ABD'den ucuz bir iddia daha
ABD, bir yandan Körfez ülkeleri ile İsrail arasında ‘normalleşme’ anlaşmalarını müjdelerken; diğer yandan da İran’ı ve Hizbullah’ı hedef almaktan geri durmuyor.
Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta 4 Ağustos’ta meydana gelen, 170’ten fazla insanın hayatını kaybettiği patlamanın sebebinin 2 bin 750 ton amonyum nitrat olduğu açıklanmıştı. 6 yıldır depoda tutulan ve ağırlıklı olarak patlaycı yapımında kullanılan maddenin depolandığı iddia edilen farklı noktalar da ABD’nin gündeminde.
Öte yandan patlamanın olduğundan bu yana ABD, Hizbullah’ı ve İran’ı patlamadan sorumlu tutan açıklamalar yapmıştı. Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah ise, “Hizbullah ve tüm gücü ve imkanlarıyla sonuçlarını aşma yolunda Hükumet ve devlet ile Beyrut limanında meydana gelen patlama sonucunda zarar gören Lübnan halkının yanındadır” açıklamasını paylaşmıştı.
ABD Dışişleri Bakanlığı’na bağlı terörle mücadele birimi koordinatörü Nathan Sales çarpıcı bir iddia ortaya attı. ABD medyasına konuşan Sales, Hizbullah militanlarının Avrupa’nın birçok ülkesinde amonyum nitrat depoladığını öne sürdü. Sales, geçmişte Belçika’dan Fransa, Yunanistan, İtalya, İspanya ve İsviçre’ye sevkiyatlar yapıldığını iddia ederk; bu ülkelere korku saldı.
Net bir kanıt sunmayan Sales, Hizbullah’ın 2012’den beri bu eylemlerini sürdürdüğünü, patlayıcı maddeyi ilk yardım malzemelerinin arasına gizlediğini söyledi. Sales, amonyum nitratın mevcut olarak saklandığı ülkelerin ise Yunanistan, İspanya ve İtalya olduğunu da iddia etti.
“Hizbullah amonyum nitratı neden Avrupa’da stokluyor” diyen Sales, “Bunun cevabı çok açık. Hizbullah bu silahları depoluyor, böylelikle Tahran ne zaman gerekli görürse terör saldırısı yapabilirler” ifadelerini kullandı.
ABD, 1997 yılından bu yana Hizbullah’ı terör örgütü olarak sınıflandırıyor. Hizbullah’ın siyasi ve askeri olmak üzere iki kanadı olduğunu kabul eden ülkeler bulunsa da ABD bunu reddediyor. Sales, “Hizbullah tek ve bütün bir terörist organizasyondur. Askeri ve sözde siyasi kanat olarak bölünemez” diye konuştu.
ABD’nin İran’ı ve Hizbullah’ı asıl olarak İsrail’in bölgedeki en büyük tehdidi olarak gördüğü ise bir gerçek. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bu açıklaması hem İsrail ile Körfez ülkeleri arasındaki ‘arabulucuk’ rolünün bir parçası hem de İsrail etrafında oluşturulan yeni siyasi ve ekonomik cephenin Avrupa’daki meşruluğunun ‘İran tehdidi’ ile artırılması için atılmış bir adımı olarak değerlendirildi.
Bu haber en son değiştirildi 18 Eylül 2020 14:36 14:36
Yüksek Seçim Kurulu, CHP İstanbul Olağanüstü İl Kongresi'nin yapılmasına, Kongre ile ilgili işlemlere Sarıyer 1.…
Orta Vadeli Program’da (OVP) yer alan rakamlar, 2026’da Türkiye tarihinin en yüksek özelleştirme hamlelerinden birinin…
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan kararla yurt dışına çıkış harcına zam geldi. Yurt…
CHP İstanbul İl Başkanlığı'na kayyum olarak atanan Gürsel Tekin, bina tartışmasına girmek istemediklerini belirterek "Genel…
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un Adıyaman’daki incelemeleri sırasında yaklaşık 200 bin TL’lik yemek masrafı…
TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek, AKP’nin CHP’ye yönelik operasyonlarını değerlendirerek “Bu süreç ise siyasi dizayn…