"Ankara’da çalınan kamu kaynaklarının hesabı sorulsun"
ŞPO Ankara Şubesi, Melih Gökçek döneminde gerçekleştirildiği belirtilen ve 3 milyar liraya karşılık gelen 40 civarındaki suç duyurusuna konu olan usulsüzlüklere ilişkin bir açıklama yaptı.
TMMOB Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Ankara Şubesi, “Kente Karşı İşlenen Suçların, Çalınan Kamu Kaynaklarının Hesabı Sorulsun!” başlığıyla bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş’ın açıkladığı ve AKP’li eski Belediye Başkanı Melih Gökçek döneminde gerçekleştirildiği iddia edilen ve 3 milyar liraya karşılık gelen 40 civarında suç duyurusuna da konu olan usulsüzlüklere değinildi.
ŞPO Ankara Şubesi’nin açıklamasında, “Açıklanan yolsuzluk çarkının içerisinde, Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi olarak yıllardır takip ettiğimiz arazi mafyaları, büyük müteahhitler, emlak spekülatörleri gibi rant avcısı sermayedarlar ile işbirliği içinde yürütülen planlama süreçlerinin de olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz” denildi.
“Ankara Büyükşehir Belediyesi yönetiminin başlatmış olduğu hukuki sürece müdahil olacağımızı bildiririz” denilen açıklamada, “Hukuku, geleceğimizi, kamu yararını hiçe sayan bu düzenin çok daha yaygın ve kök salmış bir durumda olduğunu bilerek, ilerleyen süreçlerde mücadeleyi büyütmenin artık bir zorunluluk ve sorumluluk olduğunu vurgulayarak, dönemin belediye başkanı İ.Melih Gökçek ve kamu israfına yol açan belediye meclis üyeleri başta olmak üzere kamuyu kasıtlı ve sistematik olarak zarara uğratan tüm suçluların yargılanmasını talep ediyoruz” ifadeleri yer aldı.
Açıklamada, AKP’li Bülent Arınç’ın 2015 yılında Melih Gökçek hakkında sarf ettiği; “Adaylığı sürecinde ve seçimlerde oy isterken bu yapının kucağına oturmuştur, yurt yerleri vermiştir, imar planlarında değişiklikler yaptırmıştır, zengin adamlara okullar yaptırmıştır. Ankara parsel parsel satılmıştır” sözlerinin beş seneyi aşkın süredir de karşılık bulmadığı hatırlatıldı.
“Ankara Büyükşehir Belediyesi`nce başlatılan, geçmiş dönemdeki yolsuzlukları yargıya taşıyan sürecin aktif bir takipçisi olabilmek adına, başlatılan hukuki sürece müdahil olacağımızı bildiririz” denilen açıklamada şunlar ifade edildi:
• Arsa karşılığında emsal artışı, diğer bir ifadeyle karşılıklı bireysel çıkar ilişkisini gözeten meclis kararları; emsal harici tutulan alanlar, piyasa mekanizmalarına, kişi ve dernek/vakıflara tahsis edilen kamu arazileri, imar planı değişiklikleri marifetiyle yolsuzluklar, verilen taahhütler ile gizli kapaklı, türlü hileyle Ankaralıların cebinden toplanan paralar ile Ankara`nın doğal alanları katledilmiştir
• Gökçek dönemi boyunca hiçbir bütüncül planlama çalışması uygulanmamış; parçacıl planlarla bir kentin geçmişi ve geleceği mahvedilmiştir. Belediye yönetimi projeci bir anlayışla Ankara`yı plansız bir geleceğe mahkum etmiştir.
• Ankara Büyükşehir Belediyesi`ne 2000-2020 tarihleri arasında imar planlarına ilişkin sadece Odamızın açtığı 685 adet dava bulunmaktadır. Bu davaların yaklaşık yüzde 70`i kazanımla sonuçlanmıştır. Bu sayılar, kamu arazilerinin kamu yararına aykırı biçimde halkın elinden ve kullanımından koparılarak toplumu zarara uğratmanın yanı sıra, Ankara Büyükşehir Belediyesi`nin kente verdiği kamu kaynağı zararının önemli bir ispatıdır. Kaybedilen davaların tamamının dava masraflarının da kamu bütçesinden karşılandığı unutulmamalıdır.
• Ankara`nın kapıları, gökkuşağı, saatler ve dinozorlar gibi akılalmaz boyutlara ulaşan; hiçbir Ankaralının talebi ve kentin ihtiyacı olmaksızın inşa edilen ucubeler, yandaş sermayedarların daha fazla zenginleştirilmesini sağlamış, mevcut kentsel-mekânsal sorunları katmerlendirmiş, kamusal alanları, sokakları, mahalleleri ve tüm kenti yaşanmaz hale getirmiştir. Ankara`nın mutlak tarım arazileri, doğal ve tarihi sit alanı olan AOÇ üzerinde inşa edilen Ankapark için dönemin belediye başkanı Gökçek hakkında yargı kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle kamu davası açılması talep edilerek 2015 yılında suç duyurusunda bulunulmuştur.
• Gökçek ve Ankara Büyükşehir Belediyesi`ne planlamanın kamu kaynaklarını verimli kullanmak gibi bir sorumluluğu olduğu ve özellikle Ulaşım Ana Planı, Koruma Amaçlı İmar Planları ve Çevre Düzeni Planı gibi bütüncül planlama faaliyetlerinin acilen hazırlanmasının gerekliliği hatırlatılmıştır. Ancak, tüm uyarılarımıza rağmen çağrılarımıza kulak tıkayarak keyfi uygulamalar ve parçacıl müdahalelerle kamu kaynaklarını sürekli zarara uğratmışlardır.