AYM madencileri haklı buldu, gerekçeli kararı açıkladı
Manisa 1. İdare Mahkemesi Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 21’inci Maddesi’ndeki “şehirlerarası karayollarında gösteri yürüyüşleri düzenlenemez” hükmünün Anayasa’nın 3 ayrı maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesi istemiyle AYM’ye başvurdu.
Anayasa Mahkemesi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun tepki gösterdiği şehirlerarası karayollarında gösteri yürüyüşleri düzenlenmeyeceğine ilişkin hükmü iptal ettiği kararın gerekçesini yayınladı.
Anayasa Mahkemesi (AYM), Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 21’inci Maddesi’ndeki “şehirlerarası karayollarında gösteri yürüyüşleri düzenlenemez” hükmünü oy çokluğu ile iptal etti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan arasında tartışmaya yol açan kararda, “Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına getirilen sınırlama zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamadığından demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir sınırlama olarak değerlendirilmez” denildi.
YASAK, ANAYASAYA AYKIRI
Soma maden faciasının ardından yaşanan protesto gösterileriyle ilgili olarak Manisa Valiliği’nin getirdiği yasağın dayanağı olduğu için söz konusu maddenin iptali talep edilmişti. Karşı oy kullanan üyelerden üçünün, gösteri yürüyüşü düzenleyen kişilerin taleplerini sosyal medyadan da duyurabileceğini savunmaları dikkat çekti.
Soma Maden Faciasının ardından madenlerde alınmayan önlemleri ve maden şirketini protesto etmek isteyen işçiler Ankara’ya yürümek istemiş ancak Manisa Valiliği’nin, yasadaki “şehirlerarası karayollarında gösteri yürüyüşü düzenlenemeyeceği” düzenlemesine dayanarak göstererek yasak getirmesi üzerine kolluk kuvvetleri yürüyüşü engellemişti.
Yasak kararının kaldırılması için işçilerin bağlı olduğu Bağımsız Maden-İş Sendikası’nın açtığı davada mahkemenin, söz konusu yasa maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle AYM’ye başvurmasını talep etmişti. Manisa 1. İdare Mahkemesi de Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 21’inci Maddesi’ndeki “şehirlerarası karayollarında gösteri yürüyüşleri düzenlenemez” hükmünün Anayasa’nın 3 ayrı maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesi istemiyle AYM’ye başvurdu.
Başvurunun ilk incelemesini Şubat ayında yapan AYM, 10 Eylül 2020 tarihinde yaptığı toplantıda bu yasa maddesini oy çokluğuyla iptal etti. 16 üyenin katıldığı toplantıda istemin kabulü ve iptalini isteyen üyelerin sayısı eşit dağıldı. 8’er kişi başvurunun kabülünü ve reddini istediği için AYM Yasası gereği, oyların eşit olduğu bu durumda AYM başkanının görüşü doğrultusunda iptal kararı verildi.
“DEMOKRATİK TOPLUMA UYGUN DEĞİL”
AYM, kararının gerekçesinde, ‘trafiğin aksamasının gündelik yaşamı aşırı ve katlanılamaz derece zorlaştırılmaması için’ toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının anayasal ilke ve kurallara uygun davranılması şartıyla sınırlandırılabileceğini” kaydedildi.
AYM iptal kararı gerekçesi şöyle:
“İtiraz konusu kuralda ise zorlaştırmanın boyutuna yönelik herhangi bir düzenleme öngörülmeksizin şehirlerarası karayollarında gösteri yürüyüşünün düzenlenmesi kategorik olarak yasaklanmaktadır. Bu itibarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına getirilen sınırlama zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamadığından demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir sınırlama olarak değerlendirilmez.”
AYM Başkanvekili Kadir Özkaya da iptal kararına katılma gerekçesini şöyle açıkladı:
“Gösteri yürüyüşünün yapılacağı güzergahın belirlenmesinde trafik düzeninin etkilenip etkilenmediği hususu göz önünde bulundurulabilecek bir unsur niteliğini haiz ise de bundan hareketle yukarıda belirtilen hususlar bağlamında demokratik toplum düzeni bakımından gerekliliği ortaya konulmaksızın, gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına nazaran trafik düzeninin aksamamasına mutlak bir üstünlük tanınmasının, demokratik toplum düzeninin gerekleriyle bağdaşmadığı sonucuna varılmaktadır.”
Kararda karşı oy kullanan üyeler Serdar Özgüldür ve Burhan Üstün, şehirlerarası yoldaki gösteri yürüyüşünün can ve mal güvenliğini tehlikeye atacağını ifade ederek, “Kişilerin diledikleri mekanda gösteri yürüyüşü düzenlemeleri gerektiği şeklinde bir sonuca ulaşılması, Anayasal düzenlemelerle uyumlu değildir” dediler. Özgüldür ve Üstün, gösteri yürüyüşü hakkının ‘adeta mutlak bir hak gibi değerlendirildiğine’ de dikkat çekti.
Karşı oy kullanan üyeler Muammer Topal, Rıdvan Güleç, Basri Bağcı ise karşı oy gerekçelerine ortak yazdılar. Karşıoy gerekçesinde, diğer yolların gösteri yürüyüşlerine kapalı olmaması nedeniyle sadece şehirlerarası yolların kapatılmasının ‘makul olmadığını iddia etmenin mümkün olmadığı’ görüşünü bildirdi. Üyeler Recai Akyel, Yıldız Seferinoğlu ve Selahaddin Menteş ise karşı oy gerekçesinde ‘şehirlerarası yolda toplantı yürüyüşü düzenlemenin yasaklanmasının’ toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına zarar vermeyeceğini kaydederek, hakkı kullanan kişilerin teknolojinin getirdiği imkanlardan yararlanabileceğini belirttiler. Üç üye gerekçesinde, kişilerin duyurmak istediği taleplere ilişkin “Geldiğimiz bilişim ve teknoloji düzeyinde, sosyal medya, yerel, bölgesel, ulusal hatta küresel medya haber ajanları duyurmaktadır” diyerek sosyal medyanın öneminin de altını çizdiler.
SOYLU İLE AYM BAŞKANI TARTIŞMIŞTI
AYM Başkanı Zühtü Arslan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasında da şehirlerarası yol tartışması çıkmıştı. Somalı madencilerin örgütlendiği Bağımsız Maden-İş Sendikası Manisa 1. İdare Mahkemesi’ne başvurmuştu. Mahkeme söz konusu “şehirlerarası kara yollarında gösteri yürüyüşleri düzenlenemez” hükmünü AYM’ye taşımıştı.
AYM’nin bu kararının gündeme düşmesinin ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile AYM Başkanı Zühtü Arslan arasında tartışma çıkmıştı. Soylu, AYM’nin iptal kararını eleştirerek AYM Başkanı Arslan’a “Madem özgür bir ülkeyiz, ana caddelerde, sokaklarda özgürce yürüyüş hakkının ortadan kaldırılmasını onayladınız. Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım. Anayasa Mahkemesi Başkanı’na söylüyorum kendi arabamla tek başına gitmeye ben varım. Sen var mısın?” diye tepki göstermişti.
Zühtü Arslan ise Bakan Soylu’ya isim vermeden “Kararlara yönelik bazı eleştirilerden görüyoruz ki kararlarımız okunmadan, bazen de okunduğu halde yeterince anlaşılmadan eleştirilmektedir. Sağlıklı bir eleştiri, okumayı ve okunanı doğru anlamayı gerektirmektedir” yanıtını vermişti.