Birleşik Metal-İş Sendikası, ülkeyi saran koronavirüs salgınında metal sektöründe çalışan emekçilerin de ciddi biçimde etkilendiğini rakamlarla ortaya koydu.
BMİS’in bugün düzenlediği basın toplantısında metal sektöründe de salgının ciddi boyutlara ulaştığının altı çizildi.
BMİS, “Sendikamızın örgütlü olduğu işyerlerinin dörtte üçünde aktif vaka var.” açıklamasını yaptı. Bazı işyerlerinde Covid-19 tanısı konulmuş işçi oranı %30’a ulaşırken; imalat sanayinde de de aktif vaka sayısının en az 112 bin olduğu söylendi.
BMİS’in Covid-19 açıklaması şöyle:
“2019 yılında Çin’de başlayan ve Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilen Covid-19 salgını tüm şiddeti ile devam ediyor. Türkiye’de ise ilk resmi vaka 11 Mart’ta açıklandı. O günden itibaren alınan kısmı önlemlerle, 1 Haziran’daki normalleşme sürecine kadar yaygınlaşması nispeten azaltılan salgın, 1 Haziran sonrası tekrar hızla yükselmeye başladı.
Salgının başından bu yana yapılan “evde kal” çağrıları da dâhil olmak üzere, alınan önlemler tutarsız, eşit ve adil olmayan bir zeminde sürdürüldü. Ve kısa bir süre sonra salgının sınıfsal ve cinsiyetler üzerinde eşitsiz yükü daha da görünür oldu. İşçi sınıfı “kapanma” dönemlerinde “ özel izinlerle” çalışmak zorunda kaldı. İşyerlerinde alınan önlemler salgını önleme noktasında yetersiz kaldı. Kadınların hasta, çocuk bakımı ve hijyen yükü arttı. İşsizlik arttı, kadın ve genç işsizliği daha da arttı. Kadına yönelik artan erkek şiddeti ise salgının bir diğer kabul edilemez sonucu oldu.
Bu süreçte, alınan ekonomik önlemler, sermayeye “kalkan” oldu. İşçilerin birikimi olan İşsizlik Fonu patronlara kaynağa dönüştü. Salgın döneminde ücretsiz izne çıkan işçiler ise günlük 39 TL ile ailelerini geçindirmek zorunda kaldı. Kayıt dışı, günlük işlerde çalışan milyonlarca insan 39 TL’den de mahrum kaldılar. Kısa çalışma, ücretsiz izin desteği, işsizlik emekçileri bu salgın döneminde daha da yoksullaştırdı. En temel beslenme ihtiyaçlarına, sağlık hizmetlerine erişimin önüne salgının yarattığı koşullar ve yoksulluk girdi.
Özellikle 1 Haziran’dan sonra, salgını önleme vatandaşların inisiyatifine bırakıldı ve toplu koruma önlemleri bir kenara atıldı. Fabrikalar nerdeyse hiç durmadı, toplu taşımada, servislerde alının önlemler ortadan kalktı. Seyahat etme, toplu açılışlar, toplantılar devam etti. Hükümet salgını siyasi bir araca dönüştürdü. Kendi eylem ve etkinliklerine devam ederken, muhalefetin sesini kısma aracı haline getirdi. Hükümetin eylem ve etkinlikleri salgının yayılmasını hızlandıran faktörlerden biri oldu.
Hükümetin salgında izlediği yol sermayenin eğilimini açıkça ortaya koymaktadır.
Hükümetin salgın politikası ve açıklamaları, sermaye ve hükümetin eğilimini açıkça ortaya koyuyor: Ne pahasına olursa olsun çalışma yaşamının kesintisiz devam etmesi. Bu nedenle çalışma ortamları, fabrikalar, salgının hızla yayıldığı ve toplumu etkileyen ve kamu sağlığını tehlikeye atan ortamlara dönüşmüş durumdadır.
Hükümetin salgın yönetimi, temaslı takibi ve filyasyon yönetimi, birçok sektörde, patronların üretim duracak kaygısı ve işçilerin ücretlerinde kesinti yapılacak korkusuyla uygulanamadı. Sermayenin ve hükümetin talebi ile “çarklar döndürüldü”, işçiler salgına karşı korumasız bırakıldı.”
“Sonuç, İSİG Meclisi verilerine göre sekiz ayda (11 Mart-10 Kasım), çoğunluğunu işçilerin mesai arkadaşlarından, yerel basından ve sağlık örgütlerinden öğrendiğimiz kadarıyla tespit edebildiğimiz en az 368 Covid-19 nedenli iş cinayeti meydana geldi.
Sendikamız salgının ortaya çıktığı günden itibaren aktif tutum aldı. Daha ilk günden itibaren yayılımını önlemek için işyerlerinde üretimin durdurulması dâhil birçok çalışmayı uygulamaya koydu.
Birleşik Metal İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) 10 haftadır online anket ile düzenli olarak işyerlerinden COVİD 19 verilerini toplamakta ve haftalık olarak paylaşmaktadır. Yine sendikamız Mart ve Haziran döneminde şubelerimizden gelen verilerin kaydını tutmuştur. Bu son verilerin ışığında, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği dairemiz ve uzmanlarımız tarafından veriler değerlendirilerek, salgının gidişatı tespit edilmeye çalışıldı ve örgütlü olduğumuz alanda COVİD 19 gerçeği bu çalışmalarla ortaya çıkarıldı. Salgının önlenmesine yönelik olarak alınması gereken acil önlem başlıkları belirlendi.
Sendikamız salgının ortaya çıktığı günden itibaren aktif tutum almış bir sendikadır. İşyerlerinde gerekli müdahalelerde bulunmuş, işyeri incelemeleri gerçekleştirmiş, bilgilendirici faaliyetlerde bulunmuş, talimatlar, broşürler hazırlamış ve üyelerine ulaştırmış bir sendikadır. Salgının başladığı ilk günden itibaren yayılımını önlemek için işyerlerinde üretimin durdurulması dâhil birçok çalışmayı uygulamaya koymuş bir sendikadır.
Bugün, salgının yayılmasına ilişkin olarak 1 Haziran öncesi verilerini de hızla geride bıraktığımızı görüyoruz. Gebze’de kurulu yeni örgütlendiğimiz bir işyerinde çalışan üyemiz Hatice Dursun’u ne yazık ki Covid-19 nedeniyle kaybettik.
Salgına yönelik olarak sürecin başından bugüne sendikamızın ilgili dairemiz, şube yönetimlerimiz, temsilcilerimiz ve sendikal kadrolarımızla işbirliği içinde mücadele yürütmesine rağmen hızlı bir artış söz konusudur. Hayatın normale döndürülmesi için hızla atılan adımlar nedeniyle 1 Haziran öncesi verilerini de hızla geride bıraktığımızı gözlemliyoruz. Gebze’de kurulu yeni örgütlendiğimiz bir işyerinde çalışan üyemiz Hatice Dursun’u ne yazık ki Covid-19 nedeniyle 16 Kasım tarihinde kaybettik. Örgütlü bir işyerlerimizde tüm çabamıza rağmen ortaya çıkan bu tablo, diğer alanlardaki tablonun vahameti konusunda bir ipucu vermektedir.”
“31 Ağustos-6 Eylül 2020 haftasında vaka sayısı 207’si Mersin, Kırşehir ve Ankara’da kurulu olan 3 fabrikada olmak 278 olarak tespit edilmiştir. Bu işyerlerinde salgının kontrol edilmesi ile birlikte 28 Eylül-4 Ekim 2020 tarihlerinde aktif vaka sayısı 88’e gerilemiştir. Ancak bu haftadan itibaren işyerlerindeki aktif vaka sayısı hızlı bir artış kaydetmiştir. 9-16 Kasım 2020 Haftası’ndaki aktif vaka sayısı 771 ile 28 Eylül-4 Ekim 2020 haftasının aktif vaka sayısının yaklaşık 9 katıdır. Aktif vaka sayısında bu dönemde yaşanan artış büyük oranda, üye yoğunluğunun olduğu, Gebze ve İstanbul Anadolu yakasındaki işyerlerindeki artıştan kaynaklanmıştır. Bu dönemde aktif vaka sayısı söz konusu bölgelerde 39’dan 347’ye fırlamıştır. Bu dönemde Covid 19 tanısı konulmuş işçi sayısının %30’a ulaştığı işyerlerimiz olmuştur.”
“Buna göre aktif vaka oranı sendikanın örgütlü olduğu işyerlerinde çalışan işçiler arasında yüzde 2,6’dır. İmalat Sanayi’nde ücretli olarak çalışanların sayısı TÜİK İşgücü İstatistikleri Ağustos 2020 dönemi verilerine göre 4 milyon 374 bindir. Araştırmanın yapıldığı işyerleri, işyeri tedbirlerinin görece daha etkin bir biçimde alındığı, orta ve büyük ölçekli firmalardır. Söz konusu oranın sendikasız, ölçeği daha küçük ve görece daha güvencesiz sektörlerde bu oranın daha yüksek olduğu tahmin edilebilir. Bu varsayım altında söz konusu oran imalat sektörüne uygulandığında, sektörde aktif vaka sayısı en az 112 bindir.
Mevcut veriler Türkiye’de açıklanan oranların çok üzerindedir. Vaka sayısı açıklanmazken Sağlık Bakanlığı’nın resmi tablosunda; toplam hasta sayısı 430.170 iyileşen hasta sayısı 364.573, vefat eden 11.943’tür. Buna göre; dün itibariyle aktif hasta sayısı: 53.654’tür.
Sendikamızdaki oranın nüfusu yansıttığı varsayımı altında; vaka sayısı 2 Milyon 162 bindir.”
“Sendikamızın örgütlü olduğu işyerlerinde işçilerin yüzde 7,3’ü Covid-19’a yakalanmıştır.
Söz konusu işyerlerinde salgın başladığından bu yana Covid-19 vaka sayısı 2.194 olarak tespit edilmiştir. Bu da sendikanın toplu sözleşme kapsamındaki işyerlerinde işçi sayısının yüzde 7,3’üne denk gelmektedir. Ancak işyerlerinde hastalığa ikinci kere yakalanan işçilerin olduğu bildirilmiştir. Bu durumda olan işçi sayısının bilgisi bulunmamaktadır. Bugün ile 1 Haziran öncesi son verilerimiz kıyasladığımızda ki, Mayıs 2020’e kadar Covid-19 tanısı konulan işçi sayısı 156’dır, salgının hızla yayıldığı görülmektedir. 9-16 Kasım haftasında karantina altındaki işçi sayısı binin üzerindedir.”
“Sendikanın örgütlü olduğu işyerlerinde kadın işçilerde de vaka sayısı hızla artmaktadır. 30 Ağustos’a kadar görülen vaka sayısı sadece 9 iken bu tarihten itibaren yaklaşık 9 kat artarak 92’ye yükseldi.
Sendikamızın örgütlü olduğu işyerlerinin dörtte üçünde aktif vaka var.
Sendikamızın örgütlü olduğu işyerlerinin dörtte üçünde en az 1 tanılı aktif vaka bulunmaktadır. Bu veri salgının bütün işyerlerine hızla yayıldığını somut olarak ortaya koymaktadır.
İşyerleri alarm veriyor. Fabrikalardan topluma yönelttiğimiz projeksiyonda, iktidarın Covid-19 salgın yönetimindeki tutarsızlığını, halkın sağlığını hiçe sayan, şeffaf olmayan tutumunu rahatlıkla görmek mümkün.
“Hükümet salgın yönetimine sermayenin gözlüğünden, ekonominin çarklarından ve siyasetin penceresinden bakmayı bir kenara bırakarak akıl ve bilimin rehberliğinde insan sağlığını ve yaşam hakkını temel alan bir yaklaşımla;
Meslek örgütlerinin ve bu alanda çalışan uzman diğer kurum ve kuruluşların önerilerini dikkate almalıdır.
Tüm işçilere ücretsiz test yapılmalı ve belli periyotlarla tekrarlanmalıdır.
İşçiler ücret kaybı yaşamadan çalışma süreleri kısaltılmalı, dönüşümlü çalışmaya geçilmeli, üretim planları iş organizasyonları buna göre yapılmalı, fazla mesailer kaldırılmalıdır.
İşçilerin salgının tespitine yönelik olarak doktor muayenesi, test sonuçlarının ortaya çıkması ve karantina dönemlerinde geçen sürelerde ücret kesintisi yapılmamalıdır.
Kronik hastalara, engelli işçilere, gebe ve emziren kadın işçilere salgın riski ortadan kalkıncaya kadar ücretli izin verilmelidir.
Ücretsiz izin uygulaması derhal kaldırılmalı. Gerçek anlamda işten çıkış yasağı uygulanmalıdır.
İşsizlik Fonu; sermayi teşvik kaynağı değil salgından ekonomik olarak etkilenen emekçiler için kullanılmadılır.
İşyerlerinde bireysel koruma önlemleri yanında, toplu koruma önlemleri hayata geçirilmeli, üretim alanları fiziksel mesafeye göre düzenlenmelidir.
İşçilerin toplu taşıma yerine işverenlerce sağlanacak servislerle işyerlerine ulaşmaları ve evlerine dönmeleri sağlanmalı, işçi servislerinden yararlanan işçilerin sayısı yarı yarıya azaltılmalıdır.
Yemekhanelerde ve sosyal alanlarda gerekli önlemler alınmalı, bu alanlar işçilerin inisiyatifine bırakmadan fiziksel mesafe kurallarına uygun olarak düzenlenmelidir.
Olası bir sokağa çıkma yasağının ilanında zorunlu ve hayati ihtiyaçların karşılandığı hizmetlerin dışında çalışma hayatı istisnasız durdurulmalıdır.
Evden çalışma yapabilecek olan işlerde işçiler evden çalıştırılmalı, ancak işçilerin çalışma saatleri evde haftalık 45 saati geçmemeli, evden çalışma nedeniyle artan giderler, elektrik, internet vb. işverenler tarafından karşılanmalıdır.
Evde bakıma muhtaç çocuğu olduğu için izin kullanmak isteyen kadın işçilerin ücretlerinde bir kesinti yapılmamalıdır. Bu nedenle işten ayrılan işçilere devlet desteği sağlanmalıdır.
Evde Covid-19 hasta bakımını üstelenmek zorunda kalan kadın ya da erkek işçilerin ücretlerinde bir kesinti yapılmamalıdır.
Covid-19 sağlık emekçileri için meslek hastalığı, diğer işkollarında çalışan işçiler için ise iş kazası olarak tanınmalı.
BİRLEŞİK METAL-İŞ
Genel Yönetim Kurulu”
Dokuzuncu olağan kongresini gerçekleştiren Saadet Partisi'nde genel başkanlık için Kayseri milletvekili Mahmut Arıkan ile İstanbul…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, PKK lideri Abdullah Öcalan için yaptığı çağrının yankıları sürüyor. Cumhurbaşkanı…
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında çıkardığı…
ABD'li Senatör Lindsey Graham, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma…
Kadına yönelik şiddeti tek başına biyolojik bir mesele olarak erkek saldırganlığıyla açıklamak en hafif tabirle…
Bu düzen çürümüştür. Şimdi bu çürümüş düzeni yeni anayasa ile tescillemek istiyorlar. Medeni kanunu tartışmaya…