Berkin Elvan davasında adalet arayışı: 17’nci duruşma bugün

Haziran Direnişi eylemleri sırasında polisin attığı gaz fişeğiyle vurularak hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın ölümüyle ilgili davanın 17'inci duruşması bugün görüldü.

Berkin Elvan davasında adalet arayışı: 17’nci duruşma bugün

Haziran Direnişi sırasında başına isabet eden gaz kapsülü nedeniyle yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede 269 gün sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın öldürülmesine ilişin davanın 17’nci duruşması bugün İstanbul Çağlayan 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 10.00’da görüldü.

Gezi direnişi sırasında Okmeydanı’nda polisin attığı gaz fişeğinin yaralaması sonrası yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın davasının 17. duruşması Çağlayan’daki İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Bir sonraki duruşmanın 9 Aralık’ta saat 9.30’da yapılacağı açıklandı.

Duruşma öncesi berkin Elvan’ın ailesi ve Taksim Dayanışması İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.

“ASIL KATİLLER YARGILANMALI”

Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan ise “Bizim çocuğumuzu vuran tetikçi, asıl katiller yargılanmalı” ifadelerini kullandı.

Sami Elvan konuşmasına, “Bir emniyet müdürü devlet bakanına ‘Berkin Elvan’ın illegal fotoğrafları servis edildi’diye mail yolluyor. Ailem yedi yıldır acı çekiyor. Dönemin başbakanı ailemi yuhalattı. Hangi vicdana sığar bu? 13 yaşındaki bir çocuğun terörist olduğu iddiasını aklamanız gerek. O dönem Abdullah Gül, Devlet Bahçeli arayıp başsağlığı diledi. Bu çocuk teröristse bu insanlar başsağlığı diler miydi? İsterseniz beni idam edin ama söyleyeceğim. Benim çocuğumun katili bu ülkenin Cumhurbaşkanıdır. Karar verirken çocuğunuz varsa aklınıza onları getirip verin” diye konuştu.

EĞER ADALETİ SAĞLAMIŞ OLSAYDINIZ…

Anne Gülsüm Elvan ise şöyle konuştu:

“Ben buraya Berkin olarak geldim. 17 duruşmadır bu mahkeme o katili aklamaya çalışıyor. Her şey meydanda. Öldürülen çocukların suçlusu adaleti sağlamayanlardır. Kimseyi öldürmedim, hırsızlık yapmadım. Meydanlarda yuhalandım. Hangi acıya yanayım? Çocuğumu o katil aldı benden. Ben yaşamıyorum, nefes alamıyorum. Soruyorum o katile: Çocuğu baba dediğinde benim çocuğumu hatırlıyor mu?

Tek suçlu sizlersiniz. Eğer adaleti sağlamış olsaydınız çocuklar ölmeyecekti. Siz öldürün diye doğurmadım ben çocuğumu. Ben sofraya otururken oturamıyorum. Hâlâ Berkin’i sofraya çağırıyorum ben. Van’da çalışıyor şimdi o polis. Ne zaman Vanda bir haber görsem bu katil mı yaptı bunu orada diyorum. Beni, Ethem Sarisülük’ün ailesini tehdit etti polisler. Çocuklarınızı öldürdük sıra sizde dediler. Ne oldu onlara hiçbir şey? Adalet öldü çünkü bu ülkede. Avukatımız Ebru ile gömdük adaleti. İbrahim’in eşi Sultan niye tutuklu? Uyan Berkin diye şarkı söylemiş. Oğlum için yazı yazmak suç, oğlum için türkü söylemek suç. Mahkemenize, her şeyinize isyan ediyorum ben. Benim çocuğum yargıladı sizi.”

“BU SALONDA BİZ YARGILANIYORUZ”

Berkin Elvan’ın kız kardeşi Özge Elvan, “Dokuz ay boyunca neler yaşadığımı anlatsam yetmez. Annemin gözüne her baktığımda evladının acısını yeniden yaşamaması için ona sarılmadım. Bu salonda biz yargılanıyoruz. Berkin’in masumiyetini anlatmaya çalışıyoruz. Bu çok ironik” diye konuştu.

Avukat Can Atalay ise konuşmasında, gaz tüfeği kullanan polislerin pusu kurduğunu söyledi.

Atalay’ın açıklaması şöyle:

“Atış yapan polis bu toplantı ve gösteri yürüyüşüne usulüyle müdahale etmemeye karar veriyor. 80 metre kala atış yaparak kasten vuruyor Berkin’i. Kasıt olduğu açık. Bilirkişi raporları da atış yapan polisin Fatih Dalgalı olduğunu ortaya koyuyor. Keşif sırasında jandarma ve polis arasındaki kavga nedeniyle jandarma dosyadan çekildi. Bu yüzden keşif raporu yok. Buna rağmen görüntülerle hedef gözeterek atış yapıldığı ortada. Atışın yapıldığı anda o sokakta bir toplantı ve gösteri yürüyüşü yok ama olsa bile Yargıtay içtihatlarına göre polisin önce uyarıda bulunması gerekirdi.”

DELİLLERİ AVUKATLAR TOPLADI

Avukat Çiğdem Akbulut, “Soruşturma aşamasında dosyaya giren deliller tutuklu olduğu veya hayatta olmadığı için salonda bulunmayan meslektaşlarımın sayesinde toplandı” ifadelerini kullandı.

Akbulut konuşmasına şöyle devam etti:

“Barışçıl eylemlere karşı artan bir polis şiddeti vardı o dönem. Yapılması gereken her bir olay için ayrı bir soruşturma açılmasıydı ancak Berkin’in vurulmasıyla ilgili dosya yüzlerce dosyayla birleştirilmişti ilk başta.Etkin soruşturmanın önündeki bir engeldi bu. Emniyet uzunca bir süre yanlış gün ve yanlış saatlerde Okmeydanı’nda görev yapan polislerin listesini gönderdi. Dosyanın eski savcılarından biri emniyete yazdığı yazıda olayla ilgili olmayan polislerin listesi gelmesi nedeniyle adeta isyan etti. Emniyet, görevli polis listesini göndermeyerek kasıtlı olarak dosyayı sürüncemede bıraktı.

Olayın yaşandığı sokakta MOBESE kamerası olmasına rağmen kamera olmadığını bile yazdılar. Soruşturma savcısı keşif talep ettiğinde Sulh Ceza Hakimliği talebi “şu aşamada gerekli olmadığı ve bu talebin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı” gibi akıllara zarar gerekçelerle reddetti. Şüpheliler vekili meslektaşlar soruşturma aşamasında dosyadaki işlemleri takip edebilirken bizim için gizlilik kararı getirildi. Savcının olayla ilgili ismine ulaşılan ilk polisin nerede görev yaptığına ilişkin sorusuna bile bir yıl sonra yanıt verildi. Görüntülerde ismine ulaşılamamış bir ZET’çi (gaz fişeği tüfeği) polis daha var. Sanık Fatih Dalgalı’ya ve diğer polise atış emri veren bir amir var. Gezi eylemlerinde polisi kışkırtan bir siyasi iktidar var. Bu isimler soruşturulmadı. Berkin Elvan’ın cebinden maytap çıktı diyerek onun masumiyetini karalayamazsınız. Bunu gerekçe yaparak hiç kimseyi öldüremezsiniz.

Berkin Elvan davası kamuya mal olmuş bir davadır. Bu dava kamunun adil yargılanma talebidir. Siz sanığı hiç görmediniz. Soru sorulduğunda nasıl tepki verdiğini hiçbirimiz göremedik, siz de göremediniz. Sanık Fatih Dalgalı’nın duruşmaya katıldığı ekranda gözlük ve bıyık taktığını gördük. Çünkü teşhis yapılacaktı. Küçücük ekranda gördüğünüz yüzünü bir de bu aksesuarlarla kapattı. Sanığın cep telefonu sinyallerine ulaşıldı. Berkin’in vurulduğu anda Fatih Dalgalı’nın telefonu atış yapılan yerden sinyal verdi. 14 yaşında bir çocuğu polis tüfeğiyle vurdular. Dosyaya sürekli müdahale ediliyor. Delilleri karartmak istiyorlar çünkü öldürülen bir halk çocuğuysa, öldüren devletin imkanlarını kullananlarsa karşılaştığımız hep cezasızlık oldu.”

SANIK POLİS YİNE REDDETTİ

Sanık polis Fatih Dalgalı, “Baştan beri karşı tarafın avukatlarının söyledikleri standarttır” ifadelerini kullandı. Fatih Dalgalı, “Konuştukları varsayım ve hayalidir. Keşif esnasında polis ve jandarmanın kavga ettiğini söylüyorlar. Bunu da ispat edemiyorlar. Kimsenin yaralanmasıyla bir ilgim yok” şeklinde konuştu. Sanık polisin avukatları da Elvan ailesinin avukatlarının beyanlarına itiraz ettiklerini söyledi.