AKP'de “güvenlik soruşturması” krizi
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iptal kararı üzerine güvenlik soruşturmasıyla ilgili düzenleme üzerinde çalışan AKP’de, çıkmaz yaşanıyor.
AKP, bir süre önce torba tekliften parti içindeki itirazlar üzerine çıkardığı “güvenlik soruşturması” düzenlemesini yeniden gündemine aldı. Ancak İçişleri Bakanı Soylu, Adalet Bakanı Gül, AKP grup yöneticileri, hukukçu milletvekilleri ve bakanlık bürokratlarıyla yapılan toplantılarda farklı yaklaşımlar nedeniyle ortak bir metin üzerinde henüz görüş birliğine varılamadı.
Cumhuriyet’ten Emine Kaplan’ın haberine göre AKP yöneticileri, “Yapmaya çalıştığımız şey arşiv soruşturması ile güvenlik soruşturmasını ayrıştırıp tanımlamak. İçişleri Bakanı ile Adalet Bakanı’nın, milletvekillerinin farklı yaklaşımları var. Biz daha özgürlükçü yaklaşıyoruz. Ancak İçişleri Bakanı, daha geniş bir kapsam olsun istiyor” görüşünü dile getiriyor. Değerlendirme Komisyonu’nun hangi kriterlere göre değerlendirme yapacağı konusunda da bir karar verilemediğini belirten AKP yöneticileri, “Yönetmelikte ‘ahlaki durum’ diye bir ifade var. Biz bunların kanunda olmasını istemiyoruz. Bunlar çok sıkıntılı yuvarlak, geniş ve özel ifadeler” değerlendirmesini yapıyor. Toplantılarda arşiv taraması ile güvenlik soruşturmasının nerelerde uygulanacağı konusunda da görüş birliği sağlanamıyor. Toplantıya katılan AKP yöneticileri, “Devlette çalışan ya da taşeron olarak iş yapan hangi mesleklerde, hangi iş türlerinde arşiv araştırması, hangilerinde güvenlik soruşturması istensin? Çünkü güvenlik soruşturması çok geniş bir şey” ifadesini kullanıyor.
Askeriye ve güvenlik birimleri için güvenlik soruşturması yapılması, diğer kurumlarda çalışanlar için arşiv taramasının yeterli olacağı görüşlerinin dile getirildiği toplantılarda, İçişleri Bakanlığı’nın 15 Temmuz darbe girişimini anımsatması nedeniyle bu konuda da bir karar verilemiyor. AKP yöneticileri, “Adam öğretmen ama asker imamı. İçişleri Bakanı, ‘Bak böyle bir şey yaşandı, bunu unutmamamız lazım’ diyor. Ama bunu yaparken de bir öcü olup da herkesin hayatını zorlaştırmamamız lazım. Adalet Bakanı biraz daha özgürlükçü. İçişleri Bakanı da ‘Biz bilgiyi verelim, siz takdirin sınırlarını belirleyin, o kurum takdir etsin’ diyor. Ama problem zaten takdir yetkisini kullananın sorumluluk almamasında. Bunu o kadar genişletiyor ki insanlar nefes alamıyor. Annesi bir deneği üye oldu diye, oğlunun ya da kızının ataması yapılmıyor” görüşünü dile getirdi. AKP yöneticileri, iki bakanlığın ortak bir noktada buluşması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan da onay alınması durumunda yasa teklifini TBMM gündemine getirecek.