Boşluğa terkedilenler: Dershane öğretmenleri
Eğitim yapılamadığı için maaşların ödenmediği sektörde öğretmenler sadece kısa çalışma ödeneğine mahkum edilirken, oluşan farklarda ve yapılan “online eğitim”lere dair ise hiç bir kurum neredeyse ödeme yapmaya yanaşmıyor.
Covid-19 salgının başlamasından sonra Milli Eğitim Bakanlığı örgün eğitim kurumlarında ve buna bağlı tüm eğitim kurumlarında eğitime ara verdi. Eğitime ara verilmesi ile birlikte dershanelerde çalışan öğretmenlerin durumu ise tam bir belirsizliğe sürüklendi.
Milli Eğitim Bakanlığı, bakanlığa bağlı çalışan öğretmenler için çalışma ve maaş işleyişini salgının başladığı günlerde açıkladı. Buna kısa sürede durumları belirsizliğini koruyan ücretli öğretmenlerin de eklenmesi ile salgın dahilinde yayınlanan yönetmelik ile temel maaşları güvence altına alındı.
Özel eğitim sektöründe ve özellikle de dershanelerde çalışan öğretmenler ise bu süreçte tamamen belirsizliğe itildiler.
Dershane sahipleri öğretmenler için kısa çalışma ödeneğine başvurarak kendi karlarını düşürmemeye çalışırken, ortaya çıkan eğitim boşluğunu ise öğretmenlere “online eğitim” baskısı şeklinde yapmayı da ihmal etmiyor. Velilerden alınan tüm paralara rağmen bu durum maaşlara ise yansımıyor. Butik tabir edilen dershanelerde bu durum çok fazla iken, kurumsal yapısı ile öne çıkan ve reklam yapan “işletmeler” ise öğretmenleri neredeyse yok sayma durumuna geçtiler.
Eğitim yapılamadığı için maaşların ödenmediği sektörde öğretmenler sadece kısa çalışma ödeneğine mahkum edilirken, oluşan farklarda ve yapılan “online eğitim”lere dair ise hiç bir kurum neredeyse ödeme yapmaya yanaşmıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın konuya dair yaklaşımı sorulduğunda bakan tarafından verilen cevap ise; “özel eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin durumunun iş hukukunu bağladığı” ve “bu alanda çalışan öğretmenlerin ve personelin kendilerini bağlamadığı” şeklinde oldu. Kısacası “başınız çaresine bakın” denilmiş oldu.
KAÇ ÖĞRETMEN VAR BELLİ DEĞİL!
Sektörde tam olarak kaç kişinin bulunduğu bir soru olarak ortada duruyor. Milli Eğitim verilerine göre 2500 civarında özel eğitim kurumunun olduğu bildiriliyor. Bunlardan 1500 tanesinin dershane ve etüt merkezi olduğu tahmin ediliyor. Dershanelerde çalışan öğretmenlerin ciddi bir kısmı 15 Temmuz sonrası dönemde çıkarılan yasa ile kurumda öğretmen statüsünde gösterilemiyordu. İdari personel, başka şirket üzerinden sigortalı gösterme vb. yöntemler ile çalışma alanında varlığını sürdüren bir çok öğretmen dershanelerde çalışıyor. Bunun dışında KHK’lı olduğu ya da emekli olduğu için maaş kesintisine uğramak istemeyen öğretmenlerin varlığı da katıldığında 30 bin civarında bir öğretmenin durumu kimsenin gündemine girmiyor.
Kendi iç örgütlülüğünde zayıf olan özel dershanelerde çalışan öğretmenlerin sesini duyurabilecekleri bir platformları da yok. Sosyal medya da dahi gündeme gelemedikleri bir gerçek.
GELECEK YILA DAİR BELİRSİZLİK SÜRÜYOR
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) özel öğretim kurslarının geçtiğimiz haziranda kapatılacağını açıklanmış, daha sonra bu süre Haziran 2020’ye kadar uzatılmıştı.
Covid-19 süreci ile toplumsal gündemde yer tutmayan bu durum, tüm öğretmenlerin üzerinde oluşan bir diğer baskı. Sürecin zorlanması durumunda merdiven altı tabir edilen sektörün artacağını açıklayan ÖZDEBİR ise kendi adına yasal çerçevenin eski haline getirilmesini istiyor.