60 yaş üstü yurttaşların ücretsiz seyahat hakkına kısıtlama geliyor

60 yaş üstü yurttaşlardan ulaşımın yoğun olduğu saatlerde tam bilet parası alınacak.

60 yaş üstü yurttaşların ücretsiz seyahat hakkına kısıtlama geliyor

AKP’nin yakın zamanda Meclise sunmaya hazırlandığı yerel yönetimler düzenleme taslağında, 60 yaş üstü yurttaşların ulaşımın yoğun olduğu saatlerde tam bilet parası ödemesi önerisine de yer verdi.

Belediyelere ve demiryollarına ait şehir içi toplu taşıma araçlarından indirimli ya da ücretsiz yararlanan 60 yaş ve üstü yurttaşların, mesai başlangıcı ve bitişi sebebiyle ulaşımda yoğunluğun yaşandığı saatlerde bilet parası ödemelerini zorunlu hale sokacak bir yasa taslağı gündemde.

Sözcü’den Erdoğan Süzer’in haberine göre, AKP tarafından hazırlanan yerel yönetimler düzenleme taslağında, 60 yaş üstü yurttaşların şehir içi ulaşımında kısmi olarak ücret ödemesi önerisi var. Aynı taslak, emlak vergisine, çöp vergisine ve dolayısıyla su faturalarına büyük zamlar getirecek olması ile de haber olmuştu.

Yakın bir zamanda Meclise sunulması beklenen taslak düzenlemenin yasalaşması halinde, mesai başlangıç ve bitiş saatlerine yakın saatlerde 60 ve üstü yaştaki yurttaşlar, belediyelerin ve demiryollarının ulaşım araçlarına binerken tam bilet parası ödeyecek.

TÜİK’e göre ülkede 60-64 yaş arasında 3 milyon 446 bin, 65 yaş üstünde ise 7 milyon 186 bin olmak üzere bu uygulamadan etkilenecek toplam 10 milyon 632 bin yurttaş bulunuyor.

Küresel boykot

Trump’ın açtığı ticaret savaşına muhatap olan ülkelerde ABD ürünleri boykot edilmeye başlandı.

 Donald Trump, başta Çin olmak üzere yakın komşuları Kanada ve Meksika dahil ticaret yaptığı tüm ülkeler için açıkladığı yüksek gümrük tarifeleriyle piyasaları allak bullak etti. Göreve başladığından beri çılgın kararlar alan ABD başkanı, bunlardan çoğunun uygulamasını ertelemek zorunda kaldı. Trump’ın dünya ülkelerini küçümseyen tavrı, stratejik dehasından değil narsistik kişilik bozukluğundan kaynaklanıyor. Gümrük tarifelerine ilişkin tartışmalar sürerken Trump, sarı saçlarını ıslatmak için duşta on beş dakika beklediğinden yakınıyordu. Bunun üzerine yıllardan beri yürürlükte olan enerji yasasındaki su basıncı kısıtlamalarını kaldırdı[1]. Zaten saçlarına özen gösteren bir lider iklim krizine inanmıyorsa gezegendeki su kıtlığını da kafaya takmaz!

Trump’ın aklına eseni yapabileceği yönünde yaygın bir kanı var. Dolayısıyla  geleceğe dair sağlıklı öngörülerde bulunmak zor. Ticaret savaşında ısrar edilirse bunun öncelikle ABD’ye pahalıya patlayacağı bilimsel modellemelerle açıklanıyor[2].

Müttefik ülkelerin liderlerine bile kulak asmayan Trump’ın küresel ölçekte tüketici  baskısının artması halinde müesses nizam tarafından hizaya çekileceği düşünülüyor. Bu bağlamda ticaret savaşına muhatap olan ülkelerde bireylerin ABD ürünlerini boykot etmesi öneriliyor. Hatta Kanada Hükümeti tüketici boykotunu teşvik ederek yurttaşlarına yerli ürün almalarını ve tatillerini ülke içinde geçirmelerini salık veriyor. Kanadalı tüketiciler herkesin kolayca anlaması için market raflarındaki Amerikan ürünlerini ters çeviriyor. Boykotun etkisiyle Kanada kaynaklı turistik rezervasyonların geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 70’i aşan bir oranda azaldığı söyleniyor.

Öte yandan Trump yönetimindeki rolü nedeniyle Elon Musk’ın Tesla’sına yönelik küresel boykotun etkisinin giderek arttığı gözleniyor. Örneğin yeni araç satışlarının Avustralya’da yüzde 72, Almanya’da ise yüzde 76 oranında azaldığı, ayrıca şirketin hisselerinin Aralık 2024’ten bu yana yarıdan fazla değer kaybettiği belirtiliyor[3].

Danimarka’da ise tüm Avrupa kökenli ürünlerin fiyat etiketlerine siyah yıldız yapıştırılarak tüketicilerin ABD ürünlerinden kaçınması kolaylaştırılıyor.

Kuşkusuz küresel kapitalizme entegre olmuş kimi ülkelerde ABD markalarını boykot etmek yerel ekonomilere zarar verecek. Piyasada Amerikan şirketlerine ait yerel marka ismiyle bilinen ürünler olduğu gibi yabancı markalarla ortak olan yerel işletmelerin ürünleri de var. Yani küresel pazarda her şey iç içe geçmiş durumda. Bu nedenle ABD ile özdeşleşen Ford, Coca-Cola, Starbucks, Mc Donald’s, IPhone gibi dev markalara yönelik boykotun daha uygun olacağı öne sürülüyor. Alışverişlerde Visa, Mastercard ve Apple Pay gibi ödeme araçlarını kullanmak da ABD’ye para aktarmak anlamına geliyor.

Tüketici eylemlerinin yapılma nedeni ticari gibi görülse de arkasında siyasi nedenler yatıyor. Vekalet boykotları olarak isimlendirilen bu girişimlerin hedefinde siyasi karar alıcıları etkilemek var. Dolayısıyla kapitalist düzende boykot, şirketler üzerinde ticari baskı kurarak iktidar sahiplerini olumsuz uygulamalarından vazgeçirme eylemi olarak işlev görüyor. Örneğin 1990’lı yılların ortalarında Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın Pasifik’te nükleer denemeler yapma kararına karşı dünya genelinde Fransız  şarapları boykot edilmişti. Şarap üreticilerini büyük zarara uğratan boykotun da etkisiyle nükleer denemelerden bir süre sonra vazgeçilmişti[4].

Siyasi açmazların demokratik yoldan çözümünde oy sandığının yanı sıra yurttaşın üretimden ve tüketimden gelen gücünü kullanması da etkili oluyor. Yani örgütlenen kitleler siyasi iradelerini yalnızca oyla değil grevle ya da boykotla da iktidar sahiplerine gösterebiliyor.

Küresel tüketicilerin ABD markalarına yönelik boykot eylemi yayılırsa Trump’ta  “basınçlı” soğuk duş etkisi yapabilir mi acaba?

 

[1] https://www.leparisien.fr/international/etats-unis/jaime-prendre-soin-de-mes-beaux-cheveux-trump-signe-un-decret-pour-accelerer-le-debit-deau-des-douches-10-04-2025-3CGVKJGA6FFH3BWDG34XUZTQUM.php

[2] https://theconversation.com/new-modelling-reveals-full-impact-of-trumps-liberation-day-tariffs-with-the-us-hit-hardest-253320

[3] https://theconversation.com/trouble-at-tesla-and-protests-against-trumps-tariffs-suggest-consumer-boycotts-are-starting-to-bite-252489

[4] https://theconversation.com/consumers-are-boycotting-us-goods-around-the-world-should-trump-be-worried-253389