AKP'li yıllarda en az 24 bin işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi

3 Mart İş Cinayetleriyle Mücadele Günü’nde Türkiye, iş cinayetleri konusunda Avrupa birincisi. AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçi sayısı 24 bine yaklaştı.

AKP'li yıllarda en az 24 bin işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi

Türkiye, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerin en çok olduğu ülkelerden biri olmaya devam ediyor. Ülkemizdeki iş cinayetlerine dikkat çekebilmek için, 263 madencinin hayatını kaybettiği Kozlu Maden Faciası’nın yıldönümü olan 3 Mart tarihi TMMOB tarafından “İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü” olarak ilan edilmişti. 3 Mart İş Cinayetleriyle Mücadele Günü’nde Türkiye’nin bu alandaki hali içler acısı. Türkiye, iş cinayetleri konusunda Avrupa birincisi. AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçi sayısı 24 bine yaklaştı.

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK), TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu, TMMOB, Adana Barosu, DİSK, KESK ve Adana Tabip Odası temsilcileri basın toplantısı düzenledi.

İzmir Mimarlık Merkezinde düzenlenen basın toplantısı Kozlu’dan günümüze iş cinayetlerinde hayatını kaybeden emekçileri anarak başladı.

TMMOB İKK adına basın açıklamasını okuyan Maden Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Aykut Akdemir, “Önlem almayan işverenlere yaptırım uygulanmıyor, işyerleri yıllardır, işçi sağlığı, iş güvenliği yönünden denetlenmediği gibi, ölümlü iş kazalarının olduğu işyerlerinde, iş kazalarını incelemek üzere bile iş müfettişi görevlendirmiyor. Her gün en az 5 işçinin işyerlerinde iş cinayetlerinde hayatını kaybetmesi artık haber niteliği bile taşımıyor” dedi.

İSİG İŞ CİNAYETİ VERİLERİ

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Merkezi’nin verilerine göre Türkiye’de son yıllarda meydana gelen iş cinayetleri şöyle:

  • 2013: En az 1235 işçi
  • 2014: En az 1886 işçi
  • 2015: En az 1730 işçi
  • 2016: En az 1970 işçi
  • 2017: En az 2006 işçi
  • 2018 En az 1923 işçi
  • 2019: En az 1736 işçi

İş cinayetlerinde hayatını kaybetti.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, 3 Mart nedeniyle kaleme aldığı yazıda, Türkiye’nin iş cinayetleri karnesini değerlendirdi.

Koramaz’ın Birgün‘de yayınlanan yazısından bazı satır başları şöyle:

  • Her yıl binlerce kişi işyerlerinde hayatını kaybediyor. On binlerce kişi iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle yaralanıyor veya sakat kalıyor.
  • İSİG Meclisi’nin derlediği bilgilere göre 2019 yılı içerisinde en az 1736 çalışan, işyeri kazalarında hayatını kaybetmiş.
  • AKP’li yıllarda iş cinayetlerinde ölen işçi sayısı 24 bin civarında
  • AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana iş cinayetlerinde hayatını kaybeden emekçilerin sayısının 24 bine yaklaşmış durumda.
  • Avrupa Birliği verilerine göre Türkiye ölümle sonuçlanan kazalar bakımından Avrupa’da ilk sırada yer alıyor.
  • Her yıl, evine ekmek götürebilmek için emek harcayan 2 bine yakın işçinin işyerinde hayatını kaybediyor olması, ülkemizdeki işyerlerinin güvensizliğinin ve bunu düzenleyen mevzuatın yetersizliğinin göstergesidir.

İŞ CİNAYETLERİNİN FAİLLERİ KİM?

  • İş kazaları ve meslek hastalıklarının temelinde, sermayenin azami kâr hırsı ve emek karşıtı politikaları yatmaktadır. Taşeronlaştırma, özelleştirme, sendikasızlaştırma, denetimsizleştirme, esnek istihdam politikaları, ağır çalışma koşulları ve kayıt dışı istihdam iş kazalarının ve meslek hastalıklarının artmasına neden olmaktadır.
  • Yasalarımız işçiyi korumak, iş güvenliğini sağlamak ve meslek hastalıklarını önlemekten çok sermaye çıkarlarını gözeten konumdadır. Siyasi iktidar, mevzuatı ve çalışma koşullarını iyileştirici ve geliştirici adımlar atmaktan sürekli olarak kaçınmaktadır. Çünkü insan hayatını değil, rantı odağına almakta; çalışandan değil, işverenden yana taraf olmaktadır.
  • Sendikasız uzman, sendikasız işçi, örgütsüz bir çalışma yaşamı ile emekçiler tüm olumsuzluklara açık ve savunmasızdır.

İŞ CİNAYETLERİYLE NASIL MÜCADELE EDİLİR?

  • Öncelikle işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmasının öncelikle devletin ve işverenin görevi olduğu unutulmamalı. Devletin ve işverenlerin temel sorumluluklarından kaçtıkları, kendi yerlerine birer günah keçisi olarak iş güvenliği uzmanlarını koydukları bir çalışma yaşamında, önleyici ve engelleyici hiçbir çalışmanın yapılamayacağı açıktır.
  • İş güvenliği uzmanlarının işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması konusundaki görevlerinin bir danışmanlık hizmeti olduğu kabullenilmelidir. Bu alanda çalışanlara işverenin sorumlulukları yüklenmemeli, işverenlerin iş güvenliği için yeterli tedbir ve önleyici uygulamayı gerçekleştirmesi sağlanmalı ve denetim mekanizmaları geliştirilmelidir.