrem İmamoğlu’nun belediyenin kayıtlarının elektronik olarak kopyalanması talimatıyla elde edilecek bilgilerin Gezi benzeri bir ayaklanma için kullanılacağını iddia etti.

Uğur’un yazısında ilgili bölümler şöyle:

“Seçimi medyasıyla tam kadro izleyen Küresel Çete ve hempalarına göre S-400, Doğu Akdeniz’de petrol aramaları, Suriye’nin kuzeyindeki YPG varlığı, İdlib, Rusya ile ilişkiler gibi konularda “başına buyruk” davranan Türkiye’nin yumuşak karnı işte önceki günkü seçim sonucudur.

Bu ne demek ve önümüzdeki dönemde neler gündeme gelecek biliyor musunuz?
Türkiye’yi sıkıştırmak istedikleri anda artık sadece ekonomi kozunu değil “Yüzde 54’lük bir kitlesel meşruiyet” argümanına dayalı olarak “Neo-Gezi projesi” devreye sokulacaktır. Çıkarılacak kalkışma darbe dinamiğinin “kitlesel meşruiyeti” olarak kabul edilecektir hiç şüpheniz olmasın. Siz istediğiniz kadar o sonuçta bizim oylarımız var diye bağırın.
İşaret geldiğinde Ankara, İzmir, Ardana, Mersin, Antalya ile birlikte İstanbul’un da kaybedilmesi nedeniyle AK Parti’nin ve Cumhurbaşkanı’nın siyasal meşruiyeti sorgulanacaktır. Bunun bir yerel seçim olduğu artık umurlarında değildir çünkü hedef bellidir. Hele belediye meclislerinde Türkiye çapında Cumhur İttifakı’nın yüzde 60’a varan oy alması ise özellikle saklamak istedikleri bir gerçekliktir.

***

Kimilerine sözlerim “Felaket tellallığı” gibi gelebilir ama felaketi yaşadığımızda “sen haklıymışsın” demenin bir karşılığı yok kimsede. Sonradan ah vah etmek faydasız. 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminden aylar önce defalarca yayınlanan çeşitli yazılarımın, yaşadığımız o korkunç iki günün sonrasında kıymete binmesi gibi. Neredeyse davul çaldık “darbe geliyor” diye ama işiten olmamıştı.

Şimdilik işaret gelene dek bekleyecekler.
Ekrem İmamoğlu bu zaman aralığında belediyeye yerleşmeye başlayacak ve muhtemelen de ilk olarak 18 günlük mazbatalı döneminde yarım kalan işini tamamlayacak. Yani İBB’nin kozmik odasına, devletin stratejik mahremiyetine dalacak. O 18 günde savaş ve afet gibi durumlarda gereken, ancak ilgili kurumların bileceği isimler, planlamalar, sığınaklar, yollar ve ilgili haritalara dair bilgileri elde etmek için gösterdiği aculluğun sebebi meçhul. Şimdi rahat rahat hem kendinde hem de Canan Kaftancıoğlu gibi “güvenilir ellerde” olacak bu bilgiler.

Gezi benzeri bir ayaklanmada bu bilgilerin ne kadar işe yarayacağını söylememe gerek yok sanırım.
Öyle değil mi Canan Hanım?”