HABER MERKEZİ
Suriye topraklarında Suriye Ordusu ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin karşı karşıya getirilmesi, özellikle İdlib’de tırmandırılan gerilim bölgeye dair Rusya ve İran ile yapılan iki önemli anlaşmayı akıllara getirdi.
Manifesto, Mayıs 2017 tarihli Astana Anlaşması‘nı ve Eylül 2018 tarihli Soçi Mutabakatı metinlerini hatırlatıyor.
Türkiye, Rusya ve İran Suriye’de çatışmasızlık bölgeleri oluşturulması amacıyla imzaladığı 6 maddelik Astana Anlaşması şu maddeleri kapsıyordu:
1- Suriye’de şiddetin en kısa zamanda durdurulması, insani durumun daha iyi hale getirilmesi ve krize yönelik siyasi bir çözümün bulunması için uygun koşullar yaratmak amacıyla ülkede şu bölgelerde güvenli bölge oluşturulacak: İdlib ve civarındaki Lazkiye, Hama ve Halep viyaletlerinin belirli bölgeleri, Humus vilayetinin kuzeyindeki belirli bir bölge, Doğu Guta, Suriye’nin güneyindeki belirli bölgeler (Dera ve Kuneytra vilayeti). Güvenli bölgeler ve güvenlik şeridi oluşturulması 6 ay sürecek geçici bir önlem olup, garantör ülkelerin mutabakatı doğrultusunda otomatik olarak devam edecektir.
2- Güvenli bölgelerde, çatışan taraflar arasındaki (Suriye hükümeti ve silahlı muhalif gruplar), hava saldırıları da dahil olmak üzere her türlü silah kullanımı durdurulacak; hızlı, güvenli ve engelsiz şekilde insani yardımın ulaştırılması sağlanacak; halka tıbbi yardım ve vatandaşların öncelikli ihtiyaçlarının sağlanması için koşullar yaratılacak; su ve enerji altyapıları başta olmak üzere tüm altyapıların restore edilmesi için tedbirler alınacak; sığınmacıların ve ülke içinde yer değiştiren kişilerin gönüllü ve güvenli bir şekilde geri dönmesi için koşullar oluşturulacak.
3- Güvenli bölgelerin sınırları boyunca çatışan taraflar arasında çarpışmaları önlemek amacıyla güvenlik şeritleri oluşturulacak.
4- Güvenlik şeritlerinde: sivillerin silahsız şekilde, engellenmeden yer değiştirmesi, insani yardım sevkıyatı ve ekonomik faaliyetlerin yerine getirilmesi için kontrol noktaları; ateşkes rejimine riayetin sağlanması için gözlem noktaları yer alacak. Kontrol ve gözlem noktalarındaki çalışmalar ve güvenli bölgelerin yönetimi Garantör ülkeler tarafından mutabakata dayalı olarak gerçekleştirilecek. Gerekli görüldüğü takdirde, Garantör ülkelerin mutabakatı dahilinde üçüncü taraflar da katılabilecek.
5- Garantör ülkeler: ateşkes rejiminin çatışan taraflar tarafından uygulanmasını sağlamak için gerekli tüm tedbirleri alacağını; güvenli bölgelerin içerisi ve dışarısında IŞİD, El Nusra ve El Kaide veya IŞİD ile ve BMGK tarafından terör örgütü olarak kabul edilen tüm örgütlerle bağlantılı her türlü kişi, grup, oluşum, kuruluşlarla mücadeleyi sürdürmeye yönelik tüm tedbirleri alacağını; şimdiye kadar katılmamış olan silahlı grupların ateşkes rejimine katılmalarını sağlamaya yönelik çabalarına devam edeceğini taahhüt eder.
6- Güvenli bölgeler ve güvenlik şeritlerinin sınırlarını belirlenmesi ve Anlaşmanın yerine getirilmesine yönelik tüm işlevsel ve teknik konuların çözümü için Garantör ülkeler, Anlaşmanın imzalanmasının ardından iki hafta içinde yetkilendirildikleri temsilcilerinden oluşan ortak bir çalışma grubu kuracak.
Garantör ülkeler güvenli bölgelerin ve güvenlik şeridinin haritalarını çıkarılmasına yönelik çalışmaların tamamlanması ve işbu Anlaşmanın 5. maddesinde adı geçen terör örgütleriyle silahlı muhaliflerin birbirinden ayrılması için 4 Haziran 2017’ye kadar adımlar atacak.
Aynı tarihe kadar Ortak çalışma grubu, Garantör ülkelerin onayını almak üzere, güvenli bölgeler ve güvenlik şeridine yönelik oluşturulan haritaların yanı sıra çalışma grubunun tanzimine yönelik taslak hazırlayacak.
Ortak çalışma grubu Astana’da gerçekleştirilen Suriye görüşmelerinin faaliyetleri konusunda rapor verecek.
İşbu Anlaşma, imzalanmasından sonraki gün yürürlüğe girecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Soçi Mutabakatı’nda ise şu maddeler imza altına alınmıştı:
1- İdlib gerginliği azaltma bölgesi korunacak. Türkiye’nin gözlem noktaları güçlendirilecek
2- Rusya Federasyonu, İdlib’de askeri operasyonlar ve saldırılardan kaçınılması için gerekli önlemleri alacak ve mevcut statüko korunacak.
3- Silahsızlandırma bölgesi oluşturulacak, bölge 15-20 km olacak.
4- Silahsızlandırma bölgesinin sınırları, sahadaki çalışmalarla belirlenecek.
5- Tüm radikal terörist gruplar silahlasızlandırma bölgesinden 15 Ekim’e kadar çıkarılacak.
6- Çatışan taraflara ait tüm tanklar, çok namlulu roketatarlar, toplar ve havanların da aralarında olduğu ağır silahlar 10 Ekim’de İdlib’deki silahsızlandırma bölgesinden çekilecek.
7- Silahsızlandırma bölgelerindeki denetimler, Türk ve Rus askerleri tarafından yapılacak. İnsansız hava araçlarıyla havadan da denetim yapılacak.
8- M4 — M5 otoyolu, güvenliğinin yıl sonuna kadar sağlanması suretiyle trafiğe açılacak.
9- İdlib’de sürdürülebilir ateşkes rejiminin sağlanabilmesi için etkili önlemler alınacak. İran, Türkiye, Rusya ortak koordinasyon merkezi geliştirecek.
10- İki taraf, her türlü tezahürde Suriye’deki terörizmle mücadele konusunda kararlılıklarını yineledi.
Bu haber en son değiştirildi 11 Şubat 2020 20:52 20:52
ABD'de Biden'ın Ukrayna'ya uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma iznini vermesi sonrasında Cumhuriyetçilerden sert tepki geldi.…
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Kızılay’a satışı gerçekleştirilen ve değeri yaklaşık 100 Milyon TL olan…
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni kitabında Donald Trump’ın baş başa görüşmede Trump’ın kendisine Doğu…
İstifa çağrılarına yanıt veren Sağlık Bakanı Memişoğlu, "Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yasadışı bahis suçlamasıyla tutuklu olan 5 sosyal medya fenomeni hakkında 1 yıldan…
Sinan Ateş Davası’nda abla Selma Ateş'e yönelik saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt'un, Ankara’da iki cinayet işlediği…